B ile Başlayan Phrasal Verbs’ler (Deyimsel Fiiller)
Back Up: Desteklemek
Can you please back up me in this project?
(Bu projede beni destekleyebilir misin lütfen?)
I will definitely back up you.
(Kesinlikle seni destekleyeceğim.)
Bite Off: Isırmak
Watch out! The dog will bite you.
(Dikkatli ol! Köpek seni ısıracak.)
Our dog doesn’t bite anyone.
(Köpeğimiz kimseyi ısırmaz.)
Break Away: Kaçmak
Our cat broke away last year.
(Kedimiz geçen yıl kaçtı.)
Don’t break away from our dog.
(Kedimizden kaçma.)
Break Down: Bozulmak
My toys have been broken down.
(Oyuncaklarım bozuldu.)
The fridge has been broken down although we bought it last year. (Buzdolabını geçen yıl almamıza rağmen bozuldu.)
Our TV has been broken down last month.
(Geçen ay televizyonumuz bozuldu.)
Break In: Bir konuşmayı, görüşmeyi kesmek.
He has broken in our phone conversation.
(Bizim telefon görüşmemizi kesti.)
Please do not break in me during my presentation.
(Lütfen sunumum sırasında beni kesmeyin.)
Break Into: Bir işe girmek
He has just broken into a new job.
(O henüz yeni bir işe girdi.)
Last year my mom broke into that company as a manager.
(Geçen yıl annem o şirkete müdür olarak işe başladı.)
Bring About: Neden olmak
Climate change brought about new problems.
(İklim değişikliği yeni problemlere neden oldu.)
Do not bring about new problems.
(Yeni sorunlara neden olma)
Bring Back: Hatırlamak
When I look at the old photos, I bring back my memories.
(Eski resimlere baktığımda anılarımı hatırlarım.)
We came together with our friends and brought back our high school years. (Arkadaşlarımızla bir araya geldik ve lise yıllarımızı hatırladık.)
Please bring back our friendship.
(Lütfen arkadaşlığımızı hatırla.)
Bring In: Üretmek
Our farmers bring in very quality products.
(Çiftçilerimiz çok kaliteli ürünler üretir.)
Our company is bringing the best computers in our country.
(Şirketimiz, ülkemizdeki en kaliteli bilgisayarları üretiyor.)
Bring Through: Tedavi etmek
Animals are brought through at the animal hospital.
(Hayvanlar, hayvan hastanesinde tedavi edilir.)
My doctor brought through my pains.
(Doktorum benim yaralarımı iyileştirdi.)
Bring out: Yapmak
We will bring out a new product next year.
(Gelecek yıl yeni bir ürün yapacağız.)
I will bring out a new cottage.
(Yeni bir kulübe yapacağım.)
Bring Off: Zorluklara rağmen başarmak
You will see that we will bring off.
(Zorluklara rağmen başardığımızı göreceksin.)