Barselona’da Gezilecek Yerler
İspanya, yurt dışı seyahati düşünenlerin gitmek istediği, ölmeden önce mutlaka görülmesi gereken ülkelerin ilk sıralarında yer alan bir Avrupa ülkesi.
Akdeniz’e kıyısı olması ve yumuşak iklimi ile yılın her zamanı oldukça fazla ziyaretçi alıyor. İlk sıralara eklenmesinde ise, Katalan özerk bölgesinde bulunan ve başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz kendine has mimari yapılarıyla ünlü Barselona şehrinin rolü oldukça büyük. Bundandır ki, İspanya demek aslında Barselona demek.
Müzeleri, eserleri ve tarihi atmosferi ile Barselona’da gezilecek yerler listemiz işte karşınızda!
Barselona’nın merkezi yerlerinde ana dil olarak İspanyolca ve merkezden uzaklaştıkça da Katalanca konuşuluyor. Fakat turistik geziniz esnasında rahatlıkla İngilizce anlaşabilirsiniz. Bu sebeple, Barselona’da gezilecek yerler listenize başlamadan önce biraz pratik yapmayı deneyebilir, İngilizcenizi ufak alıştırmalarla geliştirerek daha aktif kullanabilirsiniz. Bunun için ise en doğru adres Cambly!
Cambly, ana dili İngilizce olan eğitmenlerle bire bir, özel ders alabileceğiniz veya 3 kişilik grup derslerine katılabileceğiniz bir platform. İstediğiniz eğitmenlerden, 7/24 belirlediğiniz gün ve saatte ders alabilir, seviyeniz ve hedefleriniz doğrultusunda çalışabilirsiniz. Üstelik yapay zeka destekli İngilizce öğrenme asistanı Cambly AI ile pratik yapmak, iş İngilizcesi, deyimler, mülakat önerileri gibi e-kitaplara sahip olmak ve eğitmenlerin YouTube canlı derslerine katılmak tamamen ücretsiz!
Hadi, İngilizce öğrenme yolculuğunuza ilk adımı bugün atın! Barselona ziyaretinizin keyfini ikiye katlayın!
Sagrada Familia Bazilikası – La Sagrada Familia
Barselona’ya geldiğinizde uğrayacağınız ilk yer, şüphesiz La Sagrada Familia olacak.
Her yıl milyonlarca turistin akınına uğrayan Sagrada Familia Bazilikası, Barselona’nın en popüler yapısı. Gördüğünüzde bu popülerliği neye borçlu olduğunu siz de anlayacaksınız. Çünkü kendisi henüz bitmemiş bir kilise ve bu nedenle halk arasında ‘Bitmeyen Kilise’ olarak da biliniyor. İlk temelleri 1882 yılında atılmış ve yapımı 137 yıldır hala sürmekte.
Katalan mimar Antoni Gaudi’nin en önemli eseri niteliğinde olan bu bazilikanın kendine hayran bırakacak bir mimarisi var. Gotik mimarinin baskın olduğu yapının her cephesinde doğa, hayvan ve bitki temaları göze çarpıyor. Birbirine simetrik olmayan devasa 4 kulesi, salyangoz yapılı merdivenleri ve hem dışı hem de içinde Hıristiyanlık tarihini yansıtan figürleri ile Sagrada Familia’ya tamamlanmamış haliyle bile hayran kalacaksınız.
Park Güell – Parc Güell
1984’te UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan Parc Güell, Antoni Gaudi’nin önemli bir diğer eseri ve mutlaka ziyaret edilmeli.
1910 yılında 60 evden oluşacak bir site olarak tasarlanan Park Güell, yapımı uzun sürünce 2 ev inşasının ardından bir parka dönüştürülmüş ve 1922 yılında halkla buluşmuş. Adeta bir masal köyünü yansıtan yapı, rengarenk desenlere ve eşsiz tasarımlara sahip. Seramiklerle kaplı pavilyonları, tasarım harikası çifte merdiveni, devasa kertenkele heykeli ve farklı bir tarzda yapılmış viyadükleri sayesinde burayı gezmekten büyük bir keyif alacaksınız.
Üstelik Gaudi’nin doğa temasını en iyi şekilde yansıttığı bu parktan eşsiz bir Barselona manzarası izleyebilirsiniz.
Casa Batllo
Namı diğer ‘Kemikli Ev’.
Antoni Gaudi’nin yarattığı bir diğer şaheser Casa Batllo, Barselona’nın en çok ziyaret edilen yapılarından bir diğeri. Dış cephesinin balık puluna benzer görünümü, 1. katında bulunan büyük salonun eşsiz girdap tavanı ve parlak vitrayları ile benzerini göremeyeceğiniz bir tasarımı bulunuyor.
Casa Batllo da aynı Park Güell gibi UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmış bir yapıdır.
Casa Mila – La Pedrera
Ünlü iş adamı Pere Mila için Antoni Gaudi tarafından tasarlanan Casa Mila, 8 katlı bir apartman görünümü taşıyor. Ancak bir farkla; binamızın hiç sivri köşesi yok.
Yapımında kullanılan doğal taşlar nedeniyle ‘Taş Ocağı’ anlamına gelen La Pedrera da denilen bu eser, dalgalı bir deniz ve içindeki yosunlar düşünülerek tasarlanmış. Yani mimarımız Antoni Gaudi, bu eserinde de doğa temasını sonuna kadar kullanmış. Dışarıdan fark edemeyeceğiniz iki avlunun birleşimi ile oluşan dairesel avlusu, dökme demirden yapılmış balkonları ve garip şekilli bacaları ile Casa Mila’yı ziyaret etmeden dönmeyin.
Katalonya Meydanı – Plaça de Catalunya
Şehrin en büyük meydanı: Plaça de Catalunya.
Oval bir tasarıma sahip olan Katalonya Meydanı, kentin önemli caddelerinin bağlantı noktası niteliğinde ve alışveriş yapmak için çeşitli imkânlar sunan oldukça işlek bir meydan. Ayrıca meydanda Francesc Macia Heykeli ve Enigma Tanrıçası Heykeli olmak üzere iki önemli anıt bulunmakta. Görmeden geçmeyin deriz.
La Rambla Caddesi – Las Ramblas
Kentin atmosferini canlı canlı hissedebileceğiniz, keyifli bir yürüyüş yaparken aynı zamanda hediyelik dükkanlarını da gezebileceğiniz, restoran ve kafeleri ile şehrin en işlek ve geniş caddesi, Las Ramblas.
La Rambla Caddesi, iki tarafında uzun çınar ağaçlarının bulunduğu, her köşe başında sokak sanatçısı görebileceğiniz ve alışveriş yapabileceğiniz ünlü bir cadde.
Katalonya Meydanı’ndan girerek gezmeye başlayabileceğiniz bu cadde üzerinde görmeniz gereken önemli başka yerler de var tabi ki. 19. yüzyıl yapımı Font de Canaletes Çeşmesi, Avrupa’nın ikinci büyük opera binası olan Gran Teatre del Liceu ve caddenin sonunda yer alan Kristof Kolomb Heykeli listenize eklemeniz gereken yerler arasında.
Barselona Pazarı – Mercat de La Boqueria
La Rambla Caddesi’ne geldiyseniz bir sonraki ziyaret noktanız cadde üzerinde yer alan Barselona Pazarı olacaktır.
Mercat de La Boqueria, taze meyve, sebze, et, şekerleme ve atıştırmalık tezgahlarını bulabileceğiniz bir kapalı pazar. O kadar ünlü ki, dünyanın her yerinden buraya gelenler olduğu biliniyor. Hem sebze-meyve alışverişinizi sağlayabileceğiniz hem de tadım yapabileceğiniz bir yer olması ise, bu pazarı cazip kılan bir özellik. Burayı aç karınla gezmekte fayda var, bizden söylemesi!
Camp Nou Stadyumu ve Barcelona Müzesi – Museu del Futbol Club Barcelona
Barselona denince futbol severlerin aklında canlanan tek bir şey var: Barca yani FC Barcelona.
Birçok turistin gelmişken bu ünlü stadyumda bir Barselona maçı izleyebilmenin hayalini kurduğunu tahmin edebiliyoruz. Bu nedenle, Barselona’yı ziyaret edenlerin yaklaşık 100.000 kişi kapasitesi ile Avrupa’nın en büyük stadyumu ünvanına sahip Camp Nou stadyumunu ve tarihi başarılarla dolu Barselona Futbol Kulübü’nün müzesini gezmesini tavsiye ederiz. Soyunma odaları, tribünleri ve kupalarının sergilendiği müzeyi gezebileceğiniz gibi adınızın yazılı olduğu bir Barselona forması da satın alabilirsiniz.
La Barceloneta
Kentin kıyı şeridinde yer alan La Barceloneta, “Hep bina mı göreceğiz, nerede Akdeniz?” diyenlere en güzel cevap.
Küçük bir balıkçı kasabasını andıran La Barceloneta’nın, küçük restoran ve kafeleri meşhur. Üstelik merkeze yakın bir de plajı bulunuyor. 19. yüzyılda inşa edilmiş olan bu yerleşkedeki binalar 2-3 katlı olup caddeye bakan küçük pencerelere sahip. Şehrin bu sıcak ve farklı yüzünü görmeden dönmemek lazım.
Picasso Müzesi – Barcelona Museu Picasso
Buraya kadar gelip de ünlü İspanyol ressam Pablo Picasso’nun müzesini gezmemek olmaz.
1963’de Picasso adına açılan ilk müze ünvanına sahip olan Museu Picasso, bünyesinde 3500’den fazla eseri bulunduruyor. Ağırlıklı olarak ressamın ilk eserlerinden oluşan müze, Orta Çağ zamanlarında malikâne olarak kullanılmış ve kısa bir süre Picasso burada yaşamış.
Katalonya Ulusal Sanat Müzesi – Museu Nacional d’Art de Catalunya
Barselona’ya geldiğinizde Katalan sanat tarihini yakından görebileceğiniz Katalonya Ulusal Sanat Müzesi, gezilecekler listenizde olmalı.
Orijinal adı, Museu Nacional d’Art de Catalunya kısaca MNAC olan müze, Palau Nacional Sarayı içerisinde bulunuyor ve binlerce yıllık Katalan sanatına ait benzeri olmayan eserler barındırıyor. Fresk koleksiyonları bunların başında geliyor.
Müzenin önünde yer alan Magic Fountain of Montjuic (La Font Magica) ise ziyaretçilerine akşamları ışıklı, müzikli ve renkli bir su gösterisi sunuyor. Bu renkli gösteriyi de mutlaka izlemelisiniz.
Barcelona Katedrali – Cathedral de la Seu
Tam bir Orta Çağ esintisi yaratan Barcelona Katedrali, 14.yüzyılda inşasına başlanan ancak 20. yüzyıl dolaylarında bitirilen bir kilise. La Seu adıyla da bilinen bu yapı, Barri Gotic yani Gotik Mahalle’de yer alıyor.
Önemli bir dini yapı olan katedralin iç mekanı oldukça ihtişamlıyken dış cephesi ise tam bir gotik mimari örneği.
Kentin tarihinin başladığı gotik mahallenin tarzını da yansıtan bu kiliseyi listenize eklemişken Barri Gotic’i de bir gezin deriz. Dar sokakları ve küçük kafeleri ile size farklı bir gün yaşatacağı kesin.
Tibidabo Tepesi
Bir tepe düşünün, bir kilise ve yanında bir lunaparkla. İşte orası, Tibidabo Tepesi.
Tibidabo Tepesi, 1902 yılında yapılmış Kutsal Yürek Kilisesi ile Tibidabo Lunaparkına ev sahipliği yapıyor. Burayı ziyaret ederek neogotik ve modernist tarzdaki kiliseyi gezebilir, 288 metre uzunluğundaki iletişim kulesine asansörle çıkarak manzarayı seyredebilir hatta eski zamanların lunaparkında gönlünüzce eğlenebilirsiniz.
Merkezden biraz uzakta bulunsa da şehrin en yüksek noktası olması nedeniyle listenize eklemeniz doğru bir karar olacak.
İspanyol Köyü – Poble Espanyol
Montjuic Tepesi’nde yer alan Poble Espanyol, açık hava müzesi olarak tasarlanmış yapay bir köy aslında.
Ana meydanında çeşitli kafe ve restoranların bulunduğu, 117 ünlü binanın gerçek ölçekli birer kopyasından oluşan İspanyol Köyü, İspanyol ev modellerini en iyi şekilde yansıtıyor. Çeşitli el sanatları atölyelerinin de bulunduğu bu köyü gezerek Barcelona turunuzu tamamlayabilirsiniz.