Yaklaşın! En Yeni İngilizce Öğrenme Yöntemi: Bebekler Gibi İngilizce Öğrenmek

Her geçen gün İngilizce öğrenme konusunda farklı yöntemler geliştiriliyor.
Uykuda öğrenme, meditasyon yaparak öğrenme ve şimdi de bebekler gibi İngilizce öğrenme… En yeni metotlardan biri olan bebekler gibi İngilizce öğrenmenin mümkün olup olmadığını birlikte inceleyelim.
Dil öğrenmede bebeklerin yetişkinlerden çok daha kabiliyetli olmasında ortak bir kabule varabiliriz. Bu kabiliyet yıllarca bilim insanlarının ilgisini çekmiş. Bebeklerdeki “İlahi açıklık’’ durumu çok uzun zaman araştırmalara konu olmuş ve olmaya devam edecek gibi.
Peki Bebekler Nasıl Öğreniyor?
Bebekler, anne karnında gelişiminin 3. ayından itibaren sesleri duymaya ve hatta tepki vermeye başlayabilir. Son derece zeki oldukları için, etraflarında konuşulan dilin çözümlemesini pratik etmelerine yani konuşmalarına gerek kalmadan anlamlandırabiliyorlar.
Bebeklerin doğuştan gelen yetenekleri haricinde konuşulanları anlamak için yaptıkları tek bir eylem var: dinlemek. Müthiş bir veri depolaması ve istatistiksel analizle, bebekler sadece dinleyerek; bazılarına göre 3 bazılarına göre 5 dili aynı anda öğrenebiliyorlar.
Biz Neden Öğrenemiyoruz?
Duyduklarını kaydeden bebekler çözümlemeyi beyinlerinde gerçekleştirerek saf bir öğrenme gerçekleştiriyor. Saflık konusunu şu şekilde açıklayabiliriz: yetişkinler yabancı bir dili öğrenmek için yazıyor, anlamaya çalışıyor ve en önemlisi konuşmaya çalışıyor.
Bilim, çocukların yedi yaşına kadar bir dahinin öğrenme kapasitesine sahip olduğunu kabul ediyor. Yaş ilerledikçe de öğrenme yetisinin sistematik bir düşüş yaşadığında uzlaşılıyor fakat nedeni tam olarak açıklanamıyor. Eğer bebekler gibi dil öğrenmek istiyorsak, belli bir süre onlar gibi sadece dinlememiz gerektiği kesin. Sadece ve sürekli…
Yetişkinlerin Bebekler Gibi İngilizce Öğrenmesi Mümkün mü?
1984 yılında Bankog’da bir dil merkezinde yetişkinler, bebekler gibi bir yıl boyunca yabancı bir dili yalnızca dinlediler. Sonucunda neredeyse bebekler gibi öğrenebilmişlerdi. Neredeyse hiçbir şey yapmadan öğrendikleri dili doğru anlamayı başarmışlardı. Anladıkları için doğru ve akıcı konuşmaya geçebildiler.
Biz yetişkinler yeni bir dilde konuşmaya temkinli yaklaşıyoruz. “Must I go mu demeliyim yoksa “ Should I go mu? ’’ gibi hatalar yapmaktan çekindiğimiz için düşünerek, en az yanlışla konuşmaya kendimizi zorluyoruz. Oysa yaptığımız en büyük hatalardan biri şu: Konuşmaya çalışmadan önce dili düşünmek.
Konuşurken Hata Yapmaktan Korkmayın
Bebeklerin bu tür kaygıları yok. Onlar dilin yerlisi olduklarını konuşarak gösteriyorlar. Hata yapmaktan korkmuyorlar. Oysa biz yetişkinler, İngiltere’nin Cambridge bölgesinde 30 yılımızı geçirmiş bir tavırlarla konuşmaya çalışıyoruz.
Acı Gerçek: “Siz Bebek Değilsiniz.’’
Reklamlarda gördüğünüz gibi 3-4 ayda akıcı İngilizce konuşma sadece dinleyerek olabilseydi şimdiye kadar İngilizce öğrenmeyen kimse kalmazdı, değil mi?
Maalesef büyüdük ve artık o bebek halimizden eser yok. Boş vakitler, açık zihinler yerlerini yapılması zorunlu işlere, gerekli gereksiz bilgilerle dolu beyinlere bıraktı. Artık bebekler gibi İngilizce öğrenme yöntemini bebeklere bırakmalı, yetişkinler için uygun metotlar bulmalı ve uygulamalıyız.
Nasıl İngilizce Öğrenebilirsiniz?
Sizler bebeklerden daha fazla eylem becerisine sahipsiniz. Okuyabiliyor, yazabiliyor, konuşabiliyor ve tahlil edebiliyorsunuz. Yazının başlarında bu özelliklerin dezavantaj yaratabileceğinden bahsetmiştik. Saf bir öğrenme, saf bir dinleme ile mümkün olabiliyordu.
Ancak bunun olabilmesi için profesyonel şartların gerektiğini ve bebek olmadığımızı biliyoruz. Öyleyse yetişkinlere uygun bir öğrenme yöntemi geliştirmeliyiz.
Bunlar:
1- Yetişkinlikte sahip olduğumuz yetilerin tamamına yakınını kullanmalıyız. Evet, yanlış okumadınız. Sakın gözünüz korkmasın. Üniversite sınavına hazırlanır gibi oturup İngilizce çalışın demiyoruz. Eylemleriniz ne kadar İngilizce ile iç içe olursa o kadar çok öğrenebilirsiniz diyoruz.
Okuduğunuz yazılara İngilizce kısa metinler ekleyebilirsiniz. Her ne olursa… Dilerseniz günlük burç yorumlarından bir paragraf okuyun, dilerseniz The New York Times haberi okuyun. Yararlı olacaktır.
2- Günlük, öykü, şiir, makale tarzı yazıyorsanız bir de bunları İngilizce yazmayı deneyebilirsiniz. Günlüğünüzün adının İngilizce olması, bir cümleyi İngilizce yazmak öğrenmenize katkı sağlayacak.
Yazı benim tarzım değil diyorsanız size hemen yapabileceğiniz başka bir iş bulabiliriz. Mesela bir arkadaşınızla İngilizce mesajlaşabilirsiniz. Böylece İngilizce pratik de yapmış olursunuz.
3- Gün içinde okuduklarınızı, yazdıklarınızı hatta yaşantınızı bile tahlil ediyorsunuz. Bunu İngilizce için de kullanabilirsiniz. Bazı deyimleri, günlük konuşma kalıplarını öğrebilirsiniz (yabancı diziler, İngilizce vloglar sayesinde).
Örneğin bir şarkıda “sorry not sorry’’ kalıbı kullanılıyor. Duyduğunuzda anlamlandıramadığınız bu tamlamayı araştırabilirsiniz. “Üzgün olunabilecek bir durumda üzgün olmamayı” anlatır bu deyiş. Biri size hatalı olduğunuzu, pişman olacağınız bir davranışta bulunduğunuzu söyleyebilir. Eğer siz yaptığınızdan son derece eminseniz ve sonuçları sizi üzmeyecekse bu kalıbı kullanabilirsiniz.
4- İşte en etkili olanı: konuşmak.
Eğer başka bir ülkeye gitme ve orada minimum 6-7 ay kalma şansınız varsa, fırsatı değerlendirin. İşte o zaman bebekler gibi İngilizce öğrenebilirsiniz. Bir süre sadece dinleyecek ve sürekli maruz kaldığınız dili anlamaya başlayacaksınız. Anladıklarınız konuşmalarınızı etkileyecek ve “Konuşurken yanlış dil bilgisi kullanır mıyım?” diye bir düşünce aklınıza gelmeyecek.
Eğer İngilizce konuşulan ülkelere gidemiyorsanız:
Ana dili İngilizce olan birilerini buraya getirin. Nasıl ki bebekler günün 14 saati uyuyor, 10 saati de ebeveynleri ve diğer uyaranlar (TV, YouTube) tarafından dile maruz kalıyorlarsa sizin de benzeri şartları deneyimlemeniz gerek.
Doğru dil bilgisi ile size en doğru konuşmayı ancak eğitimi ana dili İngilizce olan insanlar aşılayabilir. İngilizce öğrenmek için en samimi ve en doğru kaynak: “CAMBLY’’.
İnternetin olduğu her yerde yanınızda olan, eğitmen olabilmek için gerekli eğitimleri almış, tecrübeli eğitmenlerden belirlediğiniz plana göre ders alabiliyorsunuz.
“Yazmadan öğrenemiyorum.’” grubuna mensupsanız ve gramer ağırlıklı çalışmak istiyorsanız yazarak, not alarak bir çalışma yöntemi de belirleyebilirsiniz.
“Konuşmadan, pratik yapmadan akılda kalıcı olmuyor.’’ diyorsanız adresiniz yine CAMBLY. Dilediğiniz konuda tartışmak hatta eğitmenlerin kültürleri, dilleri, ülkeleri hakkında bilgi edinmek gibi ‘’bir taşla iki kuş vurabileceğiniz’’ ortamı oluşturabilirsiniz.
İngilizce öğrenmek veya İngilizcenizi bir üst seviyeye çıkarmak için daha fazla beklemeyin! Bugün Cambly’ye kaydolun, öğrenme serüveninize ücretsiz & sınırsız Cambly AI dersleriyle başlayın.