Berlin’de Gezilecek Yerler
Tarihte önemli olaylara tanıklık etmiş, hem dünyanın dört bir yanından turist alan hem de birçok Türk için yerleşim yeri olmuş bir şehir; Almanya’nın başkenti Berlin. Ünlü ‘Berlin Duvarı’ ile akıllara kazınan bu kent, içinde fazlaca tarih, eğlence ve hüzün barındırıyor. Renkli caddeleri, ünlü müzeleri, meydanları ve mimari yapıları ile Berlin’de gezilecek yerler konusunda kararsız kaldıysanız, bu yazımız sizin için.
‘Nereleri gezsek görsek?’ diyenlere, işte Berlin gezi rehberi.
Brandenburg Kapısı – Brandenburger Tor
Berlin’e geldiniz. Acaba ilk görmeniz gereken yer neresi? Cevap, Brandenburger Tor.
Şehir için Brandenburg Kapısı büyük bir önem taşıyor. 1. ve 2. Dünya Savaşı’nda ağır yaralar almış olan şehrin bir nevi zafer sembolü niteliğinde olan yer, 17.yüzyılda inşa edilmiş. 26 metre yüksekliği ve yaklaşık 66 metre uzunluğu bulunan giriş kapısının üzerinde Quadriga adı verilen bir heykel de var. 12 sütun üzerine kurulu olan yapının heykeli, 1806 yılında Napolyon tarafından kazanılan zafer sonrası Paris’e götürülmüş, ancak 1814’te heykel tekrardan eski yerine konulmuş. Her gün binlerce ziyaretçinin uğradığı kapının kentin ilk ve mutlak görülmesi gereken yapısı olduğu tartışılmaz.
Alman Parlamento Binası – Reichstag
Brandenburg Kapısı’nı gördükten sonra buranın kuzeyinde mutlaka uğramanız gereken bir yapı daha var. O da Reichstag yani Alman Parlamento Binası.
‘Ne işimiz var parlamento binasında!’ diye düşünmeyin. Berlin’e kadar gelmişken bu binayı görmeden dönmüş olmak büyük bir hata olur.
Mimar Paul Wallot’un 1882’de yapılan tasarım yarışmasını kazanması sonucu 1884-1894 yılları arasında inşa edilmiş. Tepesinde ise Berlin’in 360 derecelik panoramik manzarasına sahiplik eden cam bir kubbesi var. Yağmur suyunu arıtma özelliği ve güneş panelleri sayesinde kendi elektriğini üretebilmesi ile oldukça ilgi çekici bir mimari yapı olan Reichstag ve cam kubbesine rezervasyon yaptırarak çıkabilirsiniz.
Doğu Yakası Galerisi – East Side Gallery
Ne demiştik, Berlin demek duvar demek.
1961-1989 yılları arasında kenti Doğu ve Batı Berlin olarak ikiye bölen 46 kilometrelik Berlin Duvarı, yıkılmasının ardından yaşayan bir sanat eserine dönüşmüş. East Side Gallery de yıkılan duvardan geriye kalanları oluşturuyor.
Doğu Yakası Galerisi, 1,3 kilometrelik duvara Dünyanın farklı birçok yerinden gelen ressamların 100’ün üzerinde resim yapması sonucu meydana gelmiş en büyük açık hava galerisi. 1990 yılından bu yana ziyarete açık olan galeriyi yılda 3 milyondan fazla kişinin ziyaret ettiği biliniyor. Bu nedenle mutlaka görülmeli. Bizden söylemesi.
Alexander Meydanı – Alexanderplatz
Alexanderplatz, yani yerli halkın deyişiyle Alex.
Berlin’in en meşhur meydanı olan Alexander Meydanı kafeleri, dükkanları ve meydanında bulunan ‘Dünya Saati’ ile görülmesi gereken yerlerden bir diğeri. Adını ise 1809 yılında kenti ziyaret eden Rus Çarı I. Alexander’dan alıyor. Günümüzdeki hâli de 1973’ten sonra şekillenmiş ve halkın buluşma noktası olmuş. Spree Nehri ile Berlin Katedrali yakınlarında bulunan bu meydan, gezip dolaşıp acıkınca bir şeyler atıştırıp alışveriş yapabileceğiniz bir meydan. Alışveriş için meydanda Alexa adında bir alışveriş merkezi de bulunmakta.
Berlin Televizyon Kulesi – Berliner Fernsehturm
Alexander Meydanı’nda yer alan bir diğer görülmesi gereken yer ise Berliner Fernsehturm.
Berliner Fernsehturm, bir televizyon kulesi. Yapımı 1964-1969 yılları arasında tamamlanan bu kule, Avrupa’nın desteksiz en yüksek 4.yapısı unvanını taşıyor. Ziyaretçilerine 360 derece şehir manzarası sunan küre şeklindeki gözlem alanı, yerden 200 metre yükseklikte. Gözlem alanının üzerinde ise bir restoran bulunuyor ve yarım saatte bir tam tur dönüş yapıyor. Kulenin tamamı da 368 metre yüksekliğe sahip. Açık havalarda 42 kilometreye kadar ulaşan görüş alanı ile gece 00:00’e kadar ziyarete açık olan Berlin Televizyon Kulesi’ne mutlaka çıkmalısınız.
Berlin Katedrali – Berliner Dom
Berlin’de görülmesi gerekenler listemizde bir de katedral var. Adı, Berliner Dom.
- yüzyılda inşa edilen yapı, Rönesans tarzı ile beraber Neo-Barok mimariye de örnek oluşturan bir kilise. 1943’te çıkan yangınla kullanılamaz hâle gelmiş ve 2006’da restorasyon sonrası tekrar kullanıma açılmış. Berlin Katedrali, adı katedral olmasına rağmen içinde herhangi bir psikopos yaşamadığı için aslında tam anlamıyla bir katedral değil, kilise. Hatta Almanya’daki Protestan kiliselerin başı konumunda. Bu sebeple, her yıl binlerce ziyaretçisi oluyor ve burada çeşitli etkinlikler ve konserler düzenleniyor.
Dilerseniz katedrali ziyaret ettiğinizde çan kulesine çıkarak etrafı seyredebilirsiniz.
Kreuzberg
Kreuzberg, namı diğer ‘Küçük İstanbul’
Burası Berlin’in bir semti ve yoğun bir Türk nüfusa sahip. Bundan dolayı da Türkler arasında Küçük İstanbul (Klein İstanbul) deniyor. Kreuzberg’e geldiğinizde çevrede sayısız Türk kökenli dükkân görebilmeniz mümkün. Yani yeme-içme seçeneği çok fazla.
Çok sayıda bar, pub ve eğlence mekanının bulunması, Kreuzberg’in gece hayatını da oldukça hareketli kılıyor. Eğlenmeyi sevenler için alternatif olabilir.
Müzeler Adası
Berlin’e gelip de müze gezmeden olmaz. Bunun için uğrayacağınız yer ise, Müzeler Adası.
Müzeler Adası, Spree Nehri üzerindeki küçük bir adada kurulu 5 müzeden meydana geliyor. Unesco Dünya Mirasları Listesi’ne alınmış olan bu adada; Altes Museum, Neues Museum, Bode Museum, Alte Nationalgalerie ve Pergamonmuseum bulunuyor. Her biri farklı tarih ve kültürlere ait önemli eserlere ev sahipliği yapmakta. Mısır, Mezopotamya ve Antik Yunan dönemlerinin eserleri, gelmişken görülmeli.
Holocaust Anıtı
Nazi soykırımı nedeniyle hayatını kaybeden 6 milyon Yahudi’nin anısına yapılmış bir yapı Holocaust Anıtı.
Henüz yakın bir tarihte, 2003’te inşa edilmiş olmasına rağmen 2005’ten bu yana birçok kişi tarafından ziyaret ediliyor. 2. Dünya Savaşı’nın 60.yılında, 19.000 metrekarelik geniş bir alana inşa edilmiş 2711 adet bloktan oluşan bu anıt, farklı yüksekliklere sahip blokları ile ziyaretçilerine buruk bir gezinti sunuyor.
Checkpoint Charlie
Berlin’in Doğu ve Batı olarak ikiye ayrıldığı dönemde geçiş kapılarından biri olan Checkpoint Charlie (Checkpoint C noktası), 1961-1990 yılları arasında Batı tarafında ABD askerlerinin Doğu tarafında ise Sovyet askerlerinin nöbet tuttuğu bir kontrol noktası.
İki devlet arasında zaman zaman sorunların da yaşandığı bu nokta, günümüzde temsili bir kulübe ve temsili askerleri ile ziyaretçilerini karşılıyor. Arzu ederseniz gezebileceğiniz bir müze ve hediyelik eşya dükkânı da mevcut. Aklınızda bulunsun.
Gendarmenmarkt
Özellikle Noel zamanına denk gelmiş bir gezi yapacaksanız listenize mutlaka almanız gereken bir diğer görülesi yer, Gendarmenmarkt.
Gendarmenmarkt, 17. yüzyıl sonlarında inşa edilmiş ve Fransa’dan kaçan Protestanların yerleşim yeri olmuş ünlü bir meydan. Noel zamanında kurulan renkli ve eğlenceli pazarı sayesinde oldukça fazla turist çekiyor. Meydanda ayrıca bir kule ve müze de var.
Charlottenburg Sarayı
Berlin’in en büyük sarayı olan Charlottenburg Sarayı17. yüzyıl sonlarında Prusya Prensesi Sophie Charlotte von Brandenburg için I.Friedrich tarafından inşa ettirilmiş. Ayrıca saray, 400 yıl boyunca hüküm sürmüş Hohenzollern Hanedanı’nın tek mirası. 4 ayrı bölümden oluşan sarayda Altın Galeri, Oval Salon, Porselen Odası gibi görülmesi gereken önemli bölümler var. Buraya geldiğinizde saray kadar bahçenin güzelliği de ilginizi çekecek. (Fotoğraf makinelerini hazırlayın)
Potsdamer Meydanı – Potsdamer Platz
Berlin’in ünlü bir diğer meydanı, Potsdamer Platz.
Potsdamer Meydanı, 1990 yılından sonra çevresine inşa edilen yapılarla modernleşmiş ve günümüzde birçok açık hava sergisine ve sokak sanatına ev sahipliği yapıyor. Çeşitli otel, restoran, kafe ve bar bulunan meydanda Sony Center isimli bir tesis de var. Gösterişli çatısı ile gelenleri kendine hayran bırakan, alışveriş yapmak ve sinema izlemek için güzel seçenekler bulunduran Sony Center’a da meydana gelmişken uğrayın.
Tiergarten
Listenin sonunda Berlin’in en ünlü parkı olan Tiergarten var.
Tiergarten, 210 hektarlık bir alana sahip. Öncesinde kraliyet üyelerinin avlanma alanı iken 18. yüzyılda III. Friedrich’in talebi üzerine bir parka dönüşmüş. Geniş orman dokusu, şehrin adeta kalbi gibi.
Park aynı zamanda Berlin Zoolojik Bahçesi’ne de ev sahipliği yapıyor. Almanya’daki en eski ulusal hayvanat bahçesi olan mekân, 1844’te 35 hektarlık bir alan üzerine kurulmuş. İçinde barındırdığı 1400 farklı tür ile ‘Dünya’nın en ayrıntılı tür barındıran hayvanat bahçesi’ ünvanını taşıyor. Gezintinizde keyifli saatler geçirmek ve farklı türlerde hayvanları görebilmek için oldukça faydalı bir seçenek.
Berlin, Almanya’nın ikonik bir şehri ve ana dili Almanca. Oldukça fazla Türk nüfusa sahip olsa da turistik geziniz sırasında İngilizce sizin için büyük bir ihtiyaç olacak.
Bu nedenle, Berlin’de gezilecek yerler turuna başlamadan önce bir bilenle biraz pratik yapmanız, seyahatinizin keyfini kuşkusuz ikiye katlayacak. O hâlde zaman kaybetmeden CAMBLY ile tanışın!
Cambly, yeni nesil İngilizce kursu olarak ihtiyaç duyduğunuz her zaman kolaylıkla ulaşabileceğiniz ve yardım alabileceğiniz bir uygulama. Ana dili İngilizce olan eğitmen kadrosu içinden seçeceğiniz eğitmenle online videolu görüşme yaparak birebir ders alabilirsiniz. Üstelik dersinizin gününü ve saatini kendiniz belirlersiniz. Zaman kaybetmeden hemen pratik yap butonuna tıklayın ve Cambly ile İngilizce çalışmanın pratikliğini siz de deneyimleyin. Üstelik ‘blog100’ kodunu kullananlara ilk 10 dakikalık deneme dersimiz ücretsiz!