Bol Anlamlı Kelimeler Serisi 8: TAKE
Bol anlamlı İngilizce kelimeler serisiyle yeniden karşınızdayız! Önceki yazılarımızda “Run”, “get”, “do” gibi fiilleri işlemiştik. Şimdi ise tam 343 farklı anlama gelen “take” fiili üzerinde duracağız. Tabii ki bizden bu anlamların hepsini bilmemiz beklenmiyor. Bu yüzden bu yazımızda take fiilinin günlük hayatta en çok kullanılan anlamlarına değindik. Öyleyse başlayalım:
- Take fiilinin akla gelen ilk anlamlarından biri “bir şeyi veya birini bir yerden alıp başka bir yere götürmek” olacaktır.
Remember to take a pen with you. / Yanına kalem almayı unutma.
Take these papers to your office, will you? / Bu kağıtları ofisine götürür müsün?
- “Take someone for something” kalıbıyla kullanıldığında da ise “birini bir yere/bir şey için götürmek” anlamına gelir.
We took our dog for a walk. / Köpeğimizi yürüyüşe çıkardık.
I want to take you to the best restaurant in the city. / Seni şehirdeki en iyi restorana götürmek istiyorum.
- Take: to require the use of (something) / gerektirmek
It takes courage to say such words. / Bunları söylemek cesaret gerektirir.
Bu anlamda kullanılan bir kalıp vardır: have what it takes
I have what it takes to be successful dancer. / Başarılı bir dansçı olmak için gereken her şeye sahibim.
Whatever it takes ise her ne gerekiyorsa, ne pahasına olursa olsun anlamına gelir.
- Take fiili zaman gerektirmek/zaman almak anlamında da kullanılır.
It takes an hour for me to get there. / Oraya gitmek bir saatimi alır.
- Take: to accept something that someone offers you / verilen bir şeyi kabul etmek
I’ve decided not to take the job. / İşi kabul etmemeye karar verdim.
Do you take credit cards? / Kredi kartı kabul ediyor musunuz?
- Take it or leave it kalıbı ise ister kabul etme ister etme anlamına gelir ve teklifin değişmeyeceğine işaret eder.
- Take fiili olumsuz durumları da şikayet etmeden kabul etmek / dayanmak anlamında kullanılır.
I can’t take it anymore! / Artık dayanamıyorum!
You have to be able to take criticism if you want to be an artist. / Sanatçı olmak istiyorsan eleştirileri kabul edebilmelisin.
- Take: to travel somewhere by a vehicle or using a route / bir araç vasıtasıyla veya belli bir yönde ilerleyerek bir yere gitmek
Let’s take the train instead of walking. / Yürümek yerine trene binelim.
Take the road on the right to get to the park. / Parka ulaşmak için sağdaki yola sap.
Bir şey yerken “eat” ve bir şey içerken “drink” deriz; ancak sıvı veya katı ilaç alırken take fiilini kullanırız.
Take a pill for your headache. / Baş ağrın için bir ilaç al.
- Take: to reach out and get something, especially with your hand / genellikle elleri kullanarak bir şeyi almak, tutmak
Take whatever you want from the buffet. / Açık büfeden istediğini al.
Let me take your coat. / Montunuzu alayım.
I took the puppy gently in my hands. / Köpek yavrusunu nazikçe ellerimde tuttum.
- Take: understand something in a particular way / bir şeyi belli bir şekilde anlamak
Please don’t take this the wrong way. / Lütfen yanlış anlama.
- Take something away from something/someone: to remove / kaldırmak, çıkarmak, etkilerini azaltmak
If you take 3 away from 5 you get 2. / 5’ten 3’ü çıkarırsan iki kalır.
Hearing spoilers take all the fun away from movies. / Spoiler duymak filmlerdeki tüm eğlenceyi mahvediyor.
- Pandemiden sonra çok sık duyduğumuz bir kavram: take away. Bir restorandan siparişi alıp başka bir yerde yemek anlamına geliyor. Take away food / coffee gibi isim olarak da kullanılıyor.
- Take off: remove clothing, glasses, etc / kıyafet, gözlük vs çıkarmak
When I get home, the first thing I do is take off my uniform. / Eve gelince yaptığım ilk şey üniformamı çıkarmak.
- Take (something) off aynı zamanda işten izin almak anlamına gelir.
I’m taking Tuesday off to go to Dubai. / Dubai’ye gitmek için Salı günü izin aldım.
Take off öbeğinin bir başka anla
- Take fiili, kendisinden sonra gelen eylemi yapmak / gerçekleştirmek anlamına da gelir.
Take a look at this! / Şuna baksana!
I’ll take a walk. / Ben bir yürüyeceğim.
I took the test on Monday. / Pazartesi günü sınava girdim.
We’ll take legal action against the accusers. / Bizi suçlayanlara karşı yasal yollara başvuracağız.
- Take: to apply oneself to the study of / bir alanda eğitim görmek
I’m taking music lessons. / Müzik dersi alıyorum.
- Take: to get by drawing or painting or by photography / bir şeyin resmini çizmek veya fotoğrafını çekmek
- Take: to get possession of something or someone / bir şeyi veya bir kişiyi ele geçirmek, bir şeye sahip olmak
The burglers took five people as prisoners. / Hırsızlar beş kişiyi esir aldı.
Thieves took the painting from the museum. / Hırsızlar tabloyu müzeden çaldı.
Bu yazıdan öğrendiklerinizi pekiştirmek ister misiniz? Cambly, bire bir olarak düzenlenen online dersleriyle dilediğin zaman dilediğin yerde İngilizceni geliştirme fırsatı sunuyor. Siz de hemen Cambly’ye üye olun ve ana dili İngilizce olan eğitmenlerle İngilizce konuşma pratiği yapın. Gitmeden önce “take” fiilini son bir kez daha kullanalım: take care! / kendinize iyi bakın!