Cambly Bol Anlamlı Kelimeler Serisi 8: CUT
Kullanıldıkları yer ve biçime göre çeşitli anlamlara gelebilen İngilizce kelimeleri anlattığımız Cambly bol anlamlı kelimeler serimize tekrar hoş geldiniz! Bu yazımızda ele alacağımız kelime ise “cut” kelimesi.
Haydi, isterseniz kullanıldığı yere göre fiil veya isim görevi görebilen bu kelimenin çeşitli kullanımlarına bir bakalım.
En genel tanımıyla kelimenin ilk anlamı “to make an opening, incision, or wound in (something) with a sharp-edged tool or object” (keskin bir araç veya nesne ile kesmek, yarmak veya yaralamak), Türkçedeki kesmek fiiliyle neredeyse aynı anlama sahiptir. Şimdi birkaç örneğe göz atalım:
I cut my finger while I was preparing dinner yesterday. / Dün akşam yemeği hazırlarken parmağımı kestim.
Kesme eyleminin sonucu olarak oluşan yaralardan bahsetmek için de cut kelimesi kullanılır:
The doctor gave me an ointment so that my cut will heal. / Kesiğimin iyileşmesi için doktor bana bir merhem verdi.
Bir yerin yaralarla kaplı olduğunu ifade etmek için ise “be covered in cuts and bruises” ifadesini kullanabiliriz:
The patient’s body was covered in cuts and bruises after the accident. / Kazadan sonra hastanın vücudu yara bere içindeydi.
Aynı zamanda saç veya tırnak kesmek (cut one’s hair / nails) gibi tabirler ile kullanıldığında “to trim” (kırpmak) anlamına gelebilir:
I should cut my nails before the graduation ceremony, I want to look good in the photos. / Mezuniyet töreninden önce tırnaklarımı kesmem gerek, fotoğraflarda iyi görünmek istiyorum.
Şimdi de kullanıldığı bağlama göre anlamı tamamen değişebilen “cut” kelimesinin spesifik bazı örneklerini inceleyelim.
Kelimenin anlamlarından biri olan “to make something shorter, smaller, lower, etc.”, Türkçedeki azaltmak veya düşürmek kelimelerine karşılık gelebiliyor:
The company had to cut costs due to the high inflation rate. / Şirket, yüksek enflasyon oranı sebebiyle maliyet azaltmak zorunda kaldı.
The owner of the store announced that they would cut prices on all electronic products. / Mağaza sahibi, tüm elektronik ürünlerde fiyatları düşüreceklerini duyurdu.
Benzer biçimde, bir “cut” kelimesi bir şeyi kısaltmak anlamında da kullanılabiliyor:
We had to cut the text so that it would fit on one page. / Tek sayfaya sığması için metni kısaltmak zorunda kaldık.
Yine bir şeyi başka bir şeyden çıkarmak için “cut” kelimesini kullanabiliriz:
Some of the controversial scenes were cut out of the film. / Bazı tartışmalı sahneler filmden çıkarıldı.
Idioms & phrasal verbs
- Cut across: to pass through or across something (bir şeyin içinden, ortasından veya üzerinden geçmek)
We can cut across the construction site if you’re in a hurry. / Eğer acelen varsa inşaat alanının içinden geçebiliriz.
- Cut back: to reduce the amount or do less of something (bir şeyi azaltmak veya daha az yapmak)
My doctor keeps suggesting that I cut back on smoking. / Doktorum sürekli sigarayı azaltmamı öneriyor.
You need to cut down on your spending if you want to survive. / Eğer hayatta kalmak istiyorsan harcamalarını kısmak zorundasın.
- Cut down: to reduce the amount or do less of something, make something shorter (bir şeyi azaltmak veya daha az yapmak, kesmek, kısaltmak)
I want to lose weight, so I’m cutting down on oily foods. / Kilo vermek istiyorum, bu yüzden yağlı yemekleri azaltıyorum.
The farmers cut down most of the rainforest. / Çiftçiler, yağmur ormanının çoğunu kestiler.
- Cut something: to stop doing something (bir şeyi yapmayı bırakmak)
You had better cut the jokes if you want me to be serious. / Ciddi olmamı istiyorsan şaka yapmayı kessen iyi olur.
- Take a cut: to take a share of the loot or profit (ganimet veya kardan pay almak)
You can take your cut when you finish the job / İşi bitirdiğin zaman payını alabilirsin.
- Cut (someone) some slack: to treat someone in a less harsh or critical way (birine daha az yüklenmek veya eleştirel davranmak)
Can you cut me some slack? I’m already doing the best that I can. / Beni rahat bırakabilir misin? Zaten elimden geleni yapıyorum.
- Cut corners: to do something in the easiest or cheapest way (kolaya kaçmak, masraftan kaçmak)
It’s really not hard to notice that they cut corners when building this apartment. / Bu apartmanı inşa ederken kolaya kaçtıklarını fark etmek hiç zor değil.
- Cut both ways: to have both advantages and disadvantages (hem olumlu hem olumsuz yönlere sahip olmak)
The advancements in technology cut both ways. / Teknolojide yaşanan gelişmeler hem olumlu hem olumsuz yönlere sahip.
Bu yazıda “cut” kelimesinin bol sayıda farklı kullanımını öğrendiniz. Peki düzenli konuşma pratiği yaparak burada öğrendiklerinizi pekiştirmeye ne dersiniz? Tek yapmanız gereken hemen şimdi Cambly’ye kaydolup ana dili İngilizce olan bir eğitmenle istediğiniz yerde, istediğiniz saatte pratik yapmaya başlamak!