Düzensiz Fiiller (Irregular Verbs): İngilizce Türkçe Detaylı Konu Anlatımı + Örnek Cümleler
İngilizce öğrenirken öncelikle belli kelimelerin anlamlarını bilmeniz, ardından sözcükleri gramer kurallarına göre uygun şekilde sıralamanız beklenir. Tam biraz kelime öğrenip sonra da dil bilgisi kurallarını öğrenmeye başlarken “Simple Past Tense” ile birlikte fiillerin 2. hatta 3. halleri olduğunu öğrenmek sizi hayal kırıklığına uğratmasın.
Düzenli yapıda olan fiilleri basit bir kuralla dönüştürülürken düzensiz fiiller için ise biraz ezber yapmak ve fiili doğru yerde nasıl kullanacağınızı öğrenmek iyi bir başlangıç olacak.
Irregular Verbs (Düzensiz Fiiller) Nedir?
İngilizcede düzenli fiiller olduğu gibi düzensiz fiiller de vardır. Simple Past Tense ve Past Participle formdaki cümlelerde fiillerin çoğu sonuna -d, -ed ve -ied eki alırken bazı fiiller bu kurala uymaz. Bu kurala uymayan ve geçmiş zaman halleri present hallerinden tamamen farklı olan bu fiillere düzensiz fiiller yani irregular verbs denir.
Düzensiz fiiller, kullanıldığı zaman ve duruma göre Verb 2 ve Verb 3 yani Past Participle formunda kullanılır. Dilerseniz bu fiilleri hangi durumlarda, nasıl kullanacağımıza birlikte göz atalım.
Düzensiz Fiillerin 2. Hali Nerelerde Kullanılır?
Simple past tense zamanı anlatan cümleler verb 2 ile kurulur. Türkçe karşılığı “geçmiş zaman” olan Past Tense zamanı anlatan cümlelerde düzensiz fiilleri aşağıdaki kalıba uygun şekilde kullanırız.
Subject + Verb 2 + Object
Özne + Fiilin 2. Hâli + Nesne
Örnek:
I went to the hospital last night.
(Dün gece hastaneye gittim.)
I woke up yesterday at 11 o’clock.
(Dün saat 11’de uyandım.)
Tim brought his car to İstanbul last summer.
(Tim geçen yaz arabasını İstanbul’a getirdi.)
She wrote a letter to her teacher yesterday morning in the class.
(Dün sabah öğretmenine derste bir mektup yazdı.)
Düzensiz Fiillerin 3. Hali Nerelerde Kullanılır?
Present Perfect Tense (Yakın Geçmiş Zaman)
Geçmişte olmuş ancak etkisi hala devam eden eylem ve durumlar için kullanılır. Yani geçmiş ve gelecekle bağlantı kurar.
Subject + Have/Has + Verb 3 + Object
Özne + Yardımcı Fiil (have/ has) + Fiilin 3. Hali + Nesne
Örnek:
I have gone to school.
(Okula gittim.)
She has just done her homework.
(Ödevini henüz yaptı.)
I have never seen a tiger in my life.
(Hayatımda hiç kaplan görmedim.)
My mother has eaten sushi before.
(Annem daha önce suşi yedi.)
Past Perfect Tense (Mişli Geçmiş Zaman)
Geçmişte yaşanan belli bir an ya da olaydan önce meydana gelmiş başka bir olayı anlatmak için kullanılır. Türkçede -mışlı, -mişli geçmiş zaman olarak da bilinir. Yine Past Perfect Pense için de fiillerin 3. halini bilmek gerekir.
Subject + Had + Verb 3 + Object
Özne + Yardımcı Fiil (had) + Fiilin 3. Hali + Nesne
Örnek:
I had seen the car before the accident.
(Kazadan önce arabayı görmüştüm.)
My father had taught me French.
(Babam bana Fransızca öğretmişti.)
We went out after the rain had begun.
(Yağmur başladıktan sonra dışarı çıktık.)
Miss Clark told me that my son had broken a window.
(Bayan Clark, oğlumun bir pencereyi kırdığını söyledi.)
Future Perfect Tense (Gelecek Zamanda Tamamlanmışlık)
Fiillerin 3. hallerini kullanabileceğiniz zaman yapılarından biri de Future Perfect Tense’dir. Bu zaman kipi bir işin gelecek zamanda tamamlanmış olacağını anlatmaktadır. Bu tensi de irregular verb 3 durumlarını bilmeden kullanamayız.
Subject + will have + Verb 3 + Object
Özne + Yardımcı Fiil (will have) + Fiilin 3. Hâli + Nesne
Örnek:
I will have spoken to her about the project.
(Proje hakkında onunla konuşmuş olacağım.)
I hope I will have taken a house by the end of this year.
(Umarım bu yılın sonuna kadar bir ev almış olacağım.)
They will have paid the money by the end of next July.
(Parayı gelecek Temmuz ayı sonuna kadar ödemiş olacaklar.)
The students will have chosen the Project topic by Friday.
(Öğrenciler proje konusunu cuma gününe kadar seçmiş olacaklar.)
Passive Voice (Edilgen Yapı)
Yüklemi gerçekleştiren kişinin belli olmadığı, edilgen yapılı cümlelerde kullanılır.
Örnek:
The car was stolen.
(Araba çalındı.)
The door had been broken.
(Kapı kırılmıştı.)
The delivery must be sent by tomorrow to give the gift on time.
(Hediyenin zamanında verilmesi için teslimatın yarına kadar gönderilmesi gerekir.)
The cake will be made by Sam.
(Pasta Sam tarafından yapılacak.)
Sıfat Yapmak İçin
İsimlerin ya da diğer sıfatların önüne gelerek onları sayı, renk, konum, şekil vb. özellikler bakımından niteleyen sözcüklere sıfat denir. İngilizcede isimlerin önüne verb 3 getirilerek sıfat şekline getirilir.
Örnek:
There is a broken vase on the table.
(Masanın üzerinde kırık bir vazo var.)
May I take a cup of frozen coffee?
(Bir fincan donmuş kahve alabilir miyim?)
He came to school yesterday with a torn shirt.
(Dün yırtık bir gömlek ile okula geldi.)
This book belongs to a known author.
(Bu kitap bilindik bir yazara ait.)
En Sık Kullanılan Düzensiz Fiiller
Sonuna -d, -ed, -ied almayan fiillere düzensiz fiiller dendiğini biliyoruz. Bu fiiller herhangi bir kurala sahip olmasa da bazıları benzer şekilde oluşturulur. Bu sözcükleri benzerliklerine göre sınıflandırarak öğrenmek, hatırlanmasına yardımcı olacaktır. En sık kullanılan düzensiz fiiller ise aşağıda gösterildiği şekilde sıralanabilir.
Bazı düzensiz fiillerde verb 1, 2 ve 3. haller birbirinin aynısıdır.
Present (v1) | Past (v2) | Past Participle (v3) | Türkçesi |
Set | Set | Set | Ayarlamak, belirlemek |
Upset | Upset | Upset | Altüst etmek, bozulmak |
Shed | Shed | Shed | Dökmek, akıtmak |
Bet | Bet | Bet | Bahse girmek |
Broadcast | Broadcast | Broadcast | Yayımlamak, duyurmak |
Burst | Burst | Burst | Patlamak, had safhaya gelmek |
Cast | Cast | Cast | Fırlatmak |
Cost | Cost | Cost | Değer biçmek, etmek |
Cut | Cut | Cut | Kesmek |
Fit | Fit /Fitted | Fit /Fitted | Uymak, uydurmak, oturmak |
Hit | Hit | Hit | Vurmak, çarpmak |
Hurt | Hurt | Hurt | Yaralanmak, incitmek |
Let | Let | Let | İzin vermek |
Put | Put | Put | Koymak, yerleştirmek |
Read | Read | Read | Okumak, eğitimini görmek |
Shut | Shut | Shut | Kapamak, |
Slit | Slit | Slit | Sökmek, yırtmak |
Split | Split | Split | Bölmek, ayırmak |
Spread | Spread | Spread | Yaymak, yayılmak |
Thrust | Thrust | Thrust | Saldırmak, itmek |
Bazılarında verb 2. ve 3. hal birbirinin aynısı ama 1. hal farklıdır.
Present (v1) | Past (v2) | Past Participle (v3) | Türkçesi |
Bend | Bent | Bent | Bükmek, kıvırmak, eğmek |
Bind | Bound | Bound | Bağlamak, tutturmak, sarmak |
Bleed | Bled | Bled | Kanamak, sızdırmak |
Bring | Brought | Brought | Getirmek, kazandırmak |
Build | Built | Built | İnşa etmek, kurmak, örmek |
Burn | Burnt | Burnt | Yanmak, yakmak |
Buy | Bought | Bought | Satın almak, pahasına elde etmek |
Catch | Caught | Caught | Yakalamak, tutmak |
Dig | Dug | Dug | Kazmak, deşmek, dürtmek |
Dream | Dreamt | Dreamt | Rüya görmek, hayal etmek |
Feed | Fed | Fed | Beslemek, beslenmek |
Feel | Felt | Felt | Hissetmek, anlamak |
Fight | Fought | Fought | Dövüşmek, kavga etmek |
Find | Found | Found | Bulmak, keşfetmek |
Flee | Fled | Fled | Kaçmak, tüymek |
Hang | Hung | Hung | Asmak, sarkıtmak |
Have | Had | Had | Sahip olmak, |
Hear | Heard | Heard | Duymak, kulak vermek |
Hold | Held | Held | Elinde tutmak |
Keep | Kept | Kept | Muhafaza etmek, devam ettirmek |
Lay | Laid | Laid | Yatırmak, sermek |
Lead | Led | Led | Yol göstermek, yönetmek |
Learn | Learnt | Learnt | Öğrenmek, haber almak |
Leave | Left | Left | Terk etmek |
Lend | Lent | Lent | Ödünç vermek |
Light | Lit | Lit | Aydınlatmak, yakmak |
Lose | Lost | Lost | Kaybetmek, kaybolmak |
Make | Made | Made | Yapmak, sağlamak |
Quit | Quit/ Quitted | Quit/ Quitted | İstifa etmek, çekilmek, ayrılmak |
Mean | Meant | Meant | Kastetmek, anlamına gelmek |
Pay | Paid | Paid | Ödemek, karşılığını vermek |
Seek | Sought | Sought | Aramak, araştırmak |
Sell | Sold | Sold | Satmak, satılmak |
Send | Sent | Sent | Göndermek, yollamak |
Shine | Shone | Shone | Parlamak, sivrilmek, ışıldamak |
Shoot | Shot | Shot | Ateş etmek, öldürmek |
Sleep | Slept | Slept | Uyumak |
Slide | Slid | Slid | Kaymak |
Smell | Smelt | Smelt | Kokmak, koklamak, sezmek |
Spell | Spelt | Spelt | Hecelemek, harflerini söylemek |
Spend | Spent | Spent | Harcamak |
Spoil | Spoilt | Spoilt | Bozmak, yıkmak |
Stand | Stood | Stood | Ayakta durmak |
Stick | Stuck | Stuck | Yapışmak, ayrılmamak |
Sting | Stung | Stung | Kışkırtmak, tahrik etmek |
Strike | Struck | Struck | Vurmak, çarpmak |
Sweep | Swept | Swept | Süpürmek, sürüklemek |
Swing | Swung | Swung | Sallanmak |
Tell | Told | Told | Anlatmak, haber vermek |
Teach | Thought | Thought | Öğretmek, ders vermek |
Think | Thought | Thought | Düşünmek, sanmak, planlamak |
Understand | Understood | Understood | Anlamak, kavramak |
Win | Won | Won | Kazanmak |
Wind | Wound | Wound | Sarmak, kıvırmak |
Bazı düzensiz fiillerde ise 1. ve 2. hal birbirinin aynı olup sadece 3. hal farklıdır.
Present (v1) | Past (v2) | Past Participle (v3) | Türkçesi |
Beat | Beat | Beaten | Vurmak, yenmek |
Bazı düzensiz fiillerde ise 1. ve 3. hal birbirinin aynı olup sadece 2. hal farklıdır.
Present (v1) | Past (v2) | Past Participle (v3) | Türkçesi |
Become | Became | Become | Olmak, hâline gelmek |
Come | Came | Come | Gelmek |
Run | Ran | Run | Koşmak, kaçmak |
Bazı düzensiz fiillerde ise herhangi bir kurala ve ortak özelliği bağlı olmaksızın 3 hâl de birbirinden farklıdır.
Present (v1) | Past (v2) | Past Participle (v3) | Türkçesi |
Arise | Arose | Arisen | Yükselmek, ortaya çıkmak |
Awake | Awoke | Awoken | Uyanmak, uyandırmak |
Be | Was/ Were | Been | Olmak, bulunmak |
Bear | Bore | Born | Doğmak, katlanmak, üstlenmek |
Begin | Began | Begun | Başlamak |
Bite | Bit | Bitten | Isırmak, sokmak |
Blow | Blew | Blown | Esmek, uçurmak, üflemek |
Break | Broke | Broken | Kırmak, ara vermek |
Choose | Chose | Chosen | Seçmek, tercih etmek |
Do | Did | Done | Yapmak, etmek |
Draw | Drew | Drawn | Çizmek, düzenlemek |
Drink | Drank | Drunk | İçmek |
Drive | Drove | Driven | Araba kullanmak, çalıştırmak |
Eat | Ate | Eaten | Yemek |
Fall | Fell | Fallen | Düşmek, yıkılmak |
Fly | Flew | Flown | Uçmak, havalanmak |
Forbid | Forbade | Forbidden | Yasaklamak, engel olmak |
Forget | Forgot | Forgotten | Unutmak, ihmal etmek |
Forgive | Forgave | Forgiven | Affetmek, kusuruna bakmamak |
Freeze | Froze | Frozen | Donmak, dondurmak |
Get | Got | Gotten | Almak, kazanmak |
Give | Gave | Given | Vermek, ödemek, hediye etmek |
Go | Went | Gone | Gitmek |
Grow | Grew | Grown | Yetiştirmek, büyütmek |
Hide | Hid | Hidden | Saklanmak, gizlemek |
Know | Knew | Known | Bilmek, tanımak |
Mistake | Mistook | Mistaken | Hata yapmak |
Ride | Rode | Ridden | Binmek, arabayla gezmek |
Ring | Rang | Rung | Zili çalmak, çevrelemek |
Rise | Rose | Risen | Yükselmek, kalkmak |
See | Saw | Seen | Görmek |
Shake | Shook | Shaken | Sallamak, çalkalamak |
Show | Showed | Shown | Göstermek, sergilemek |
Sing | Sang | Sung | Şarkı söylemek |
Sink | Sank | Sunk | Batırmak, mahvetmek |
Speak | Spoke | Spoken | Konuşmak |
Steal | Stole | Stolen | Çalmak |
Swear | Swore | Sworn | Yemin etmek |
Swim | Swam | Swum | Yüzmek |
Take | Took | Taken | Almak, götürmek |
Tear | Tore | Torn | Yırtmak, koparmak |
Wear | Wore | Worn | Giyinmek |
Wake | Woke | Woken | Uyanmak, canlanmak |
Write | Wrote | Written | Yazmak, yazarlık yapmak |
Withdraw | Withdrew | Withdrawn | Geri çekilmek, geri almak |
Gündelik konuşma, sınav, iş İngilizcesi öğrenmek; amacınız her ne olursa olsun başarılı olabilmek için düzensiz fiiller ve Türkçe anlamlarını ezberlemek şart. Ancak ezbere eğitimin asla kalıcı olmadığı ise bilinen bir gerçek. Kalıcı bir öğrenme için bu kelimeleri öğrendikten sonra sık sık pratik yapmak gerekir. Hele bir de ana dili İngilizce olan birileriyle pratik yaparsanız yabancı dil işini kökten çözmüş olursunuz.
Pratik yapabileceğiniz, alanında uzman birini nasıl bulacağım diye merak ediyorsanız cevabı çok basit: CAMBLY.
CAMBLY ile ana dili İngilizce olan alanında uzman eğitmenlerle online konuşma pratiği yapabilirsiniz. Eğitmeniniz ile birlikte eğitim alma amacınız doğrultusunda ders planı oluşturur, dilediğiniz gün ve saatte eğitmenden dersinizi alabilirsiniz. Üstelik dersleri kaydedip daha sonra tekrar izleyerek eksiklerinizi giderebileceğinizi de unutmayın.
Dilerseniz hemen CAMBLY uygulamasını indirin ve “blog100” kodu ile 10 dakikalık ücretsiz İngilizce dersine katılın, zaman kaybetmeden CAMBLY ile tanışın.
Hemen İngilizce Fiillere Göz Atın!
İngilizce Fiiller (Verbs): İngilizce Türkçe Detaylı Konu Anlatımı + Örnek Cümleler
Harika olmuş emeğinize sağlık 👍