İngilizce Konuşmanıza Renk Katacak 15 Deyim
İngilizce öğreniyoruz ama sadece gramer kurallarını bilmek bazen eksik kalıyor, yeterince kendimizi ifade edemiyormuş gibi hissedebiliyoruz. Özellikle başlarda başka bir dilin deyimleri çok soyut ya da anlamsız gibi kulağa gelse de, o kültürün deyimlerini ve o deyimlerin geçmişini, hikayesini anlamak bizi o dile yakınlaştırır. Konuşma akışınıza, uzun uzun anlatmaktansa cuk diye oturtabileceğiniz deyimler eklemek konuşmanızı renklendirir. İşte bu yazımızda, konuşma dilinize doğallık katacak 15 deyimi kah geçmişleriyle, kah kendine özgü hikayeleriyle detaylı bir şekilde açıklıyoruz.
1. Third time’s the charm
Tıpkı dilimizde kullandığımız gibi, Allah’ın hakkı üçtür manasıyla kullanılır.
2. Never judge the book by its cover.
Bir kişiyi ya da şeyi, asla dış görünüşüne bakarak yargılamamamız gerektiğini ifade eden bir deyimdir.
3. Not my cup of tea
Benim bardağımın çayı değil. Bana göre değil anlamındadır. İlgi alanımız olmayan bir şey ya da kişi için kullanılabilir.
İngiliz İngilizcesinde cup of tea kısaca ‘cuppa tea’ olarak da kullanılır.
4. Bury the hatchet
Baltayı gömmek. Barış ilan etmek manasına geliyor. Bu deyim Kızılderililerden miras kalmış bir deyimdir. Çok eskilerden, Kızılderililer savaşı bitirdiklerinde baltaları gömerlermiş. Bu da barışın habercisiymiş.
5. Green with envy
İngilizcede bazı duygular renklerle bağdaştırılır. Örneğin hüzün ve üzüntü maviyken, kıskançlık, yeşille bağdaştırılır. Bu deyimin tam çevirisi kıskançlıktan yeşile dönmek anlamındadır. Kıskançlıktan çatlamak olarak da çevirebiliriz.
6. Tip of the iceberg
İşin sadece görünen kısmı manasındadır.
7. Have a frog in one’s throat
Boğazında kurbağa olması. Birinin sesinin çok kötü olduğunu söylemek için kullanılan bir deyimdir.
8. To be a fish out of the water
Türkçede de kullandığımız üzere, sudan çıkmış balığa dönmek anlamındadır.
9. Can’t cut the mustard
Hardalı kesememek olarak çevrilen bu deyim yetersiz görülen, başaramayan, beklentileri karşılayamayan biri için kullanılır.
10. In the doghouse
“Köpek kulübesinde” olarak çevrilir . Birisine kırılıp, alınıp, o kişiyi onaylamayıp, araya mesafe konulduğunda kullanılır.
11. Horse of a different color
Farklı rengin atı. Bu deyimin Shakespeare’den esinlenildiğine inanılıyor. Alakasız ama birbiriyle ilintili, iki farklı şeyi ifade ederken kullanılır.
12. To have a green finger
Yeşil parmaklara sahip olmak. “Green thumb (yeşil parmaklar)” olarak da bilinen bu deyimi dokunduğu yeri yeşerten, bahçeciliğe meraklı kişiler için kullanabiliriz.
13. All ears
Çevrildiğinde tüm kulaklar anlamıyla epey komik duyuluyor olsa da aslında seni tüm kulaklarımla dinliyorum, tüm dikkatim sende manasına gelir.
14. Barking up the wrong tree
Yanlış ağaca havlamak. Bu deyim avcılıktaki “treeing” kelimesinden geliyor. Avcılar köpekleri, avlamak istedikleri kuşları, hayvanları bulmaları için salarlar ve köpekler bulduklarında o ağaca havlarlarmış. Tabi bazen köpeklerin kafası karışır, yanlış ağaçlara havlarlarmış. İşte bu deyim de yanlış kişiyi boş yere suçlamak anlamına geliyor.
15. Heart of gold
Bizim de dilimizde olan, altın kalpli manasıyla kullanılan bir deyimdir.
Deyimler, soyut anlamlı oldukları için özellikle başka bir dil öğrenirken anlam karışıklığı yaratabilir. Konuşma dilinizi renklendirmek ve çeşitli deyimler kullanabilmek, o dile ne kadar hakim olduğunuzu gösterir. Tüm bu çeşitlilik, duyduğunu anlama, konuşma ve güçlü bir gramer bilgisiyle oluşur. Siz de dilinizi geliştirmek, konuşma pratiğinizi renklendirmek, duyduğunuzu rahatlıkla anlayıp, cevaplamak ve sağlam bir İngilizce alt yapısı oluşturmak istiyorsanız hemen Cambly indirin ve ana dili İngilizce eğitmenlerle, kendi seviyenize göre ilerleyin.