İngilizce Sıfatlar (Adjectives): İngilizce Türkçe Detaylı Konu Anlatımı + Örnek Cümleler
Adjective (Sıfatlar) : Sıfat bir ismi niteleyerek o ismi aynı isim grubundan belirli bir niteliği ile ayırarak daha belirli, bilinir hale getiren kelimelere denir.
Örneğin; the big hotel: burada ‘big’ otelin niteliğidir ve otelin diğer otellerden ayrılmasını sağlayacak özelliklerden birini ifade eder.
İngilizce sıfatlar konusunu hep birlikte inceleyelim;
Possessive Adjectives (Aitlik Sıfatları)
my (benim) | my car benim arabam |
your (senin/sizin) | your car senin araban |
our (bizim) | our car bizim arabamız |
their (onların) | their car onların arabası |
his (onun erkekler için) | his car onun arabası |
her (onun bayanlar için) | her car onun arabası |
its (onun cansız varlıklar ve hayvanlar için) |
Eğer isimlere uygularsak;
Ahmet’s car (Ahmet’in arabası)
Teachers room (Öğretmenler odası)
Opinion Adjectives (Düşünce Sıfatları)
Bu tür sıfatlar, interesting (ilginç), beautiful (güzel), nice (hoş), delicious (lezzetli), naughty (yaramaz)…gibi sıfatlardır.
Örnek;
That is an interesting film.
(O ilginç bir filmdir.)
He is a naughty boy
(O yaramaz bir çocuktur.)
Fact Adjectives (İsmin Özelliğini Tanımlayan Sıfatlar)
Old (Yaşlı)
Young (Genç)
Cold (Soğuk)
Hot (Sıcak)
Small (Küçük)
Big (Büyük)
Bir ismi birden fazla sıfat niteleyebilir.
Örnek;
a beautiful large college.
(Güzel, geniş bir dağ evi)
opinion fact
adjective adjective
a nice new building.
(Hoş yeni bir bina)
opinion fact
adjective adjective
Bazı sıfatlar hem sıfat hem de zarf görevi taşır.
Late (Geç)
Early (Erken)
Hard (Sıkı/Sert)
Fast (Hızlı)
Good (iyi->sıfat)
Well (iyi bir şekilde->zarf)
Örneğin;
He is a fast driver.
(O hızlı bir sürücüdür.) Sıfat
He can drive his car very fast.
(Arabasını çok hızlı sürebilir.) Zarf
I had a hard time last night.
(Geçen gece zor bir zaman geçirdim.) Sıfat
You must study your lessons very hard.
(Derslerine çok sıkı çalışmalısın.) Zarf
Bazı duyu fiilleri sıfatlarla nitelenir.
Örneğin;
I’m feeling tired.
(Kendimi yorgun hissediyorum.)
This food tastes a bit strange.
(Bu yemek biraz tuhaf tadıyor.)
Your hair looks good.
(Saçların iyi görünüyor.)
You sounded angry this morning.
(Bu sabah sinirli görünüyordun.)
Fiillere “ing” ekleyerek ya da 3.halini kullanarak sıfat yapabiliriz.
Örneğin;
Crying boy
(Ağlayan çocuk)
Boiling water
(Kaynayan su)
Developing countries
(Gelişmekte olan ülkeler)
Swimming pool
(yüzme havuzu)
Boiled water
(Kaynamış su)
Sıfatların Karşılaştırılması
İngilizcede, her yapıda olduğu gibi sıfatların da düzenli ve düzensiz şekilleri vardır. Bu durum sıfatların istisnai olarak bazen fiilleri nitelemesinde veya sıfatların “üstünlük-en üstünlük” şekillerinde karşımıza çıkmaktadır.
Tek heceli sıfatların derecelendirilmesi -er ve -est ile yapılır. En üstünlük biçiminden önce the kullanılır.
yalın biçimi | üstünlük biçimi | en üstünlük biçimi |
tall (uzun)
|
taller (daha uzun boylu) | the tallest (en uzun boylu) |
short (kısa) | shorter (daha kısa) | the shortest (en kısa) |
cheap (ucuz) | cheaper (daha ucuz) | the cheapest (en ucuz) |
old (yaşlı) | older (daha yaşlı) | The oldest (daha yaşlı) |
Sıfat -e ile bitiyorsa yalnızca -r ve -st
yalın biçimi | üstünlük biçimi | en üstünlük biçimi |
wide (geniş) | wider (daha geniş) | the widest (en geniş) |
large (büyük) | larger (daha büyük) | the largest (en büyük) |
Sıfat sesli + sessiz harf şeklinde bitiyorsa sondaki sessiz harf ikileşir.
yalın biçimi | üstünlük biçimi | en üstünlük biçimi |
big (büyük) | bigger (daha büyük) | the biggest (en büyük) |
hot (sıcak) | hotter (daha sıcak) | the hottest (en sıcak) |
-er, -y ya da -ow ile biten iki heceli sıfatlar da -er ve -est ile derecelendirilir.
yalın biçimi | üstünlük biçimi | en üstünlük biçimi |
clever (akıllı) | cleverer (daha akıllı) | the cleverest (en akıllı) |
heavy (ağır) | heavier (daha ağır) | the heaviest (en ağır) |
narrow (dar) | narrower (daha dar) | the narrowest (en dar) |
Sessiz + -y ile biten sıfatlarda sondaki -y harfinin -i olduğuna dikkat edin.
yalın biçimi | üstünlük biçimi | en üstünlük biçimi |
funny (komik) | funnier (daha komik) | the funniest (en komik) |
pretty (güzel) | prettier (daha güzel) | the prettiest (en güzel) |
more, most
İki heceli bir çok sıfat more ve most eklerini alır.
yalın biçimi | üstünlük biçimi | en üstünlük biçimi |
careful (dikkatli) | more careful (daha dikkatli) | the most careful (en dikkatli) |
stupid (aptal) | more stupid (daha aptal) | the most stupid (en aptal) |
patient (sabırlı) | more patient (daha sabırlı) | the most patient (en sabırlı) |
Üç ve daha fazla heceli sıfatlar her zaman more ve most eklerini alır.
yalın biçimi | üstünlük biçimi |
|
|
expensive (pahalı) | more expensive (daha pahalı) | the most expensive (en pahalı) | |
beautiful (güzel) | more beautiful (daha güzel) | the most beautiful (en güzel) | |
comfortable (rahat) | more comfortable (daha rahat) | the most comfortable (en rahat) |
Birkaç sıfat düzensiz olarak derecelendirilir. (irregular adjectives)
yalın biçimi | üstünlük biçimi | En üstünlük biçimi |
good, well (iyi) | better (daha iyi) | the best (en iyi) |
bad, ill (kötü) | worse (daha kötü) | the worst (en kötü) |
far (uzak) | farther, further (daha uzak) | the farthest, the furthess (en uzak) |
little (az) | less (daha az) | the least (en az) |
much, many (çok) | more (daha çok) | the most (en çok) |
old (yaşlı) | older (daha yaşlı) | the oldest (en yaşlı) |
Not: Aile içindeki yaş ilişkisini anlatırken elder veya the eldest sözcükleri kullanılır.
Örneğin;
He is my elder brother.
(O benim abim.)
His eldest son joined the army last month.
(En büyük oğlu geçen ay askere gitti.)
Sıfatların karşılaştırılması ile ilgili örnekler;
I want someting bigger.
(Daha büyük bir şey istiyorum.)
This one is more expensive.
(Bu daha pahalı.)
This is the biggest hotel in the world.
(Bu dünyadaki en büyük oteldir.)
He is the oldest student in the class.
(O sınıfın en yaşlı öğrencisidir.)
It’s the most expensive carpet I’ve ever seen.
(O şimdiye kadar gördüğüm en pahalı halıdır.)
Eğer karşılaştırılan şey ya da kimse varsa -den anlamına gelen than sözcüğü kullanılır.
Örneğin;
Ahmet is taller than Ayşe.
(Ahmet Ayşe’den daha uzun boyludur.)
This hotel is cheaper than the other one.
(Bu otel öbüründen daha ucuzdur.)
This carpet is better than that one.
(Bu halı şundan daha iyidir.)
His car is more expensive than mine.
(Onun arabası benimkinden daha pahalıdır.)
This picnic area is more marvellous than the one we went last Sunday.
(Bu piknik alanı geçen Pazar gittiğimizden daha harikadır.)
İngilizce sıfatlar (adjectives) konusu ve daha fazlası için Cambly burada! Zamanını Cambly ile daha verimli hale getirmek senin elinde. Cambly, ana dili İngilizce olan yabancı eğitmenler ile karşılıklı online konuşma pratiği yapabileceğiniz harika bir uygulama.
Dilinizi geliştirmek ve daha fazlası için hemen ücretsiz hesap oluşturun!
Güzel bir çalışma teşekkür ederim. It is good study thank you very much