İşe Girerken Maaş Pazarlığı Yapmanın 10 Altın Kuralı
Bir iş sahibi olabilmek için yapılması gerekenleri adım adım yapmaya daha çocukken başlıyoruz. Okullar okuyor, özel dersler alıyor, karneler ve transkriptlerle senelerce uğraşıyoruz. Nihayetinde kazandığımız okulları bitirip hayalimizde olan ya da karşımıza çıkan bir işe başvuruyor ve bir işverenle el sıkışıyoruz. Fakat araştırmalar gösteriyor ki, aslında bu el sıkışma çoğu zaman yalnızca bir tarafın içine sinen, aklına yatan bir netice oluyor. Çünkü ülkemizde çalışan adayları maaş pazarlığı etmek şöyle dursun, maaş konusunu konuşmaktan genellikle çekiniyor!
Bunun bir sebebi profesyonel görünen iş hayatlarımızı geleneksel kodlardan henüz ayıramamış olmamız diyebiliriz. Ülkemizde insanlar para için çalışmıyor, adeta her gün yataktan kalkıp 9 saatini işyerinde geçirmenin bir karşılığı olması gerekmiyormuş gibi maaş konuşmaktan imtina ediyor. Diğer bir sebep ise kendimize yeterince güvenmiyor olmamız. Mesleki anlamda yeterince donanımlı olmadığımızı düşündüğümüzden alnımız ak “Şu ücreti istiyorum!” diyemiyoruz.
Pazarlık yapmak, işverene pozisyonunuzun piyasa değerinin farkında olmasını sağlamak ve dolayısıyla sektöre hakim olduğunuzu göstermekle kalmayacak, ne istediğini bilen bir çalışan profili de çizdirecektir. Hazırsanız iyi bir maaş pazarlığı nasıl yapılır, bunun için neler yapmanız gerekir anlatıyoruz! 🙂
- Öncelikle buna hakkınız olduğunu bilin: Görüşme yaptığınız şirketin o pozisyon için önceden belirlenmiş bir ücret bandı olabilir. Bu durum sizde “Nasıl olsa kendi istediklerini verecekler, talep etmem neyi değiştirir ki?” hissi yaratmasın! Sonuçta denemeden bilemezsiniz. Üstelik hiçbir şirkette kararlar gökten inmiyor, sizin tecrübeniz ve firmaya sunduğunuz değer teklifi güncelleyebilir.
- Katma değer yaratacağınızı hissettirin: İşvereni cebinden para çıkarmaya ikna etmeye çalışıyorsak bir win-win durumu yaratmalıyız, bu bir gerçek. İşveren sizi ekibine dahil etmenin yükünü hafifleteceğine ve bu parayı verdiğine değeceğine ikna olmalı.
- İşe muhtaçmış gibi görünmeyin: Öyle olsanız da görünmeyin! 🙂 Hevesli görünün, fakat çaresiz görünmeyin. Başka yerlerle de görüşüyorsanız bunu asla gizlemeyin.
- Beklentinizi netleştirin: Mülakata girmeden önce ne istediğinizi net bir şekilde belirleyin. “10 liranın altında teklif verirseniz çalışmam” deyip 3 liralık teklifi kabul etmeniz sizin için iyi bir başlangıç olmayacaktır. İş deneyiminizi gözden geçirip gerçekçi bir hedef belirleyin ve gerçekten daha azına razı olmayın.
- Zamma güvenmeyin: İş arama süreci halihazırda çalışıyor da olsanız, işsiz de olsanız çok yorucu bir süreçtir. Bir süre sonra mülakatlara girmekten sıkılıp gelen teklif çok umut vadetmese de bir sonraki zam döneminde yükselir diye düşünüp kabul edebilirsiniz. Fakat zam hiç de hayal ettiğimiz gibi maaşlarımızı ikiye katlamıyor! Kabul etmek gerekir ki katlamayacak da. Bu yüzden en başta içimize sinmeyen bir rakamla başlangıç yapmamalıyız.
- Aralık değil, net rakam verin: Araştırmalar gösteriyor ki işverenler ücret beklentisi için 4 ila 5 bin gibi bir aralık veren adaylardan çok 4.700 lira gibi tek bir sayı veren adayları ciddiye alıyor. Bir aralık veriyorsanız da aralık farkı çok olmasın ki beklentinin gerçekçiliği sorgulanmasın!
- Sakin bir tavır takının: Agresif ve saldırgan bir tavırla sadece iş mülakatında değil hayatta da istediğinizi almanız çok mümkün olmuyor. Maaş pazarlığı yaparken karşı tarafı kışkırtmak işinize yaramaz. Profesyonel çerçeveden çıkmadan beklentinizde samimi olduğunuzu, onlarla çalışmayı çok istediğinizi sakince anlatın ve en önemlisi sizi dinlemelerini istiyorsanız siz de onları dinleyin.
- Önceki maaşınızı konuşmayın: İnsan kaynakları departmanları bu soruyu severler; çünkü bakış açıları “En az ne kadar verirsem burada çalıştırabilirim?” şeklindedir. Fakat önceki iş yerinizde aldığınız ücret iyi olmayabilir, hatta bu sebeple iş değiştiriyor olabilirsiniz. Bu durumda bu bilgiyi İK yetkilisine vermek mantıklı bir karar olmayacaktır. Bu soru geldiğinde konuyu önceki iş yerinizde aldığınız maaş yerine şu an görüşme yaptığınız şirkete katabilecekleriniz üzerine çekmek akıllıca bir çözüm olacaktır.
- Yan haklarınızı sorun: Yemek, yol gibi yan haklarınızın miktarını sormaktan çekinmeyin. Bazı şirketler bunları maaşa dahil olarak yatırabiliyor. Bu da hesapları biraz karıştırıyor. Teklifi kabul etmeden önce maaş adı altında elinize geçecek net paradan emin olun.
- Kendinize yatırım yapın: Her sektörün, her pozisyonun kendine göre farklı bir ücret politikası vardır. Fakat mesleki donanımlarınızı güçlendirdiğiniz noktada her sektörde değeriniz artacaktır. Lokal bir şirkette, yerli bir firmada çalışıyor da olsanız sizden ana diliniz dışında en az ikinci bir dil bilmeniz beklenir. Mülakatta çat diye “Let’s speak English!” denen o anda kanın yanaklarınıza nüfuz etmesi yerine sakince cevap verdiğinizi hayal edin, ne hoş değil mi? Böyle bir ihtimal ise aslında hiç uzak değil! Konuşma pratiğinizin olması ücret pazarlığında en işinize yarayacak şey olabilir ve size yurt dışı pozisyonlarının kapısını aralayabilir. Hemen şimdi Cambly hesabı oluşturun, yapay zeka destekli İngilizce öğrenme asistanı Cambly AI ile ücretsiz pratik yaparak iş İngilizcenizi geliştirin ve mülakatlara hazırlanın! Hemen deneyin!