Film ve dizi izlemek kesinlikle yabancı dil öğrenmenin en etkili ve eğlenceli yollarından biridir. İlginizi çeken görsel içerikler tüketerek sadece keyifli vakit geçirmekle kalmayıp aynı zamanda pasif bir şekilde öğrenmekte olduğunuz dildeki becerilerinizi artırabilirsiniz. Aksiyondan komediye, gerilimden korkuya onlarca türde film ve dizi bulabileceğiniz için de hayatın birçok farklı alanında kullanılan kelime ve tabirler öğrenebilirsiniz. Aynı zamanda çoğu İngilizce gramer kitabında bulamayacağınız gündelik tabirleri ve sokak dilini de dizilerden duyacaksınız. Abonelerine reklamsız film ve dizi izleme imkânı sunan Netflix’te ilgi alanınız ne olursa olsun İngilizcenizi geliştirmenizi sağlayacak onlarca farklı türde film ve dizi mevcut. Öyleyse haydi gelin, Netflix’te izleyebileceğiniz en iyi 5 yeni diziye bir göz atalım!
Sweet Tooth
Kıyamet sonrası temalı bir bilim kurgu dizisi olan Sweet Tooth, yayınlandıktan çok kısa bir süre sonra Netflix’in en çok izlenenler listesinin zirvesine oturmayı başarmıştı. Aniden ortaya çıkan gizemli bir salgın sonucu insan medeniyetinin yok olduğu bir dünyada, kıyamet sonrası ABD’de geçen yapım, bu yok oluş ile birlikte ortaya çıkan yarı insan, yarı hayvan melez çocukları anlatıyor. Virüsün yarattığı korku sebebiyle insanlar tarafından avlanan bu melez çocuklardan biri olan geyik çocuk Gus, Jepperd isimli bir gezginle Amerika’da bir yolculuğa çıkıyor. Dizinin yapımcıları arasında ise Susan Downey ve Robert Downey Jr. gibi isimler mevcut. DC Comics’in aynı isme sahip çizgi roman serisinden uyarlanan bu yapım, kıyamet sonrası temasını sevenlerin kesinlikle kaçırmaması gereken bir dizi.
The Chair
2021 yapımı drama dizisi The Chair akademik hayatı ele alıyor. ABD’de kurgusal bir üniversite olan Pembroke Üniversitesi’nde geçen yapım, üniversitenin İngiliz Dili bölümündeki öğrenci ve fakülte üyelerinin yaşamlarına ve sorunlarına odaklanıyor. Ana karakter Yi-Joon Kim, ilk kadın bölüm başkanı olarak öğrencilerin sorunlarını çözmeye çalışıyor. Dizinin ayırt edici özelliği bu yaşantının tüm güzellik ve kötülüklerini hiç çekinmeden, cüretkâr bir şekilde ekranlara yansıtabilmesi. Bir yandan bölümdeki profesörlerin kendi aralarındaki etik çatışmalarını izlerken diğer yandan öğrencilerin kendi hayatlarından kesitlere de tanıklık edeceksiniz. Günümüz dünyasında da çok konuşulan cinsiyetçilik, ırkçılık, politik doğruculuk, aile içi sorunlar ve gençlik dönemi gibi birçok konuyu işleyen bu yapımı Netflix’te izleyebilirsiniz.
Life In Color
Geçtiğimiz yıllarda Netflix’te yayınlanan Our Planet belgeseline imza atan David Attenborough, Life in Color isimli 3 bölümlük belgesel dizisiyle dünyamızın renklerini yeni bir bakış açısıyla ekranlarımıza taşıyor. Dizi, İngiliz doğa tarihçisi Attenborough’un ustaca sunumuyla gezegenimizin doğasını ve gizemlerini olağanüstü tekniklerle elde edilen kamera görüntüleriyle izleyiciye sunuyor. İnsan gözüyle göremediğimiz renklerin doğadaki işlevlerini anlatan yapım, dünyanın farklı doğal yaşam alanlarının perdesini aralayarak hayatın mucizelerini yepyeni bir pencereden görmenizi sağlayacak. Dizi, hayvanların kamuflaj, taklit ve avlanma gibi yeteneklerini onların keşfetmemizi sağlıyor. Geleneksel yaklaşımların dışına çıkmaya cüret eden yenilikçi bir doğal hayat belgeseli arıyorsanız bu kısa belgesel dizisine bayılacaksınız.
Maid
İstismara uğradığı ilişkisinden kurtulmak için sevgilisinden kaçıp temizlik yaparak hayatını sürdürmeye çalışan bir kadının hikayesini anlatan bu yapımda, hayallerinizin peşinden gitmenin ne tür fedakarlıklar gerektirebileceğini göreceksiniz. Dizinin yazar olma hayaliyle yanıp tutuşan ana karakteri Alex, çocuğuna ve kendine bakabilmek için evlere temizlik yapmaya giderek para kazanmaya çalışıyor. Oldukça hassas konular ele alan yapım aynı zamanda travma ve akıl sağlığı sorunlarının çevremizdekileri nasıl etkileyebildiğini gösterir nitelikte. Başrol Margaret Qualley ise bu travma ve sorunları karakterine son derece inanılır bir şekilde yansıtarak dizinin her saniyesinde izleyici ekrana kilitliyor. Dizi, aynı zamanda çok satan bir kitaptan uyarlanmış. Trajedi, drama, yoksulluk ve bolca gözyaşı içeren yapım, Netflix’in drama türünde de başyapıtlar üretebildiğini kanıtlar nitelikte.
Clickbait
Yayınlandıktan 48 saat sonra Netflix’in ‘çok izlenenler’ listesine giren Clickbait, hayatlarımızın giderek dijitalleştiği şu günlerde internet ve gerçeklik arasındaki uçurumların sebep olduğu toplumsal sorunlara odaklanıyor. Sosyal medya çağının beraberinde getirdiği dürtüsellik ve yabancılaşmanın yol açabileceği sonuçları sürükleyici bir hikayeyle işleyen bu gerilim dizisi, Nick isimli sıradan bir insanın kaçırılmasıyla başlıyor. Yakın çevresi Nick’i aramaya başladıktan sonra Nick’in elinde çeşitli pankartlar tuttuğu bir video internete yükleniyor. Bu pankartlardan birinde videonun 5 milyon izlenmeye ulaşması durumunda Nick’in öldürüleceği yazıyor. Arkadaşları, bir detektiften de yardım alarak Nick’i kurtarmak ve bu suç perdesini aralamak için harekete geçiyor. Her bölümde olayları farklı bir karakterin gözünden gösteren bu gerilim dolu diziyi Netflix’te bulabilirsiniz.
Netflix, abonelerine sunduğu yüzlerce farklı türde dizi ve film ile İngilizcelerini geliştirme imkânı sunuyor. Bu sayede güncel, gündelik hayatta kullanılan kelime ve kalıplar öğrenebilirsiniz. Ancak bir yabancı dili gerçekten öğrenebilmek için sadece dizi izlemek değil, aynı zamanda bol bol konuşma pratiği yapmak gerekiyor. İşte bu noktada İngilizcenizi geliştirmeniz, gramer hatalarınızdan kurtulmanız ve yeterli konuşma pratiği yapabilmeniz için Cambly devreye giriyor!
Cambly sayesinde ana dili İngilizce olan eğitmenler ile videolu görüşmeler yaparak İngilizcenizi geliştirip öz güveninizi artırabilirsiniz. Amerika, Avustralya, İngiltere ve daha birçok farklı ülkeden eğitmenler ile evinizin konforunda, istediğiniz gün ve saatte pratik yapabilmek için hemen Cambly’ye kaydolup İngilizce öğrenmeye başlayın.
İzlerken İngilizcenizi Geliştirebileceğiniz 5 İlginç Netflix Belgeseli
Read Next
