Londra’da Gezilecek Yerler
İngilizce derslerinizi hatırlayın. Klasik bir soru kalıbı olan “Have you ever been a foreign country?” (Hiç yabancı bir ülkede bulundun mu?) sorusuna hep hüzünlü bir şekilde “No, I haven’t.” cevabını vermedik mi? Bu soruya göğsümüzü gere gere “Yes, I have.” demek için işe dünyanın güneş batmayan ülkesi İngiltere’nin başkentinden başlamaya ne dersiniz. “When I was in London, …” ile başlayan cümleler kurmak için Londra’ya gitmek müthiş olurdu.
İki katlı otobüsleri, şirin kırmızı telefon kulübeleri ve atlı askerleriyle Londra’da gezilecek yerleri görmeden sakın geri dönmeyin.
Buckingham Sarayı (Buckingham Palace)
17.yy’ın başında Buckingham Dükü için yaptırılmıştır. Kraliçe Victoria, bu özel evi kraliyet sarayına dönüştürmüş ve 1837’den beri bu vasıfla kullanılır. Kraliçe II. Elizabeth ve Edingburgh Dükü’nün Londra’daki resmi adresleri de burasıdır.
775 odalı sarayın 19 odası halka açılmıştır. Biletinizi alıp bu odaları ziyaret edebilir, Queen’s Gallery ve Royal Mews’i ziyaret edebilirsiniz. Eğer şanslıysanız ya da işinizi şansa bırakmayıp önceden saatlerine baktıysanız kapıda hareketsiz duran kırmızı elbiseli, tüylü şapkalı askerlerin nöbet değişim seremonisini de izleyebilirsiniz.
Tower Köprüsü (Tower Brigde)
Şehrin sembolü haline gelen köprü, Thames Nehri üzerinde bulunur. Nehrin iki kıyısını birbirine bağlamak amacıyla 1984 yılında VII. Kral Edward tarafından yaptırılmıştır. Mimar Horace Jones ve John Wolfe Barry, Tower of London ile uyumlu olmasına özellikle dikkat ederek tasarlamıştır.
Köprü 265 metre uzunluğunda, 60 metre yüksekliğindedir. İki devasa kule ile birbirine bağlanır. Kulelerin arasında kalan kısım açılıp kapanarak büyük gemilerin geçişine izin verir. Son yıllarda artan deniz trafiğinin de etkisiyle yılda yaklaşıp 1000 defa açılıp kapanıyor.
Londra Kulesi (Tower of London)
Şehrin sembolü haline gelmiş bir diğer yerdir. Tower Bridge’in hemen yanındadır. 11.yy’ın başlarında Kral William tarafından Hastings’de kazanılan zaferden hemen sonra yaptırılmıştır. Fethedilen yerde kralın gücünü göstermek için aceleyle, geçici olarak yapıldığı için önce tahtadan inşa edilmiş, sonra kısa sürede tamamlanmıştır. Yapının duvarları Kral III. Henry döneminde beyaza boyatılmış ve o zamandan sonra Beyaz Kule yani White Tower olarak anılmıştır.
İlk yıllarda Kralların ikamet ettiği yer olmuş. Burada kralın düşmanlarının hapsedilmiş, işkence görmüş ve infaz edilmiştir. Günümüzde burada kraliyet ailesinin mücevherleri, Crown Jewels, sergilenmektedir. Değerli sergide yaklaşık 2800 adet değerli parça bulunur.
Westminster Manastırı / Parlamento Binası (Westminster Abbey / Houses of Parliament)
Sadece Londra değil İngiltere’nin tamamı için hem dini hem de siyasi öneme sahip bir yerdir. Temelleri 1050 yılında atılan yapı zamanla tadilata uğramış, genişletilmiş, yeni bölümler eklenmiş ve bugünkü halini alması 19.yy’ı bulmuştur. Gotik yapısıyla adeta asaletin bir simgesi olmuştur. Günümüzde parlamento binası olarak kullanılır. V. Edward ve VIII. Edward dışındaki tüm kralların taç giydirme törenleri burada yapılmıştır. Kate Middleton ve Prens William çifti gibi birçok önemli kişinin düğününe ev sahipliği yapmıştır.
Birçok önemli hükümdar, politikacı, sanatçı ve bilim insanının mezarı Westminster Manastırı’nda bulunur. Yaklaşık 3300 mezar arasında en tanıdık isimler; Charles Darwin, David Lavingstone, Charles Dicknes, Sir Isaac Newton, Lord Kelvin, Thomas Hardy, Geoffery Chaucer, Rudyard Kipling’dir.
Tüm yapı komple 1987’de UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine alınmıştır. Her yıl 1 milyondan fazla kişi hem ziyaret hem de ibadet amaçlı Westminster Manastırını ve parlamento binasını ziyaret eder.
Big Ben (Elizabeth Tower)
Westminster Manastırı’ndan çıkıp biraz ilerlediğinizde hemen bitişiğinde yüksek ve görkemli bir saat kulesi göreceksiniz. İşte Londra’yı London yapan bir diğer mimari eser de budur. Aslında 96 metrelik kulenin adı “Saat Kulesi”, tepesindeki 13 ton ağırlığındaki devasa çanın adı “Big Ben”’dir. 1859 yılında yapılmış ve şimdiye kadar 2 kez çanı kırılmıştır. Dünyanın ikinci büyük 4 yüzlü saat kulesidir.
Yıllarca Saat Kulesi olarak bilinen eser 2012 yılında Kraliçe Elizabeth’in isteği üzerine Elizabeth Tower olarak değiştirildi. Ancak yine de yapının tamamı tüm dünyada Big Ben olarak anılır. Ziyaretçilere açık değildir. Yalnızca İngilizler özel bir dilekçe vererek ziyaret talep edebilirler. Biz turistler içeriyi nasıl mı gezeceğiz? Üzgünüz ama sadece uzaktan bakabiliriz.
Westminster Köprüsü (Westminster Bridge)
Big Ben’i ziyaret ettikten sonra doğrudan Westminster köprüsüne doğru yönelip Thames Nehri üzerinden geçip Londan Eye’a doğru yol alabilirsiniz. 19.yy’da yapılan köprü 252 m uzunluğunda, 26 m genişliğindedir. 1970 yılında Westminster Sarayı’nın bir bölümü olan “House of Commons” yani Avam Kamarası’na uyumlu olması için yeşil renge boyanmıştır.
Sokak satıcıları ve sokak sanatçılarıyla iyice renklenen bu hareketli köprüden geçerken bol bol fotoğraf çektirmeyi sakın unutmayın.
London Eye
Milenyum kutlamaları için düzenlenen bir tasarım yarışmasında David Marks ve Julia Barfield’ın dev dönme dolap fikri kazanmış. Bu fikir British Airways sponsorluğuyla hayata geçirilmiş ve 135 m yüksekliğindeki devasa dönme dolap, Londan Eye yapılmıştır. Tarihi bir yapı değildir ancak yine de Londra’nın en popüler yerlerinden biridir.
Dönme dolap dediysek öyle lunaparklarda karşılaşacağınız 4-6 kişilik dolaplardan bahsetmiyoruz. Her biri 25 kişilik, 500 kg ağırlığında ve 8 metre olan çok sayıda kapsülün oluşturduğu büyük bir yapıdan bahsediyoruz. Binip en tepeye ulaştığınızda karşınıza çıkan muazzam manzara kesinlikle görülmeye değer.
Aziz Paul Katedrali (St. Paul’s Cathedral)
Londra piskoposluğunun merkezi olan Aziz Paul Katedrali 17.yy’da inşa edilmiştir. İlki M.S. 604 yılında olmak üzere, şu an bulunduğu yere yapılmış beşinci katedraldir. Öncekiler çıkan yangınlarda yıkıldığı için her seferinde yerine yenisi yapılmış ve en son şimdiki halini almıştır. Göz alıcı mimarisi ve ihtişamlı kubbesiyle Büyük Britanya’nın en büyük ikinci katedralidir.
Trafalgar Meydanı (Trafalgar Square)
Westminster Sarayının mimarı Charles Barry tarafından yapılmıştır. Londra’nın en büyük ve en ünlü meydanıdır. Orta çağlardan beri şehrin önemli bir buluşma merkezi olmuştur.
Meydanın tam ortasında Nelson Sütunu bulunur. Sütun 1800’lü yıllarda Lord Nelson’ın anısına Nelson zaferi sonrası yapılmıştır. 52 metrelik sütunun tepesinde Lord’un büstü, alt tarafında ise 4 adet aslan heykeli yer alır. Meydanda 2 adet havuz ve çok sayıda heykel de yer alır.
Ulusal Galeri (National Gallery)
Trafalgar Meydanı’nda yer alır. 1930’lu yıllarda inşa edilmiştir. Galeride tarihleri 13.yy’dan 20,yy’a dayanan 2300’den fazla eser yer alır. Leonardo Da Vinci, Claude Monet, Van Gogh gibi dünyaca ünlü sanatçıların eserleri de bunların arasındadır.
Madam Tussauds Müzesi (Madame Tussauds Museum)
İngiltere’nin ünlü balmumu heykeller müzesidir. Şehrin sadece tarihi değil modern etkinlikleriyle de ünlü olduğunu gösteren güzel bir mekândır. Müze farklı konseptlere ayrılır ve her bölümde kendi konseptinde dünyaca ünlü kişilerin balmumundan yapılmış heykelleri bulunur. O kadar gerçekçi görünür ki kendinizi tutamayıp hayranı olduğunuz kişiye sarılmak için refleksif olarak koşmamaya dikkat etseniz iyi olur.
Piccadilly Kavşağı / Meydanı (Piccadilly Circus)
Şehrin en hareketli meydanlarındandır. Regent Street, Shaftesburry Avenue ve Piccadilly Street olmak üzere üç ana yolun kesiştiği yerdir. Meydanda 17.yy’a dayanan birçok tarihi eser bulunsa da tam ortada yer alan Eros Heykeli ile sembolize olmuştur.
Piccadilly kelime olarak soyluların taktığı bir tür yakalık anlamına gelir. Zamanında dönemim soyluları için birbirinden güzel yakalıklar yapan mağazanın burada yer almasından dolayı yerin adının bu şekilde kaldığı söylenir. Meydanda gezip alışveriş yapabilir, hatta kendinize şık bir yakalık dahi alabilirsiniz.
Thames Nehri boyunca uzanan çok sayıda tarihi ve modern binası, yemyeşil parkları, tertemiz sokakları ve birçok farklı milletten insanların bir arada yaşadığı dünya şehri Londra… Gezmek için sular seller gibi İngilizce öğrenmeyi beklemeyin. CAMBLY ile tanışın ve kısa sürede İngiltere’yi karış karış gezecek kadar akıcı İngilizce konuşun.
Cambly’de ana dili İngilizce olan eğitmenlerle 1:1 derslere veya 3 kişilik grup derslerine katılabilir, 7/24 istediğiniz gün ve saatte ders yapabilir, çalışmak istediğiniz eğitmenleri özgürce seçebilir, başlangıçtan en ileri seviyeye uygun ders içeriklerinin tamamından yararlanabilirsiniz.
Üstelik yapay zeka destekli İngilizce öğrenme asistanı Cambly AI ile pratik yapma, iş İngilizcesi, sık kullanılan deyimler, İngilizce iş görüşmeleri için öneriler gibi pek çok konuda e-kitaplara sahip olma ve YouTube canlı derslerine katılma tamamen ücretsiz! Hemen deneyin!