Mesleğinizden Bahsederken Kullanabileceğiniz İngilizce İfadeler
Mesleğinizi anlatmanız gereken bir ortamdasınız ve etrafınızdakilerin çoğu sadece İngilizce biliyor. Doğal olarak mesleğinizi İngilizce anlatmanız gerekecek. İlk etapta basit, gündelik kelimelerle anlatmayı deneyebilirsiniz ancak sizi dinleyenler tatmin olmayabilir. Hatta yaptığınız işi de sizi de gerçekte olduğundan farklı, biraz basit bile görebilirler.
Bir diğer senaryoda da önemli bir yemekte olduğunuzu ve yemek yediğiniz insanların işlerinde iyi, saygın insanlar olduklarını varsayalım. Mesleğinizle ilgili sorular gelmeye başladı ve siz de geçiştirerek yanıt vermek istemediniz. Mesleki jargondan kelimelere ihtiyaç duydunuz ve bunları İngilizce söyleyerek işin içine biraz da hava kattınız. Konuşmanın sonundaki ‘’cool’’ gülümsemenizi görür gibiyiz.
Haydi şimdi mesleğinizden bahsederken kullanabileceğiniz İngilizce ifadeler nelermiş öğrenelim.
Mimar (Architect)
‘’You can think us, as like designer…’’ ‘’Bizi designer (tasarımcı) olarak düşünebilirsiniz…’’ cümlesiyle giriş yapabilirsiniz. Elbette çoğu kişi mimarların ne iş yaptığını bilir ama siz kendinizi genelden özele tanımlamayı tercih etmelisiniz. Bu çizgide yapılacak bir konuşma, karşı tarafta daha az soru işareti oluşturur.
Mimar olarak hangi tarzla çalışmalar yaptığınızdan İngilizce kelimelerle bahsedebilirsiniz. Örneğin; sustainable architecture (sürdürülebilir mimari), çalışma alanınız. Öyleyse işinizden bahsederken;
‘’Our buildings are compatible with sustainable architectural approach. The aim is to establish the relationship between human and environment, minimum harm to the environment provide and maximum energy saving’’
‘’Binalarımız sustainable architecture yaklaşımına uygundur. Amaç insan ve çevre arasındaki ilişkiyi kurabilmek, çevreye en az zarar ve maximum enerji tasarrufu sağlamak…’’ diye havalı bir giriş yapabilirsiniz.
Meslekle ilgili diğer kelimeler:
– Landscape Architect: Peyzaj Mimari
– Architectural Engineer: Mimar Mühendis
– Interior Designer: İç Mimar
– Architectural Planning: Mimari Planlama
– International architectural practise: Uluslararası mimari uygulama
Beyaz Yakalı Çalışan (White – Collar Worker)
Sivil toplum kuruluşları, reklam ajansları gibi masabaşı işlerde çalışan beyaz yakalı çalışanlar iş yerlerinde İngilizce terimlerle iletişim kurmayı severler. Tabii bu kesin bir yargı değil.
Mesleğiniz hangi masabaşı iş olursa olsun, öncelikle unvanınızı açıklayabilmeli, daha sonra biriminizi söyleyebilmeli ve ardından yaptığınız işlerin kısa bir özetini yapabilmelisiniz. Tabii İngilizce olarak…
Örneğin; “I work as a IT specialist in Data Processing Department.” yani “Data Processing Department (Bilgi İşlem Departmanı) bünyesinde IT specialist (BT Uzmanı) olarak çalışıyorum.’’ şeklinde bir giriş yapabilmeli, ardından işinizle ilgili bilgileri İngilizce kelimeler serpiştirerek açıklayabilmelisiniz.
Mesleklerle ilgili aşağıdaki kelimeleri de bilirseniz plaza dilinizi kuvvetlendirir ve beyaz yakalı olmanın hakkını verebilirsiniz.
– Brief: Bir proje veya iş ile ilgili detaylı bilgi vermek
– Feedback: Geri bildirim
– Lead etmek: Liderlik etmek, konu/proje ile ilgili sorumlu olmak
– Sales meeting: Satış toplantısı
– Third party: Taşeron firma
İçerik/ Blog Yazarı (Content Writer / Blogger)
Bu kategoriye dijital alanda olan veya olmayan, yazı işleri ile uğraşan çoğu meslek grubunu ekleyebiliriz. Metin yazarları, dijital editörlük vs.
Eğer bir Blogger iseniz ve konuşma yaptığınız yerde teknolojiye uzak ya da yaşlı birileri yoksa, neler yaptığınız az çok anlaşılabilir. Ancak bloggerlık oldukça geniş bir alan olduğundan ‘’ne hakkında olduğu, hangi yöntemlerle yazdığınız, içeriği oluşturma hikâyeniz’’ gibi alt başlıkları İngilizce kelimelerle renklendirebilirsiniz.
Başka bir örnekte farz edelim içerik yazarısınız (content writer), öyleyse SEO yani Search Engine Optimization (arama motoru optimizasyonu) uyumlu makalelerden bahsedebilirsiniz.
Meslekle ilgili diğer kelimeler:
– Freelance: Serbest çalışmak
– Copywriter: Reklam, metin yazarı
– Index: Dizin
– Redact: Redakte etmek, baskı için düzenlemek
– Manuscript: Yayınlanması için gönderilen taslak halindeki yazı dosyası
Danışman (Consulting)/ Strateji Uzmanı (Strategist)/ Uzman (Specialist)
Savaş stratejisti, lojistik uzmanı, uyku danışmanı, masal terapisti gibi özellikle televizyonlarda çok sık denk geldiğimiz, yavaş yavaş hayatımıza giren bazı meslek grupları var. Çok genel bir çerçevede ele alacağımız bu meslek grubundan bahsederken unvanınızı mutlaka İngilizce söylemenizi tavsiye ederiz.
Örneğin; diyetisyen – nutritionist (beslenme uzmanı) danışma hizmeti veren meslek grubundansınız. Mesleğinizden bahsederken, asla uygulamadığınız bir yöntem olan crash diet (şok diyet) ile ilgili bilgilendirme yapıp threat day (diyet dönemindeki ziyafet günü) öneminden bahsedebilirsiniz. Bu kelimeleri İngilizce kullanmak literatüre hakim olduğunuzu gösterecektir.
Mesleklerle ilgili diğer kelimeler:
– Life Coach: Yaşam Koçu
– Language and Speech Therapy: Dil ve Konuşma Terapisti
– Supervisor trainings: Süpervizör eğitimleri
– Workshop: Atölye
– Peer Review: Bir araştırmacının hazırlamış olduğu çalışmanın aynı alanda uzman diğer araştırmacılar tarafından değerlendirilmesi
Grafik Tasarım (Graphic Design)/ İllüstrasyon (Illustration) / Moda (Fashion)
Birbirleriyle sıkı bağları bulunan bu alanlarda İngilizce kelime kullanmadan mesleğinizden bahsetmeniz pek mümkün değil.
Grafik tasarım işinde olduğunuzu söylediğinizde genelde insanlar ne iş yaptığınız hakkında bilgi sahibidirler. Ancak içeriğini bilmeyenlere ya da kısmen bilgi sahibi olanlara alanınız hakkında İngilizce bilgi vermeniz gerekebilir.
Örneğin, visual hierarchy (görsel hiyerarşi) konusunda hassassınızdır. Görsel hiyerarşi nedir? Tasarım içindeki unsurların önem sırasına göre ön plana çıkarılması durumudur ve işinizde en dikkat ettiğiniz alan budur. Üzerinde durduğunuz bir diğer unsur da target group (hedef kitle) olabilir. Bu alanda iyi araştırma yapıyorsunuzdur vs. liste bu şekilde uzar gider.
– CMYK (Cyan, Magenta, Yellow, Key): Baskıda en iyi sonuç veren dört renk
– Hyperreality: Hipergerçeklik, yüksek derecede ayrıntılı resimlerle temsil etme geleneği.
– Stencil: Kalıp, şablon, bir şablondaki kesilmiş olanlara baya uygulayarak görsel malzeme üretilmesi.
– Fashionable: Modaya uygun
– Stylist: Stilist
Fotoğraf (Photography) / Youtuber / Video Editör (Video Editör)
Bir önceki meslek grubuyla ilişkili olan bu alanlarda yine dijitalleşmenin hayatımızın her alanını kapladığını görebiliriz. Bu sebeple yine işinizden bahsederken İngilizce kelimeleri de sık sık kullanmanız gerekebilir.
Fotoğrafçılık terimleri, Türkçeye kazandırılmış olabilir ancak Youtube, Freelance Influencer, Video Editör gibi alanlar yeni ivme kazanan meslekler olduğundan dolayı hem Türkçede kullanılabilecek kelime karşılığı olmadığından hem de globalleşen dünyada İngilizce kullanımın kabul görmesinden dolayı İngilizce kelimelerle işinizden bahsetmeniz gerekebilir. İşte bu alanda işinize yarayacak kelimeler;
– Edit: düzenleme yapmak
– Hyperfocal Distance: Hiperfokal Mesafe, kısaca bir fotoğrafta mümkün olan en geniş net alan derinliğini elde etmek için netleme yapılan noktanın fotoğraf makinesine olan uzaklığı
– Wide-Angle: Geniş açı, görüş açısı standart lenslere göre daha geniş ve daha kısa odak uzunluğuna sahip olan ve konuyu daha geniş bir görüş açısı ile görmek
– Full Frame: Işığa duyarlı dijital sensör, bu sensörü kullanan fotoğraf makineleri
– Clickbait: Youtube’da kullanılan tık tuzağı yöntemi
– Banner Maker: Youtube kanalı için afiş tasarımcısı
– Assemble Editing: Dijital video kurguda timeline üzerindeki görüntü ve ses klipleri bir sıra ile yeniden düzenlenmesi işlemi
– Edit Decision List (EDL): Offline kurguda kullanılan bir terim, video prodüksiyonlarında master kayıt ile yapılacak kesme işlemlerinin sıralı olarak tutulduğu liste
Psikolog (Psychologist) / Aile Danışmanı (Family counselor) / Çift Terapisti (Couple therapist)
Çağımızın bu önemli meslek gruplarını bilmeyen yoktur. Ancak her psikolog ya da aile danışmanı aynı konuda uzman olmaz. Bu sebeple eğer bu mesleklerden birine mensupsanız uzmanlık alanınıza dair İngilizce literatüre hakim olmanız gerekir. Yaptığınız işten bahsederken İngilizce terimler kullanmak; konuya hakim, kendinizden emin olduğunuzu gösterecektir.
Mesela anaokulunda terapi hizmeti veren bir psikologsanız, cognitive learning (bilişsel öğrenme), socio-emotional learning (sosyo-duygusal öğrenme) vs. gibi içerikler, çocukların terapisinde kullandığınız yöntemler ve daha birçok konudan İngilizce bahsedebiliyor olmalısınız. Üstelik bu mesleklere ait olan kelimeler ile gündelik yaşamda çok sık karşılaşıyoruz. Yani bilmemek büyük eksiklik olur.
– Absent Healing: Uzaktan İyileştirme, iyileştiricinin iyileştirilecek kişi ile direkt temasta bulunmadan iyileştirme işlemini gerçekleştirmesi
– Psychosomatic: Psikosomatik, psikolojik kökenli fiziksel hastalıklar
– Lability: Labilite, kısa zamanda duygusal tepkilerde oynama
– Emotion-Focused Therapy: Bireylerle, çiftlerle veya ailelerle psikoterapiye ilişkin bir yaklaşım; duygusal olarak odaklanmış terapi, duygu odaklı terapi
– Structural Family Therapy: Aile içi dinamiklere odaklanan yöntem
Mesleğinizden bahsederken kullanabileceğiniz İngilizce ifadeler elbette bunlarla sınırlı değil. Eğer meslek grubunuz bu yazıda bulunmuyorsa veya daha çok kelime öğrenmek istiyorsanız hatta mesleğinizi tamamen İngilizce anlatmaya hevesliyseniz sizi CAMBLY’ye bekliyoruz.
Cambly, ana dili İngilizce olan eğitmenlerle bire bir, özel ders alabileceğiniz veya 3 kişilik grup derslerine katılabileceğiniz bir platform. İstediğiniz eğitmenlerden, 7/24 belirlediğiniz gün ve saatte ders alabilir, seviyeniz ve hedefleriniz doğrultusunda çalışabilirsiniz.
Üstelik yapay zeka destekli İngilizce öğrenme asistanı Cambly AI ile pratik yapmak, iş İngilizcesi, deyimler, mülakat önerileri gibi e-kitaplara sahip olmak ve eğitmenlerin YouTube canlı derslerine katılmak tamamen ücretsiz!
Hadi, İngilizce öğrenme yolculuğunuza ilk adımı bugün atın!