Özer Kiraz Anlatıyor: Anne- Babalara Çocukların İngilizce Eğitimi İçin 3 Öneri
Çocukların farklı bir dilde kendilerini ifade edebilme yetisini erken yaşta geliştirmeleri, birer yetişkin olduklarında öz güvenlerine ve iletişim becerilerine yansır. Çocuğunuza dil öğrenme disiplinini erken yaşta kazandırmak istiyorsanız İngilizce öğretmeni Özer Kiraz, tavsiyelerini sizin için paylaşıyor:
“Yazdığım yazıların çoğunu İngilizce öğrenmeyi hedefleyen kişilere yönelik olarak yazıyorum. Bu yazıyı ise çocuğunun İngilizce öğrenmesini hedefleyen ebeveynleri düşünerek kaleme aldım. Anne babalardan bu yönde bana çok fazla soru geliyor ve daha önce onlara verdiğim tavsiyeleri tek bir yazıda toplamak istedim.
Artık yabancı dil sayılmayan ve bir dünya dili haline gelen İngilizceyi küçük yaşta öğrenmek önemli. Tüm duyu organlarımızın açık olduğu bu dönem, insan hayatında dil öğrenmek için de en elverişli zaman oluyor. Birer ebeveyn olarak biz bu dönemi kaçırmış olabiliriz, ancak çocuğumuzun kaçırmaması için atılacak en doğru adımlar nelerdir, biraz bunlardan bahsetmek istiyorum.
1. Azla Yetinmeyin
Bu yönde verebileceğim ilk tavsiye, “azla yetinmemek” olacaktır. “Az” ile kastettiğim şey, okullarda verilen İngilizce derslerinin sayısı. İlköğretim okullarında haftada iki saat, orta öğretimde ise 5. ve 6. sınıflar için üç; 7. ve 8. sınıflar için ise haftada dört saat İngilizce dersi var. En azından devlet okulları için durum böyle. Bu sayıların yetersizliğinin yanı sıra, burada geçen “saat” kavramını da ayrıca ele almak gerekiyor. Bir “saat” altmış dakikadan oluşuyor ancak maalesef bir ders saati yalnızca kırk dakika sürüyor. Öğretmenin sınıfa gelmesi, yoklama alması ve derse başlaması derken bu kırk dakika kemiksiz haliyle otuza iniyor. Yani aslında ilköğretim okullarında çocuklar aktif olarak haftada sadece 1 saat İngilizce eğitimi almış oluyorlar. Araya giren yedi günün sonunda ise bu bir saatte öğrenilen bilgilerin büyük bir kısmı unutulmuş oluyor ve yeni dersin bir kısmı da tekrarla geçiyor.
İlköğretim okullarında 8 yıl süreyle bilfiil derse girmiş bir eğitmen olarak gördüklerimi aktarmak istedim. Elbette özel okullarda durum daha farklıdır ancak her şeyde olduğu gibi burada da önemli olan, bu sürenin uzunluğu kadar ne derece verimli kullanıldığı. Bu aşamada müfredatın doluluğu ve onu aktaracak olan eğitmenin birikimi ön plana çıkıyor. Örneğin, sadece şarkıların söylenip resimlerin çizildiği bir İngilizce dersinin haftada on saat olması çocuğunuz açısından çok eğlenceli olacaktır ve muhtemelen İngilizce derslerinden ne kadar keyif aldığını da her fırsatta dile getirecektir. Evet, bu iyi bir şey ancak İngilizce bilgisi açısından gelinen noktayı da sorgulamak gerek. Neticede yabancı şarkıları ezberlemekten daha önemli olan şey, o şarkılarda nelerin söylendiğini de kavrayabilmek ve aktarabilmek.
Peki “azla yetinmeyerek” ne yapabilirsiniz? Çocuğunuzu imkanlarınız dahilinde özel bir İngilizce kursuna gönderebilir, özel ders aldırabilir ya da okul tarafından sunulan destekleyici kurslara katılmasını sağlayabilirsiniz. Önemli olan şey, çocuğunuzun İngilizceye maruz kaldığı süreyi mümkün olduğunca uzatabilmek. Elbette bu noktada özel dersler en hızlı ve kişiselleştirilmiş çözüm olacaktır. A noktasından B noktasına toplu taşımla gitmek yerine, taksiyle gitmeye benzetebiliriz bunu. Dersler tamamen çocuğunuzun gereksinimlerine göre düzenlenir ve esnek programlar hazırlanabilir. Çocuğunuzun zaten iyi bildiği konular üzerinden ayrıca zaman kaybedilmez.
Öte yandan, İngilizce kursları özel derslere göre biraz daha yavaştır, ancak onların da grup etkileşimi sunarak motivasyonu arttırma gibi bazı olumlu yanları bulunuyor. Özel ders eğitmeninde olduğu gibi, İngilizce kursu seçiminde de hassas davranmakta fayda var. Varsa referanslara bakmalı, internet sitelerinden yorumlar okumalı ve ısrarcı davranarak örnek dersler talep etmelisiniz. Unutmayın ki evinize en yakın kurs en iyi kurs olmayabilir. Cazip fiyatlar sunan bir dil kursunun bunu nasıl başardığını sorgulamakta fayda var… Mümkünse sizi bulan değil, sizin bulduğunuz kişi ve kurumlara itimat edin. Bu noktada, “İyi usta işsiz kalmaz” sözünü hatırlamakta da fayda var.
2. Akışına Bırakmayın
Diğer bir tavsiyem ise “akışına bırakmamak” olacak. Genelde çoğu şeyi akışına bırakmak tavsiye edilir ancak söz konusu olan çocuklar olunca bu durum farklı olabiliyor, çünkü kendi başlarına bırakıldıklarında çok farklı yönlere akabiliyorlar. Neticede onlar çocuk ve boş vakitlerini mümkün olan en eğlenceli aktivitelerle geçirmek isteyecekler. Bu aktiviteler de sıklıkla tablet, telefon ya da bilgisayar kullanımını kapsayacak. Ders tekrarı belki de en son sırada gelecek. İşte, bizim bu “akışı” bir şekilde yönlendirmemiz ve yönetmemiz gerekiyor. Aslında bu tavsiyem sadece İngilizce ile alakalı değil, diğer tüm dersler için de böyle ancak İngilizce gibi bol tekrar gerektiren dersler için durum daha ciddi.
İngilizce özel ders verdiğim dönemlerde bana şu tür sorular sıkça geliyordu: “Haftada … saat İngilizce dersi alsam … sürede öğrenebilir miyim?” Her seferinde cevabım kısa ve net oluyordu: “Öğrenemezsiniz”. Dersi derste bırakır ve üstüne bir şey koymadan bir sonraki derse gelirseniz aynı çemberin etrafında dönüp dururuz diyordum onlara. O gün okulda işlenen İngilizce dersi kadar süreyi – ve hatta daha fazlasını – ders sonrası tekrara ayırmak gerekiyor. Dil öğrenirken anahtar sözcük olan tekrara mutlaka vakit ayırmak ve araya süreye girmeden, bilgiler sıcakken, unutma henüz gerçekleşmemişken, aynı günün akşamında yapmak gerekiyor. Çocuğunuzun derste anlatılanların ne kadarını anladığını siz de onunla beraber bu tekrarları yaparken görebilirsiniz. Hiç İngilizce bilmiyor olsanız bile cevap anahtarlarından faydalanarak ödev yapma sürecini takip edebilirsiniz. Ezberlenmesi gereken kelimeleri çocuğunuza sormanız ve onun cevaplaması bile motive edici bir etkinlik olacaktır.
3. Cambly Kids’e Abone Olun
Çocuğunuzun İngilizceyi bir ders olarak değil, ona farklı kapılar açacak bir araç olarak görmesi önemli. Diğer pek çok dersin aksine, dış dünyada aktif olarak kullanılan ve farklı kültürleri bir araya getiren ortak dil İngilizce. Dolayısıyla işin sadece gramer boyutuna değil, konuşma kısmına da odaklanmakta fayda var. Peki ama nerede, nasıl ve kiminle? Plajda güneşlenirken hemen yanınızda oturmakta olan İngiliz turistleri gösterip, “Haydi git biraz İngilizce konuş amcalarla” demekle çok fazla yol kat edemeyeceğinizi hatırlatmak isterim. Böyle bir durumda çocuğunuz muhtemelen utanacak ve belki bildiğini de unutacaktır.
Öncesinde onu bu tür deneyimlere hazırlayan ve özgüven aşılayan Cambly Kids uygulamasını bir denemenizi tavsiye ederim. Cambly Kids’te ana dili İngilizce olan ve belirli bir pedagojik altyapıya sahip eğitmenler görev alıyor. Çocuğunuzu yormadan, sıkmadan ve germeden ona yeni bilgiler aşılayabiliyorlar. Bu sayede çocuğunuz İngilizce gramer bilgisi öğrenmekle kalmıyor, konuşmaya temel teşkil eden özgüvene de sahip oluyor. Yabancı dilde kendini ifade etmek, çocukların özgüven ve iletişim becerilerini büyük ölçüde geliştiriyor.
Dört – on beş yaş arasındaki çocuklar için uygun olan Cambly Kids’deki derslere veliler de gözlemci olarak katılabiliyor. Yapılan tüm dersler sonraki tekrarlar ve değerlendirmeler için kaydediliyor ve istediğiniz zaman bilgisayarınıza indirebiliyorsunuz. Cambly Kids kullanımı hakkında daha fazla bilgi edinmek için şu videoma göz atmanızda fayda var;
Bu videoyu hazırlarken ben de bir Cambly Kids eğitmeni ile canlı olarak görüşüp bilgiler aldım. Uygulamanın ne kadar faydalı ve gerekli olduğu konusunda hemfikir olduk. Çocuğunuza bu şansı vermek için hemen www.cambly.com/kids adresine gidip, kolayca kaydolabilirsiniz.
Tüm bunları toparlayacak olursak; çocuğunuzla ilgilenin, ders tekrarlarını, ödevlerini beraberce yapın ve akışına bırakmayın. Bakarsak gerçekten de bağ oluyor. Kendi çocukluğumuz geride kaldı, ancak çocuğumuz için geç değil çünkü İngilizce en iyi çocuklukta öğreniliyor.”
Buradan ücretsiz bir hesap açarak çocuğunuzun İngilizce eğitimi için Cambly Kids hakkında daha fazla bilgi edinin.
Özer beyin %45 indirimini nasıl sağlayabiliriz? Bununla ilgili bir ibare yok malesef
Merhaba. Güncel Cambly Kids kampanyalarımızı https://blog.cambly.com/tr/cambly-kids-indirim-kodu/ yazısında bulabilirsiniz.