Para Hakkında Konuşmak İçin Bilmeniz Gereken İngilizce Kelime ve Deyimler
ABBA’nın meşhur şarkısının konusu, Napoleon Bonapart’ın “Savaş için gerekli olan 3 şey nedir?” sorusuna cevabı. Ya da yerli popüler müzik tarihimizde bilindiği şekliyle, “Varlığı bir dert, yokluğu yara.”. Evet, bugün paradan bahsedeceğiz. Daha doğrusu, İngilizcede paradan nasıl bahsedilir, bundan bahsedeceğiz!
Derdini anlatacak kadar dil öğrenmeye çalışanlar, önce kendini tanıtmayı, hal hatır sormayı, belki yol tarif etmeyi öğrenir. Bunların yanında “esnafla” iletişim kurmak için bir iki cümle de illa ki gerekir. Yurt dışı seyahatlerinde, yabancı uyruklu müşterilerle iş yaparken, alışverişte, hatta yalnızca gündelik sohbetlerde, belki de çalışmak ya da okumak için taşınma planlarınız için cebinizde olması gereken temel kalıp ve kelimeleri, gelin birlikte inceleyelim!
Finans 101
Yurt dışı bağlantılı para transferi gerektiren bir iş güçle uğraştıysanız, İngilizce alışveriş sitelerini kullandıysanız, turistlerle iletişiminiz olduysa (veya kendiniz turist olduysanız) bunların bir kısmını muhtemelen tanıyacaksınız.
- Money: Para.
- Cash: Nakit para. (Kasiyer anlamına gelen cashier kelimesi de buradan türemiş!)
- Credit: Kredi. Gündelik konuşma kredi kartının kısaltması için de kullanılır. Örneğin:
I paid for the dinner with credit. (Yemeği kredi kartıyla ödedim.) - Debit card: Banka kartı.
- Cost: Maliyet, fiyat. Aynı zamanda fiil olarak da kullanılır:
How much does this cost? (Bunun fiyatı ne kadar?) - Price: Ücret, fiyat.
What’s the price for the t-shirt? (Bu t-shirt’ün ücreti nedir?) - Buy: Satın almak.
- Sell: Satmak.
- Pay: Ödemek.
- Bill: Birkaç anlamı var. Hem nakit para (banknot anlamında banknote da diyebilirsiniz), hem de fatura, fiş, hesap.
– Do you have any cash on you? Can you pay the bill for the lunch? (Yanında hiç nakit var mı? Yemeğin hesabını sen öder misin?)
+ Yeah, I have some ten dollar bills. (Evet, birkaç on dolarlık banknotum var.)
- Change: Para üstü ve bozuk para anlamları var.
Do you have some change? I want to tip our delivery guy. (Bozuğun var mı? Kuryeye bahşiş vermek istiyorum.)
I told them they could keep the change. (Ona para üstünün kalabileceğini söyledim.) - Invest: Yatırım yapmak.
- Withdraw: Çekmek. Konuşma dilinde para çekmek için take out some cash de denebilir.
- Deposit: Para yatırmak.
- Charge: Ücret talep etmek, ücretlendirmek.
They charged me 5 dollars for the service. (Benden 5 dolar hizmet ücreti aldılar.) - Afford: Maddi olarak karşılayabilmek. Mecazi olarak yapılan bir şeyin “bedelini karşılayabilmek”, göze almak anlamında da kullanılabilir.
I can’t afford to waste any time, my schedule is very tight! (Zaman kaybetmeyi göze alamam, programım çok yoğun!) - Expensive: Pahalı.
- Cheap: Ucuz.
- Free (of charge): Ücretsiz, ücret alınmayan.
Sale: İndirim. Satış anlamına da gelebilir.
Look at my new shoes! They were on sale. (Yeni ayakkabılarıma bak! İndirimdeydiler.)
Are these flowers for sale? (Bu çiçekler satılık mı?)
- Currency: Para birimi.
- Exchange rate: Döviz kuru oranı.
- Transaction: Alım satım işlemi, banka hareketi veya alışveriş.
- Loan: Alınan borç veya kredi.
- Debt: Ödenecek borç.
- Lend: Borç vermek
Can you lend me some money? I don’t want to get a loan from the bank. I’m already in a lot of debt. (Bana biraz para ödünç verebilir misin? Bankadan kredi almak istemiyorum. Zaten epey borç içindeyim.)
- Savings: Birikim.
Gündelik Dil, Deyimler ve Argo
Temel kelimelerin üstünden geçtiğimize göre, biraz da sokağı keşfetme vakti!
Önce “para” yerine kullanabileceğiniz gayriresmi/argo kelimelerle başlayalım:
- Bucks: “Dolar” yerine çok yaygın kullanılan bir gündelik kelime.
- Grands: 1000 dolar anlamına gelir. Örneğin 50 grands = 50.000 dolar. 1900’lerin başında mafyanın kendi arasında konuşurken türettiği düşünülüyor.
- Paper: “Kağıt” gibi düşünebilirsiniz.
How much paper do you make a day? (Günde kaç kağıt kazanıyorsun?) - Benjamins/Franklins: Yüz dolar banknotlarının üzerinde Benjamin Franklin’in resmi bulunur. Dolayısıyla, yüzlükler için ikisinden biri kullanılabilir.
- Dough: Kelimenin asıl anlamı hamur. “Ekmeğini kazanmak” tabirindeki ekmek gibi düşünülebilir.
- Dime: Aslında 10 cent anlamına geliyor, ama “metelik” gibi de kullanılıyor. Ya da kuruş kelimesinin mecazi kullanımı gibi ufak miktarları belirtiyor. “Not worth a dime” kalıbı “beş para etmez” tabirini bire bir karşılıyor!
- Penny: 1971’de tedavülden kalkan pound’un onda biri değerindeki İngiliz bronz paraların adıydı. Günümüzde yukarıdaki kelimeyle hemen hemen aynı şekilde ufak para miktarları için kullanılıyor.
Son olarak içinde para geçen konuşmaların olmazsa olmazı bazı deyimlere gelelim:
- Split the bill: Hesabı bölüşmek
- Go Dutch: Yine hesabı bölüşmek. Bizdeki Alman usülü tabiri “Felemenk usülü” olarak dillerine geçmiş 🙂
- Put two cents in: “Naçizane fikrini belirtmek” anlamında kullanılır.
- Break (a change): Para bozdurmak. Miktarla birlikte de kullanılabilir.
Can you break a fifty? (Ellilik bozabilir misiniz?) - Tight-fisted: Eli sıkı, cimri. “Tight budget” da dar bütçe anlamına gelir.
- Pinching pennies: Kuruş hesabı yapmak
- Splash out/blow money: Parayı çarçur etmek
- Pick up the tab: (Özellikle başkaları adına) hesabı halletmek.
- Saving money for a rainy day: Sakla samanı gelir zamanı 🙂
- Put your money where your mouth is: Sen sus paran konuşsun, paran kadar konuş.
İşte bu kadar kolay! Bu sayfayı bir yerlere kaydedip gerektiğinde tekrar göz atabilirsiniz. Belli mi olur, belki yurt dışına işiniz düşer. 🙂 Hatta size bir güzellik yapıp, bir de Türkiye ve yurt dışı arası para transferi için çoook işinize yarayacak güvenilir dijital uygulama önerisinde bulunalım: TransferGo!
Onca detayın arasında bir de uluslararası para transferinin başınızı ağrıtmasına gerek yok. Banka işlem ücretlerine elveda diyin, çünkü TransferGo aracılığıyla yaptığınız transferler yerel para gönderimleri gibi işler. Üstelik, uygun kurlarda, hızlı ve kolay yurt dışı transfer hizmetini denemek Cambly müşterileri için ücretsiz! CAMBLY21 kodunu kullanarak 1 Ocak 2022’ye kadar Türkiye’den yurt dışına ilk transferinizi ücretsiz gerçekleştirebilirsiniz. Hemen denemek için tıklayın!