Permission (İzin Alma/ İzin Verme)
Güçlü bir iletişim size her kapıyı açabilecek etkiye sahiptir. “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır” sözü de boşuna söylenmemiştir. Türkçede olduğu kadar İngilizcede de ne söylediğiniz kadar, nasıl söylediğiniz de önemlidir. Hele bir de konu öğretmen, anne-baba ya da patrondan izin istemek ise; bu işi nasıl yapacağınızı iyi bilmeniz gerekir. Bu sebeple permission yani izin alma/ izin verme konusu önemlidir.
İzin İstemede Kullanılan Yardımcı Fiiller
İzin isteyeceğiniz durum ya da izin istediğiniz kişiye göre kullanacağınız yardımcı fiiller farklılık gösterir. Bu nedenle permission konusu içerisindeki can, could, may yardımcı fiillerinin Türkçe anlamları, cümle yapısı, her birini hangi durumlarda kullanılacağını bilmek gerekir. Öyleyse aşağıdaki konu anlatımlarını ve örnek cümleleri inceleyebilirsiniz.
Can (İnformal)
Kabiliyet ve yetenek belirtmek için kullanılan “can” yardımcı fiili -e bilmek, a-bilmek anlamına gelir. Genelde informal yani resmi olmayan, samimimi ilişkilerde kullanılır. Olumlu, olumsuz ve soru cümle yapısı şekilleri aşağıdaki gibidir.
Olumlu Cümle:
İzin vermek için olumlu cümle kurmak gerekir.
Subject + Can + Fiil 1 (V1) + Object
(Özne + Can + Fiilin 1. hâli+ Nesne)
Örnek:
You can eat my sandwich.
(Benim sandviçimi yiyebilirsin.)
You can use my computer for your history lesson research.
(Bilgisayarımı tarih dersi araştırman için kullanabilirsin.)
Olumsuz Cümle:
İzin isteyen birine onay vermediğiniz zaman olumsuz cümle kurmanız gerekir.
Subject + Can’t + Fiil 1 (V1) + Object
(Özne + Can’t + Fiilin 1. hâli+ Nesne)
Örnek:
You can’t take my book.
(Kitabımı alamazsın.)
You can’t go to the park because you haven’t finished your math homework yet.
(Parka gidemezsin çünkü henüz matematik ödevini bitirmedin.)
Soru Cümlesi:
“Can” ile soru cümlesi oluşturduğunuzda izin istemek için kullanabilirsiniz. Özellikle samimi olduğumuz kişilerden izin istemek için uygundur.
Can + Subject + Fiil 1 (V1) + Object
(Can + Özne + Fiilin 1. hâli+ Nesne)
Örnek:
I lost my school bag last week, so I couldn’t study. Can I take your book?
(Geçen hafta okul çantamı kaybettiğim için sınava çalışamadım. Senin kitabını alabilir miyim?)
These boxes are really heavy. Can we carry the boxes with your car?
(Bu kutular gerçekten çok ağır. Kutuları senin araban ile taşıyabilir miyiz?)
Arkadaştan İzin İsteme/ Arkadaşa İzin Verme Diyalogları
Samimi bir dille ve kibarca arkadaşınızdan izin istemenize yardımcı olacak kısa diyalog örnekleri size yardımcı olacaktır.
George: My car is under renovation. Can I borrow your car to take the kid to the doctor this weekend?
(Arabam tadilatta. Hafta sonu çocuğu doktora götürmek için senin arabanı ödünç alabilir miyim?)
David: I’m so sorry about your daughter. Of course you can drive my car.
(Kızın için çok üzgünüm. Tabii ki arabamı kullanabilirsin.)
Susanne: This Friday our guests are coming from Turkey. Can we use your car park for 3 days?
(Bu cuma günü konuklarımız Türkiye’den geliyor. Sizin otoparkı 3 günlüğüne kullanabilir miyiz?)
Carol: I am happy for your guests. But I’m sorry, you can’t use it, because my mom will be here at that time. She will come with her car.
(Misafirleriniz için mutluyum. Ama üzgünüm, kullanamazsınız, çünkü annem o sırada burada olacak. Arabasıyla gelecek.)
Aile Bireylerinden İzin İsteme/ Aile Bireylerine İzin Verme
İnformal bir izin almadan bahsediyorsak buna en çok aile içerisinde ihtiyaç duyacağımız kesin. Özellikle ebeveynlerden izin istemenize yardımcı olacak örnek diyaloglara bir göz atabilirsiniz.
Isabella: Mom, it’s Sibel’s birthday tomorrow night. Can I use your credit card to get her a present?
(Anne, yarın akşam Sibel’in doğum günü. Ona hediye almak için senin kredi kartını kullanabilir miyim?)
Mom: Um, this is the second time you asked for my credit card this month. Yeah, you can use it this time too, but I’d appreciate if you don’t want it for the third time.
(Hımm bu ay kredi kartımı ikinci isteyişin. Evet bu defa da kullanabilirsin, ancak üçüncü defa istemezsen sevinirim.)
Teddy: Hi daddy! My best friend Daniel’s family bought a summer house in Miami. They offered me a vacation with them for this summer. Can I go with them?
(Selam baba! En iyi arkadaşım Daniel’in ailesi Miami’de bir yazlık ev satın aldı. Bu yaz bana onlarla birlikte bir tatil teklif ettiler. Onlarla birlikte gidebilir miyim?)
Scott: What a polite offer. But it’s too early to answer. Let’s think of this in the summer.
(Ne nazik bir teklif. Fakat cevap vermek için çok erken. Bunu yazın düşünelim.)
Could (Formal)
“Can” yardımcı fiilinin past hâli olan “could” da tıpkı “can” gibi -e bilmek, a-bilmek anlamına gelir. Fakat biraz daha resmi olduğunuz kişilerden izin istemek ya da bu kişilere izin vermek için kullanılır.
Olumlu Cümle:
Fazla samimi olmadığınız kişilere, resmi bir şekilde izin vermek için ya da geçmiş zamanda “can” anlamı vermek için “could” ile olumlu cümle kurmak gerekir.
Subject + Could + Fiil 1 (V1) + Object
(Özne + Could + Fiilin 1. hâli+ Nesne)
Örnek:
When we were younger, we could go out at night.
(Gençken, geceleri dışarı çıkabilirdik.)
Burada “can” yardımcı fiili geçmiş zamanda permission amaçlı kullanılmıştır.
You can’t catch the post office if you go by bus. So, you could use my car to go.
(Otobüsle giderseniz postaneye yetişemezsiniz. Bu yüzden, gitmek için arabamı kullanabilirsiniz.)
Çalışanına resmi bir dille arabasını kullanması için izin veriyor.
Traditional 1st class parents spring dinner will be held next month. You could bring your children too who are not students of our school to dinner.
(Geleneksel 1. sınıf velileri bahar yemeği önümüzdeki ay gerçekleştirilecektir. Okulumuz öğrencisi olmayan çocuklarınızı da yemeğe getirebilirsiniz.)
Okul velilerine resmi bir dille çocuklarını yemeğe getirebilecekleri hususunda izin veriyor.
Olumsuz Cümle:
İzin isteyen birine resmi bir dilde onay vermediğiniz zaman ya da “can” yardımcı fiilini past zamanda permission amaçlı kullandığınızda olumsuz cümle kurmanız gerekir.
Subject + Couldn’t + Fiil 1 (V1) + Object
(Özne + Couldn’t + Fiilin 1. hâli+ Nesne)
Örnek:
We couldn’t have tea for breakfast when we were kids.
(Biz çocukken kahvaltıda çay içemezdik.)
As a child, I couldn’t watch as much TV as I want in the evenings.
(Çocukken, akşamları istediğim kadar televizyon izleyemezdim..)
Bu örneklerde “can” yardımcı fiilinin olumsuz şekli, geçmiş zamandaki bir permission durumu için kullanılmıştır.
If I have no holiday left this year couldn’t I take a day off unpaid?
(Bu yıl tatilim kalmadıysa bir gün ücretsiz izin alamaz mıyım?)
Bu örnekte aslında olumsuz bir anlam ifade etmeyip “Ücretsiz izin alamaz mıyım?” diye idari amirinden kibarca izin istemektedir.
Soru Cümlesi:
“Could” yardımcı fiili soru cümlesi şekline getirildiğinde resmi bir dilde izin istemek için kullanılır. Genellikle pek samimi olmadığımız kişilerden izin istemek için kullanırız.
Could + Subject + Fiil 1 (V1) + Object
(Could + Özne + Fiilin 1. hâli+ Nesne)
Örnek:
Could my sister join us for the dinner?
(Ablam akşam yemeğinde bize katılabilir mi?)
Could we take a short break before the meeting?
(Toplantıdan önce kısa bir mola verebilir miyiz?)
İş Arkadaşlarından İzin İsteme/ İş Arkadaşlarına İzin Verme
Çok samimi olduğunuz insanlar bile olsa iş arkadaşlarınızla ilişkilerinizde biraz resmiyet şart. Öyleyse iş ortamında izin istemek için “could” kullanmak daha uygun olacaktır. Formal diyalog örneklerine bakabilirsiniz.
Mr. Brown: How are you Tracy? We couldn’t meet last week and I wonder how the project is going.
(Nasılsın Tracy? Geçen hafta görüşemedik ve projenin nasıl gittiğini merak ediyorum.)
Tracy: I’m fine Mr. Brown, thank you. It is going well, but there are deficiencies in the project related to equipment supply. So, could we make the presentation after 2 days?
(İyiyim Bay Brown, teşekkür ederim. İyi gidiyor, fakat projede ekipman tedariği ile ilgili eksiklikler bulunuyor. Bu sebeple sunumu 2 gün sonra yapabilir miyiz?)
Mr. Brown: This is an important issue, so we can wait 2 more days.
(Bu önemli bir konu, bu yüzden 2 gün daha bekleyebiliriz.)
Tracy: Thank you. I’Il share the meeting time with you two days later.
(Teşekkür ederim. İki gün sonrası için toplantı saatini sizinle paylaşacağım.)
Sophia: The packaging department has difficulty in preparing products for the expected date. So, could we get 5 employees from the production department, for 2 days?
(Paketleme departmanı, ürünleri beklenen tarihe hazırlamakta zorlanıyor. Peki, 2 gün için üretim departmanından 5 çalışan alabilir miyiz?)
Jacop: Sure you can. If you meet our production supervisor, he will help you.
(Elbette alabilirsiniz. Üretim şefimizle görüşürseniz size yardımcı olacaktır.)
Sohhia: Thank you. I’m contacting the production chief right now.
(Teşekkür ederim. Hemen şimdi üretim şefi ile iletişime geçiyorum.)
Öğretmenden İzin İsteme
Teacher: You haven’t been to school in three weeks, is there a problem?
(3 haftadır okulda değilsin, bir sorun mu var?)
Student: I was in the hospital because of pneumonia. But I’m fine now. Could I attend the evening group classes to make up for the lessons I missed?
(Zatürree yüzünden hastanedeydim. Ama şimdi iyiyim. Kaçırdığım dersleri telafi edebilmek için akşam grubunun derslerine girebilir miyim?)
Student: Teacher, could I sit with Sinem today?
(Öğretmenim, bugün Sinem ile birlikte oturabilir miyim?)
Teacher: Yes, you can, but if you make any noise, I will separate you immediately.
(Evet oturabilirsin, ancak gürültü yaparsanız hemen sizi ayırırım.)
May (More Formal)
Diğer permission yardımcı fiilleri gibi -e bilmek, a-bilmek anlamına gelir. Fakat “can” ve “could”a göre çok daha resmi olduğunuz ya da yeni tanıştığınız kişilerden izin istemek ya da bu kişilere izin vermek için kullanılır.
Olumlu Cümle:
Resmi olduğumuz kişilere, resmi bir şekilde izin vermek için ya da bu kişilerden izin istemek için “may” yardımcı fiilini olumlu bir cümle yapısı ile kullanmak gerekir.
Subject + May + Fiil 1 (V1) + Object
(Özne + May + Fiilin 1. hâli+ Nesne)
Örnek:
Students may enter for free.
(Öğrenciler ücretsiz girebilirler.)
You may park here until 23 pm.
(23: 00’a kadar buraya park edebilirsiniz.)
Olumsuz Cümle:
İzin isteyen birine resmi bir dilde onay vermediğiniz zaman “may not” ile olumsuz cümle kurmanız gerekir. Yasaklı durumlar ve resmi uyarılarda yine bu yardımcı fiille anlatılır.
Subject + May not + Fiil 1 (V1) + Object
(Özne + May not + Fiilin 1. hâli+ Nesne)
Örnek:
Visitors may not bring their cameras in.
(Ziyaretçiler kameralarını içeri getiremezler.)
Passengers may not leave their baggage here.
(Yolcular bagajlarını burada bırakamazlar.)
Soru Cümlesi:
“May” yardımcı fiili soru cümlesi şekline getirildiğinde resmi bir dilde izin istemek için kullanılır. Genellikle pek samimi olmadığımız kişilerden izin istemek için kullanırız.
May + Subject + Fiil 1 (V1) + Object
(May + Özne + Fiilin 1. hâli+ Nesne)
Örnek:
May I use your phone, please?
(Telefonunuzu kullanabilir miyim lütfen?)
May I have a look at the daily figures?
(Günlük rakamlara bakabilir miyim?)
Yeni Tanıştığımız Kişilerden İzin İsteme/ Yeni Tanıştığımız Kişilere İzin Verme
Patient: Excuse me, Sir. May I cancel my appointment tomorrow?
(Affedersiniz, efendim. Yarınki randevumu iptal edebilir miyim?)
Secretary: Yes, you may. Would you like me to schedule your appointment for an another day?
(Evet, iptal edebilirsiniz. Randevunuzu başka bir gün için ayarlamamı ister misiniz?)
Patient: Yes, please. I’d appreciate it, if it’s Friday afternoon.
(Evet, lütfen. Cuma günü öğleden sonra olursa sevinirim.)
Secretary: Let me have a look is there any available day for Friday.
(Bir bakayım, cuma için uygun bir gün var mı?)
Waitress: What do you want for drink?
(Ne içmek istersin?)
Customer: May I see the wine list?
(Şarap listesini görebilir miyim?)
Waitress: Yes, you may. Here you are.
(Görebilirsiniz. Buyurun.)
Patrondan İzin İsteme
Patronunuzdan izin isteyecekseniz oldukça resmi bir dil kullanmanız şart. Bunun için en iyi tercih elbette “may” modal’ı olacaktır.
Employee 1: Hello, Mr. Smith. My daughter has a music show tomorrow and she wants me to go too. May I take tomorow off?
(Merhaba Bay Smith. Kızımın yarın bir müzik şovu var ve benim de gitmemi istiyor. Yarın için izin alabilir miyim?)
Boss 1: Our American visitors will arrive in the morning and you should be here. But you may go in the afternoon.
(Sabah Amerikalı ziyaretçilerimiz gelecek ve sen de burada olmalısın.
Employee 1: The afternoon is suitable for me. Thank you.
(Öğleden sonra benim için uygundur. Teşekkür ederim.)
Employee 2: They just called from my daughter’s school, she has fever.
(Az önce kızımın okulundan aradılar, ateşi çıkmış.)
Boss 2: Get well soon. Is there anything we can do?
(Çok geçmiş olsun. Yapabileceğimiz herhangi bir şey var mı?)
Employee 2: May I leave work early and take my daughter to the doctor?
(İşten erken çıkıp kızımı doktora götürebilir miyim?)
Boss 2: Of course you may.
(Elbette gidebilirsin.)
Be allowed to, let someone do, would it be possible to
Can, could, may dışında “be allowed to, let someone do, would it be possible to” gibi yardımcı fiiller de izin alma/ verme için kullanılabilir.
When I felt terribly bored last night, I was allowed to go out.
(Dün gece çok sıkıldığımı hissettiğimde dışarı çıkmama izin verildi.)
My parents let me wear makeup.
(Ailem makyaj yapmama izin verir.)
The school principal let the students go out for the empty course.
(Okul müdürü öğrencilerin boş derste çıkmasına izin verdi.)
Would it be possible to change my reservation for single room.
(Tek kişilik oda için rezervasyonumu değiştirmek mümkün müdür?)
Örneklerden yola çıkarak permission ile ilgili farklı diyaloglar türetip, duruma uygun cümleler kurarak derdinizi anlatabilirsiniz. Ancak profesyonelce İngilizce konuşmak istiyorsanız Cambly online İngilizce kursuyla tanışmalısınız.
Cambly ile ana dili İngilizce olan eğitmenlerle online konuşma pratiği yapabilir, gramer çalışabilir, iş İngilizcesi pratiği yapabilir hatta IELTS ve TOEFL gibi yabancı dil sınavlarına hazırlık yapabilirsiniz. Üstelik kendi ders plan ve programınızı kendiniz belirlersiniz. Hedefinizi belirlemeden önce hemen Cambly uygulamasını indirin ve “blog100” kodu ile 10 dakikalık ücretsiz dersinize katılın. Neler başarabileceğinize kendiniz bile inanamayacaksınız.
Çok güzel bir anlatım olmuş gerçekten.