Possessive Adjectives: İngilizce Türkçe Detaylı Konu Anlatımı + Örnek Cümleler
İngilizcede aidiyet belirtmek için kullanılan farklı sözcük türleri bulunuyor. Bugün sıfatlardan bahsedeceğiz, yani klasik “What’s your name?” cümlesinde karşı tarafa adını sorarken kullandığımız your kelimesi ve türevlerinden oluşan iyelik sıfatlarından (İngilizce adıyla: possessive adjectives).
Türkçe sondan eklemeli bir dildir, bu yüzden iyelik sıfatları gündelik konuşmada pek sık kullanılmaz. Bunun yerine kelimelerin sonuna gelen iyelik ekleri kulağa daha doğal gelebilir. Örneğin, “Kitabını getirdin mi?” sorusu, “Senin kitabını getirdin mi?” sorusuna göre kulağa daha doğru geliyor.
İngilizcede ise durum böyle değil. Bir nesnenin birine ait olduğunu belirtmek için mutlaka sıfatlara başvuruluyor. Mesela yukarıdaki örnek “Did you bring your book?” halini alıyor.
Not: Bu durum kişi zamirleriyle (I, you, he, she, it, we, they) cümle kurduğumuz zaman geçerli. Bir kişiden bahsederken direkt isim kullanıyorsak (Mary, my mother, the child, the cat, v.b.) iyelik belirtmek için sonuna “-’s” ekini getiriyoruz. Örneğin: “Where is Mary’s book? This is not her book.” (Mary’nin kitabı nerede? Bu onun kitabı değil.)
Şimdi gelin birlikte hangi zamir için hangi sıfatı kullanıyoruz, onu bir inceleyelim:
Subject Pronoun |
Possessive Adjective |
I |
my |
you |
your |
he |
his |
she |
her |
it |
its |
we |
our |
they |
their |
Bu kadar basit aslında. Peki cümle içinde nasıl kullanacağız? Hem zamirleri, hem de her birine denk gelen iyelik sıfatını birlikte görelim:
- I forgot my book at home. (Kitabımı evde unuttum.)
- You forgot to wear your jacket. (Ceketini giymeyi unuttun.)
- He brought his pen to the school. (Kalemini okula götürdü.)
- She fed her cat with wet food. (Kedisini yaş mamayla besledi.)
- It wiggled its tail. (Kuyruğunu salladı.)
- We closed our eyes. (Gözlerimizi kapadık.)
- They turned their backs. (Sırtlarını döndüler.)
Cümle içinde de gördüğümüze göre, şimdi possesive adjective’lerle ilgili birkaç ince noktanın üzerinden geçelim.
Possessive adjectives vs Possessive Pronouns
Türkçede aidiyet eklerle belirtiliyor demiştik. Bu nedenle de possessive adjective/possessive pronoun kullanımı arasındaki ayrım, anadili Türkçe olup İngilizce öğrenmeye çalışanların kafasının karışabildiği bir nokta.
Bu yazı sıfatlarla ilgili olduğu için detaya girmeyeceğiz, ancak possessive pronoun’lar (iyelik zamiri, mine/yours/his/hers/its/ours/theirs) birine ait bir nesnenin tamamen yerine geçiyor. Possessive adjective’ler ise her zaman bir nesnenin önüne geliyor, tek başına kullanılmıyor. Daha iyi anlamak için aşağıdaki örnekleri inceleyebilirsiniz:
“This pen is my.” YANLIŞ ❌
“This pen is mine.” DOĞRU ✅
“This pen is my pen.” DOĞRU ✅
***
“Is this jacket your?” YANLIŞ ❌
“Is this jacket yours?” DOĞRU ✅
“Is this your jacket?” DOĞRU ✅
Its/It’s, Your/You’re, Their/They’re
Bir diğer hataya açık nokta, “is” fiilinin kısaltarak kullanılmış haliyle possessive adjective’ler arasındaki ayrım. Telaffuzları neredeyse aynı olduğu için anadil seviyesinde İngilizce konuşan birçok insan da bu hatayı yapabiliyor.
Peki hangisini kullanacağımızı nasıl bileceğiz? Örnekler üzerinden inceleyelim:
- The cat is wiggling its tail. This means that it’s happy. (Kedi kuyruğunu sallıyor. Bu mutlu olduğu anlamına geliyor.)
- You’re so beautiful, your hair looks great today. (Çok güzelsin, bugün saçın çok iyi görünüyor.)
- They’re not allowing their kid to eat any candy. (Çocuklarının şeker yemesine izin vermiyorlar.)
Hala emin olamıyor musunuz? “It is” anlamındaki “it’s” mi yoksa “its” mi kullanılacak, buna karar vermek için ufak bir tüyo verelim. “It’s” geleceğini düşündüğünüz yere “it is” yazmayı deneyin, eğer mantıklı geliyorsa doğru düşünmüşsünüz, ancak mantıksız bir cümle elde ettiyseniz possessive adjective olan “its” gelmesi gerekiyor olabilir 🙂
İlk örneğimizi ele alalım:
“The cat is wiggling it is tail” anlamlı bir cümle olmadı. Demek ki “it’s tail” değil, “its tail” olacak. “This means that it is happy” ise anlamlı oldu, yani “it’s” doğru kelime seçimi.
His/Her vs Their
Ana dili Türkçe olanlar için yabancı bir durum daha var: cinsiyetli zamirler, kişi sıfatları. Cinsiyetsiz “o” kelimesi sayesinde hiç sıkıntı yaşamadan genel cümleler kurabiliyoruz. İngilizcede bu zaman zaman sorun olabiliyor. (Hatta günümüzde politik bir tartışma konusu haline bile geldi! Kendini kadın veya erkek cinsiyetleriyle tanımlamayanlar alternatif zamirler kullanıyor.)
Oysa İngilizcede “they” zamiri birinin cinsiyeti bilinmediği, belirtilmek istemediği, veya genel bir cümlenin genel öznesinden bahsedildiği durumlarda tek bir kişi için de kullanılabiliyor. Şu örneği inceleyelim:
Someone left his/her umbrella in the class. He/she can pick up his/her umbrella from the principal’s office tomorrow. (Biri şemsiyesini sınıfta unutmuş. Şemsiyesini yarın müdürün ofisinden alabilir.)
Bunun yerine they/their de kullanabilir, kelime tasarrufu yapabilirdik. Bu durumda tek kişiden bahsettiğimiz cümleden çıkarılabiliyor:
Someone left their umbrella in the class. They can pick up their umbrella from the principal’s office tomorrow.
Bugünlük bu kadar! Umarız bu mini ders possessive adjective kullanımını ve inceliklerini anlamanıza yardımcı olmuştur. Elbette hala kafanız karışıksa ve tam oturmadıysa bu çok doğal. Yabancı bir dil şak diye sökülmüyor, kuralların ve kelimelerin oturması için zaman ve pratik gerekiyor 🙂
Günlük hayatın koşuşturmacası ve pandemi şartlarında pratik yapmak kulağa zor gelebilir. Ama öyle olmak zorunda değil! Cambly sayesinde istediğiniz zaman, istediğiniz yerde anadili İngilizce olan eğitmenlerle görüntülü ders yapabilirsiniz. Üstelik tamamen kendi seviyenize ve ilgi alanlarınıza göre, sıkılmadan, grup içinde geri planda kalmadan, bire bir iletişim kurarak. Blog okurlarımıza özel blog100 koduyla Cambly’yi hemen şimdi ücretsiz deneyebilirsin, ilk 10 dakika bizden!