Savaş’ın Cambly İle İngilizce Öğrenme Yolculuğu
Merhabalar, Ben Savaş. Uzun zamandır Cambly Öğrencisiyim. Bu süre zarfında 100’ün üzerinde yabancı eğitmenle tanıştım ve 10.000 konuşma dakikası gerçekleştirdim. İngilizce konuşma pratiğimi Cambly ile geliştiren milyonlarca kişiden biriyim.
Cambly kullanmaya başlamadan önce İngilizce konusunda kendinizi nasıl hissediyordunuz?
Cambly’ye başlamadan önce İngilizce konusunda hiç de iyi olduğum söylenemez. Belki temel dil bilgisi kurallarını biliyordum ama bunları kullanamıyordum. Kelime haznem konusunda ise ne seviyede olduğumu bilmiyordum. Cambly’den önce konuşma yeteneğim oldukça zayıftı ve öz güvenim yoktu. Bunu aşmanın yollarını hep aradım durdum ama bir türlü işime yarayacak bir çözüm bulamadım.
Cambly’ye başlamanız nasıl oldu? İlk derslerinizde nasıl hissediyordunuz?
Biliyorsunuz ki akıllı telefonlar hayatımıza tam olarak 2012 yıllarında girmeye başladı ve tüm kitlenin bunu kullanması 2013 yılı sonlarını buldu. Ben ilk akıllı telefonumu 2012 yılında almıştım. Aldıktan sonra elimde artık her yere taşıyabileceğim bir bilgisayarım olduğunu fark ettim. Bu benim için şahane bir şeydi, çünkü teknoloji ile aram iyiydi ve eğitime aç biri olarak görüyordum kendimi. Telefonuma çeşitli İngilizce uygulamalar indiriyordum, kelime ezberliyordum ama bunları kullanamadığım için tekrar unutuyordum. Bu durum çok can sıkıcı hale gelmişti.
Bir dönem özel bir kursta İngilizce konuşma derslerine katıldım. Bunun işe yarayacağını düşündüm ama olmadı. Bunda en büyük etkenler ise kursa git-gel zaman problemi, hava bozuldu, yağmur yağdı, kar yağdı, o oldu, bu oldu derken devamlı gidemedim kursa. Aslında gitmek de biraz işkence gibiydi. Hem param gidiyor, hem de zamanım. Sınıfta 10 kişi konuşma dersi alıyoruz, sıra bana 2 veya 3 defa geliyor ve birkaç cümle ile bir dersi bitiriyorduk.
Daha pratik arayışlar içine girdim. 2015 yılında akıllı telefonlar ile gelişen uygulamalar dijital hayata geçişi kolaylaştırmaya başlamıştı. Uygulamalar arasında gezinirken Cambly uygulamasını gördüm. İndirdim ve hiç düşünmeden bir aylık paket aldım. İş yerinde, dışarıda, her yerde konuşabilme imkanı bulmuştum. Ama 3G teknolojisi ve kota sorunları nedeniyle çok verim alamamıştım. 1 aylık kullanım sonunda tekrar almayı düşündüm ama 4 yıllık başlayacak olan yoğun bir iş içine girdim. İş amaçlı yurt dışına seyahatler yaptım. Birçok ülkeye gitme imkanım oldu. O süreçte de gördüm ki İngilizce konuşabilmek artık şart olmuştu.
2018’i 2019 yılına bağlayan bir yılbaşı gecesiydi. Kutlamalar bitmiş ve 1 Ocak 2019 itibariyle yeni bir yıl başlamıştı. İş bakımından da tam rahatlamaya başladığım yıldı. Twitter da gezinirken herkes yeni yılda hedeflerim şunlar şunlar diye yazıyordu. Tam o sırada aklıma Cambly geldi. Cambly’nin sosyal medya hesabından yılbaşına özel indirim yaptığını gördüm. Gaza geldim ve ben de dedim ki “Yeni yılda konuşma işini halledeceğim.” ve böylece haftada 5 gün, günde 30 dakika olan Cambly paketini bir yıl süreliğine aldım.
Aynı gün ilk dersi yapmak için rezervasyon oluşturdum ve aynı günün akşamına Cambly dersi yaptım. 1 yıllık sürecek bir maceraya atıldığım için ilk derse katılmanın heyecanını yaşadım. İlk derste İngilizce adımı dahi söyleyemedim, çünkü öz güven sıfırdı. Heyecan da yapmıştım. O zaman anladım ki İngilizce bilmek ile konuşmak arasında dağlar kadar fark var. Eğitmen çok güzel sorular soruyor ve ben cevaplamaktan çekiniyorum. Acaba hata yapar mıyım diye düşünüyorum. Anlıyorum ama konuşamıyorum tabiri sanırım benim ilk dersime uymuştu. Eğitmenin şu sözü o gün aklıma kazındı “Don’t be afraid of making mistakes! (Hata yapmaktan korkma!)”.
Sen de Savaş gibi korkmadan İngilizce konuşmak istiyorsan hemen bugün Cambly’ye kaydol!
Cambly’deki derslerinizi nasıl planladınız, nelere dikkat ettiniz, eğitmen seçimlerinizi nasıl yaptınız?
İlk başlarda favori bir eğitmene rastlamıştım. Uzun süre onula devam etmiştim. Kendimi geliştirdiğimi hissetmeye başlamıştım. Derslerde kelime çalışması, okuma ve okuduğumuz konu üzerine tartışma yapıyorduk. Bana her defasında ödev veriyordu. Ödev konusu şöyleydi; kendine bir konu belirle, kelimelerine çalış, konuyu bir iki defa oku ve derse o şekilde başla diyordu. Ben de ilgimizi çekecek bir yazı buluyordum, kelimelerine çalışıyordum ve okuyordum. Bu şekilde derse hazırlanıyordum. Ders esnasında eğitmen ile de yapınca olay pekişiyordu. Dersin ilk 10 dakikası kelime çalışma ve okuma üzerine oluyordu ve geri kalan 20 dakikası konu üzerine karşılıklı sohbet ve tartışma oluyordu. Bu şekilde kendimi zorluyordum ve İngilizce konuşma öz güvenimi kazanmaya başlıyordum.
Daha sonraları farklı eğitmenler ile de ders yapmaya başladım ve artık çekinmediğimi, utanmadığımı görmeye başladım. Hata yapmaktan korkmamaya başladım. Çok bariz hataları eğitmenler düzeltiyordu ve ben de doğrusunu öğrenmiş oluyordum. Böylece sonraki derslerde hata yapma oranı azalıyordu. Derslerden sonra konuştuğumuz konuları tekrar izleyip nelere dikkat etmem gerektiğini gözden geçiriyordum.
Eğitmen seçimlerimi eğitmenin verdiği enerjiye göre kendime 4 – 5 eğitmen belirleyip devamlı onlarla konuşup belli bir düzende gitmeye çalışıyordum. Daha sonraları farklı aksan ve kültürler hakkında bilgi edinmek için farklı eğitmenler seçiyordum.
Cambly’nin size İngilizce anlamında kattığı şeyler neler?
Cambly bana İngilizce anlamında çok şey kattı. Öncelikle İngilizceden korkmamayı gösterdi. Dil öğrenmenin aslında karşılıklı konuşma ile mümkün olacağını gösterdi. Herhangi bir ortamda İngilizce konuşabilme öz güveni kazandırdı. Sevdiğim İngilizce dizi filmleri alt yazısız izlemeye başlamamı sağladı. Kendimi test etmek için bir İngilizce mülakata girdim, mülakat yapan kişi yabancıydı ve benimle hep İngilizce konuştu ve bu kadar iyi konuşabildiğime aslında ben de şaşırdım. Yani iş arıyor olsaydım mutlaka dil yönünden kazanırdım.
Cambly size İngilizce dışında başka neler kattı?
Öncelikle dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan insanlarla tanıştırdı. Kendime arkadaş edinme olanağı sağladı. Bugün ABD’ye gitsem bana kapısını açacak birçok eğitmen ile iyi ilişkiler kurdum. Farklı insanlar ve farklı kültürleri hakkında bilgiler edindim. İnsanların yaşam tarzlarını, aile yapılarını öğrendim. İnsanlarla iyi iletişim kurabilme yeteneğimi geliştirdi. ABD, Meksika, İrlanda, İngiltere, İskoçya, Kanada, Avustralya, Güney Afrika vb. ana dili İngilizce olan ülkelerden birçok eğitmen ile tanıştım ve yeni bilgiler edindim.
Cambly’de ders yapmak isteyen fakat İngilizce konuşmaktan çekinen kullanıcılarımıza önerileriniz neler?
Önerim şu olur: Korkmayın, kendinizi eğitmenin ve olayın akışına bırakın. Her şey zamanla çözülür. İlk 5 – 10 derste çözülmez belki ama zamanla bir bakmışsınız şakır şakır İngilizce konuşuyorsunuz ve hata yapmaktan da korkmuyorsunuz.
Cambly’deki ilk günlerinizle şu an arasındaki fark sizce neler?
İlk olarak öz güven var, korku yok. Duraksamadan konuşabiliyorum daha ne olsun. Gerisi bana kalmış bir şey, kelime ezberledikçe Cambly’de eğitmenler ile pratik yapıyorum ve her gün biraz daha, biraz daha geliştirmeye çalışıyorum. İngilizce öğrenmenin sınırı yoktur, çünkü on binlerce kelime var. Hepsini bilmek imkansız olabilir belki, ama konuştukça yeni ufuklara yelken açmaya çalışıyorum. İlk gün ile şu an arasında dağlar kadar fark var ama ben dün ile bugün arasında dahi fark yaratmaya çalışıyorum.
Zamanınızı ve paranızı başka yerlerde boşuna harcamayın. Dijital dünyanın fırsatlarından faydalanın. Hayatınızın her yerinde ve her anında İngilizce pratik yapacağınız Cambly’yi almaktan çekinmeyin. Emin olun bu size kat kat geri dönecektir. Ben Cambly ile geç tanıştım ama temiz oldu. Her geçen gün sizin hayatınızdan gidiyor. Sağlıcakla kalın.