Turistlerle Diyalog İçin Pratik İngilizce Cümleler
Bildiğimiz üzere dünyadaki en yaygın dillerin başında İngilizce gelir. İngilizcenin akıcılığını artırmak için tek tek kelimeleri kullanıp olayı sezdirmek yerine çok çeşitli cümleler kurarak konuşmak daha pratik değil mi? “Merhaba (Hi!)” ve “Nasılsın (How are you?)”dan daha fazlasını mı söylemek istiyorsun? Durup beklemek yerine pratik ingilizce cümleler ile işe başlamak istemez misin?
Yeni Cümleler Öğrenirken İşinize Yarayacak Önemli İpuçları
Pratik İngilizce cümleler nasıl öğrenilir? Gelin hep birlikte inceleyelim;
- İngilizce bir cümleyi ilk defa telaffuz ederken, üç defa yüksek sesle tekrar et. Evet, tam üç defa.
- Teknik öğrendikten sonra cümle kurmanın ne kadar basit olacağına şahit ol.
- Hayalinde bir sahne oluştur. Sahnedeki diğer insanları ve ne söylediklerini hayal et.
- Televizyon seyrederek, radyo dinleyerek, blog yazıları okuyarak bile kelime dağarcığını geliştirebilirsin.
- Düşündüklerini dile dök ve bu düşünceleri sırasıyla gerçek konuşmalarda kullan.
- Kelime ezberlemeyi ödev olarak görme, hayatın gündelik akışına dahil et.
İşinize Yarayacak İngilizce Turist Diyalogları
Yeni bir ortama girip yeni insanlarla kendi dilinde bile iletişim kurmak bazen zorken turistlerle konuşmaktan endişe duyman normal. Fakat ilk adımı bir atsan göreceksin ki düşündüğün kadar zor değil. Yeni insanlarla tanışırken unutmaman gereken ilk şey utangaçlığını yenmek. Bunu başarıp ardından kalıplaşmış İngilizce turist diyalogları ile başlarsan gerisi kendiliğinden gelecektir.
İşte bir konuşmada işine yarayacak basit İngilizce turist diyalogları;
What’s your name? (Adın ne?)
- Sohbete başlamanın en basit şekli.
Örneğin; Hi! My name is Neslihan. What’s your name? (Merhaba, benim adım Neslihan. Senin adın ne?
Nice to meet you. (Tanıştığıma memnun oldum.)
- İsimler karşılıklı söylendikten sonra bu cümleyi kullanmak kibarlığınızı gösterir.
Where are you from? (Nerelisin?)
- Ki bu formu aramızda bilmeyen yoktur. 🙂
What do you do? (Mesleğin ne?)
- Bu soru kalıbı da klasikleşen diyaloglar arasında, değil mi?
What do you like to do in your spare time? (Boş zamanlarında ne yapmaktan hoşlanırsın?)
- Birine neler yapmaktan hoşlandığını sormak, muhabbeti daha da ilerletecektir.
Thank you so much. (Çok teşekkürler.)
- I really appreciate it. (Minnettarım.)
- Thank you. (Teşekkür ederim.)
- Thanks a lot. (Çok teşekkürler.)
Birçok şekilde teşekkür edebiliriz. Ne için teşekkür ettiğimizi belirtmek için; “Thank you for…” ya da “Thanks for…” yapısından faydalanabilirsin.
What does …. mean? (Ne anlama geliyor?)
- Yeni bir kelime duyduğunda ya da gördüğünde ne anlama geldiğini sormak için bu yapıyı kullanabilirsin.
How do you spell that? (Heceleyebilir misin?)
- İngilizce bilgin az ise ve karşındaki kişinin ne söylediğini tam anlamadıysan “Bunu benim için heceleyebilir misin?” diyebilirsin.
What do you mean? (Ne demek istiyorsun?)
- Birinin sana ne söylediği hakkında kafan karıştıysa, bu soru kalıbı daha detaylı bilgi almana yardımcı olacak.
I don’t understand. (Anlamıyorum.)
- Karşındaki kişinin ne söylediğini anlamadığın zaman kullanabilirsin.
Could you repeat that please? (Lütfen tekrar eder misin?)
- Bir kelimeyi, soruyu veya cümleyi tekrar etmesini istediğinde bunu sor.
Could you please talk slowly? (Lütfen daha yavaş konuşur musunuz?)
Bazen insanlar çok hızlı konuşabiliyor ve bu anlamamızı zorlaştırabiliyor. Bu durumda onlardan daha yavaş konuşmalarını rica edebilirsin.
What do you think? (Sen ne düşünüyorsun?)
- Fikir almak ve plan önerilerinde sıkça kullanılır.
Never mind. (Önemli değil.)
- Tekrar tekrar açıklama yaptın ve karşındaki kişi hala seni anlamıyor ya da anlamadığını düşünüyorsan en ideali konuyu kapatmak olacaktır. Konu kapandıktan sonra gerginlik yaşanmaması için durumu ifade ederken tebessüm etmekte fayda var.
- “Oh, never mind! ” yerine “It doesn’t matter.” veya “Just forget it.” ifadelerinden de faydalanabilirsin.
Oh, really? (Gerçekten mi?)
- Şaşkınlık belirtir.
Actually, … (Aslında…)
- Farklı bir bakış açısını dile getirmek istediğinde kullanılır.
Goodbye. (Güle güle)
- See you. (Görüşürüz)
- Eğer sonradan yine görüşecekseniz, “See you later. ” (Sonra görüşürüz.) diyebilirsin.
“Would you… ?”, “Could you… ?” ve “Will you…”
- Bir rican ya da isteğin olduğu zaman kullanabilirsin. Bu kalıpları kullanırken “Please” sözcüğünü de kullanman seni kibar birisi olarak gösterir.
Have a good time. (İyi eğlenceler.)
- Have a nice time. (İyi eğlenceler.)
- Enjoy yourself. (İyi eğlenceler.)
- Have a good holiday. (İyi tatiller.)
Excuse me. (Affedersiniz.)
- Aceleniz var, önünüzdeki kişiyi geçmeniz gerekiyor. “Excuse me.” deyip kibarca geçebilirsiniz. Ayrıca bu cümle birinin dikkatini çekmek için de söylenir.
- I’m sorry. (Özür dilerim.)
- Geç kaldığın, sakarlık yaptığın veya birinin dikkatini çekmek için de yalnızca “Sorry!” demek yeterli.
Pratik İngilizce cümleler ile turistlerle konuşarak, basit diyaloglar kurarak İngilizceyi öğrenmek adına önemli bir adım atmış olursunuz. Bu konuşmalar akıcı İngilizce konuşmak için yeterli değil ama korkmayın çünkü “Cambly” var. Cambly online İngilizce kursu ile dinleyerek, anlayarak, konuşarak dil üzerinde olgunlaşmak istemez misin? Kursa yetişme derdi olmadan, evdeki rahatlık, konfor ve en önemlisi kimseye rezil olma derdi olmadan yabancı hocalar eşliğinde üstelik saatini kendin belirlediğin bir İngilizce dersi. Hemen şimdi “blog100” koduyla 10 dakikalık ücretsiz deneme dersi alın ve neler başarabileceğinizi görün.