İş görüşmenizden olumlu cevap aldınız ve çalışacağınız plazanın 30. katındaki ofisinizde ilk gününüz. Yan masada oturan arkadaşınız şu cümleyi kuruyor; “Saat 11’e toplantı set ettim. Teknik şedülleri revize ettikten sonra yeniden miiting yapalım.” Nedir şimdi bu? Türkçe desek değil, İngilizce desek hiç değil! Cümlede ne demek istediğini hemen anlamış olsak da bazı sözcüklerin Türkçe olmadığını açıkça belli. Fakat bazı kelimeler var ki günlük konuşma dilinde o kadar çok kullanıyoruz ki dilimize başka bir dilden girmiş olduğuna inanmak zor. Nereden nasıl geldiğini bilmesek de Türkçedeki İngilizce kelimeler sandığımızdan çok daha fazla.
Kullanırken Hiç Yabancılık Çekmediğimiz İngilizce Kelimeler
Bazılarını bilerek ve isteyerek, bazılarını ise farkına bile varmadan kullandığımız Türkçedeki yabancı kelimeler o kadar fazla ki, bazılarının sadece yabancı dilden gelen haliyle biliyoruz. Türkçe karşılığını bile bilmiyoruz. Konuşurken farkında olarak ya da olmayarak en çok kullandığımız İngilizce kelimeler arasında en sık karşılaştıklarımız aşağıdaki gibidir.
İngilizce Yazılışı | Türkçede Kullanımı | Türkçedeki Eş Anlamlısı | |
Link | Link | Bağlantı | |
Jeneration | Jenerasyon | Kuşak, nesil | |
Objective | Objektif | Tarafsız, nesnel | |
Document | Doküman | Belge | |
Version | Versiyon | Uyarlama, sürüm | |
İmitation | İmitasyon | Taklit | |
Eliminate | Elimine etmek | Eleme | |
İmpose | Empoze etmek | dayatmak | |
Partner | Partner | Eş, arkadaş | |
To revize | Revize etmek | Gözden geçirmek | |
Mentality | Mentalite | Zihniyet | |
Absurd | Absürt | Saçma, gülünç | |
Isolation | İzolasyon | Yalıtım | |
Addition | Adisyon | Hesap fişi | |
To announce | Anons etmek | Duyurmak, bildirmek, ilan etmek | |
Pessimist | Pesimist | Karamsar | |
Bodyguard | Bodyguard | Koruma | |
Data | Data | Veri, bilgi, girdi | |
Full | Full | Tam, dolu | |
Bye bye | Bye bye | Güle güle | |
Ambiance | Ambiyans | Hava, ortam | |
Catering | Catering | Yiyecek içecek sağlama, ikram servisi yapma | |
Exıt | Exıt | çıkış | |
To check | Check etmek | Kontrol etmek | |
Vısit | Vizite | Ziyaret, misafirlik | |
Nick name | Nick name | Takma isim | |
Okey | Okeylemek | Onaylamak | |
Star | Star | Yıldız | |
Center | Center | Merkez | |
To declare | Deklare etmek | Beyan etmek, bildirmek | |
Spontaneous | Spontane | Doğal, kendiliğinden olan, düşünmeden yapılan | |
Communication | Komünikasyon | İletişim | |
Perspective | Perspektif | Bakış açısı | |
Presentation | Prezentasyon | Sunum | |
Foreman | Formen | Ustabaşı | |
Handicap | Handikap | Engel, özür, yetersizlik | |
Start | Start | Çıkış ya da başlama | |
Show | Şov | Gösteri, gösteriş, teşir | |
Volleyball | Voleybol | Uçantop | |
Football | Futbol | Ayaktopu | |
Longplay | Longpley | Uzun çalar | |
Design | Dizayn | Tasarım, taslak, düzen | |
Master | Mastır | Bilim uzmanı, yüksek lisans | |
Rock’n roll | Rakınrol | Sallan-yuvarlan, | |
Rock music | Rak müzik | Sert müzik | |
Mixer | Mikser | Karıştırıcı | |
Blender | Bilendır | Karıştırıcı | |
Best seller | Best seller | En çok satan | |
Online | Online | Çevrimiçi | |
Platform | Platform | Yüksekçe yer | |
Printer | Printer | Yazıcı | |
Tribune | Tribün | Basamak basamak yükselen yer | |
Selfie | Selfie | Öz çekim | |
Specialist planner | Spesyalist planner | Uzman planlayıcısı | |
Trailer | Treyler | Tanıtım videosu, römork | |
Fragment | Fragman | Parça, kısım, bölüm | |
Pipeline | Payplayn | Boru hattı | |
Empathy | Empati | Empati (Kendini başka birinin yerine koymak) | |
Exhaust | Egzoz | Egzoz | |
Fault | Foul | Kural dışı hareket | |
Cocktail | Kokteyl | Karışık içki, ayaküstü yapılan toplantı | |
Grapefruit | Greyfurt | Greyfurt meyvesi | |
Cake | Kek | Kek | |
Narcosis | Narkoz | Narkoz, uyuşma, İlaçla yapılan bayıltma | |
Trench coat | Trençkot | Yağmurluk, | |
Cinema | Sinema | Sinema | |
Holding | Holding | Şirket, yatırım ortaklığı | |
Astronaut | Astronot | Uzay adamı, astronot | |
Boycott | Boykot | Grev, direniş | |
Export | Ekspor | İhracat, dışsatım | |
Leader | Lider | Önder | |
Auto stop | otostop | Otomatik durdurma, yol kenarında araç durdurma | |
Bulldozer | Buldozer | Yoldüzler | |
Hostess | Hostes | Konukçu | |
Full time | Fultaym | Tam gün, tüm gün | |
Anti freeze | Antifriz | Donma önleyici | |
Illegal | İllegal | Yasa dışı | |
Global | Global | Küresel | |
Relax | Relax olmak | Rahatlamak | |
Elektronik posta | |||
Trend | Trend | Eğilim, akım, gidişat | |
To provoke | Provoke etmek | Kışkırtmak, kızdırmak | |
Barrier | Bariyer | Engel, set, korkuluk | |
Cheeseburger | Çizburger | Peynirli köfteli ekmek | |
Hamburger | Hamburger | Köfteli ekmek | |
Duplex | Dubleks | İki katlı | |
Donut | Donut | Tatlı çörek | |
Feedback | Feedback | Geri bildirim | |
Laptop | Laptop | Diz üstü bilgisayar | |
Lady | Leydi | Bayan | |
Mortgage | Mortgage | Rehin, ipotek | |
Variation | Varyasyon | Çeşitlilik, değişim, fark | |
Cowboy | Kovboy | Sığır çobanı | |
Lynch | linç | Yargılamadan saldırma | |
Gallon | Galon | Silindir kap | |
Sympathetic | Sempatik | Sevimli | |
Cargo | Kargo | Yük | |
Integrate | Entegre olmak | Bütünleşmek | |
Security | Security | Güvenlik | |
Coordination | Koordinasyon | Eşgüdüm, uyumlu çalışma |
Yabancı Sözcükler Dilimize Nasıl Giriyor?
İnsan yaratılış gereği sosyal bir canlıdır. Dillerin doğuşu da insanların iletişim ihtiyacından doğmuştur. İnsanlık tarihi kadar eski olan dil milletler ve coğrafyalara göre farklılık göstermiştir. Ancak ne kadar farklı olsalar da yıllar içerisinde bir şekilde birbirlerine karışmıştır. Türkçedeki İngilizce kelimeler de aşağıdaki faktörler başta olmak üzere iletişimden kaynaklı birçok sebepten dilimize yerleşmiştir.
- Ülkeler arasındaki savaşlar ve işgal
- Ticaret gereği insanların iletişim halinde olma ihtiyacı
- Göç
- Spor müsabakaları
- Farklı ülkelere ya da kıtalara yapılan geziler ve turizm
- Politik ilişkiler
- Yabancılarla yapılan evlilik
- Bilimi ve buluşlar
- Teknolojiyi yakından takip etme ihtiyacı
- Müziğin evrenselliği
- Dünyayı basın yayın organlarıyla takip etme ihtiyacı
- Ekonomi
Yabancı Kelimelerin Dilimize Etkileri
Türkçedeki İngilizce kelimeler dilimizde eşanlamlı sözcüklerin sayısını artırmıştır. Örneğin “holding” kelimesini ele alalım. Evet kelime esasen Türkçe değil, ancak kullanımı o kadar yaygınlaşmış ki Türkçe karşılığı “işletme” olmasına rağmen işletmeden daha çok kullanılıyor. “Gösteri” sözcüğü yerine “show”, “tamgün” yerine “full time”, “mısır gevreği” yerine “corn flake”… Bu ve benzeri çok kelimenin olması dilimizdeki eş anlamlı sözcük sayısını da artırmıştır.
Bazen İngilizceden geçen sözcükler aslını tamamen gölgede bırakır. Örneğin “lider” kelimesi “leader” sözcüğünden gelir ve Türkçesi karşılığı olan “önder” sözcüğünden çok daha fazla kullanılır. Bu durum ise anadilimizde bazı sözcükleri zamanla yok olma tehlikesiyle baş başa bırakır. Dil zamanla özünü kaybederek asimile olma tehlikesiyle karşı karşıya kalır.
Gelin Türkçedeki yabancı kelimeler ile güzelim dilimizi bozmayalım. Anadilimizi yabancı sözcüklerden arındırarak hak ettiği gibi tamamen Türkçe kullanalım. İngilizceyi de İngilizcenin hakkını vererek aksanlı ve akıcı konuşmaya dikkat edelim. Gramer ve kelime bilginiz zayıf ya da akıcı konuşmakta sıkıntı mı yaşıyorsunuz. Türkçedeki İngilizce kelimeler ile yabancı dili kurtarmaya çalışmak yerine Cambly’e üye olun. Amerikalı eğitmenlerle online konuşma pratiği yapabilir, ders saatlerini kişisel programınıza göre ayarlayabilirsiniz. Üstelik ücretsiz deneme dersine katılmak için sadece kayıt olmak ve pratik yap butonuna tıklamak yeterli.
güzelmiş ve çoooooooooooook ilginç gün içinde bu kelimeleri en az 50 en çok ise 100 kez full kesin kullanıyorumdur