Bilingualizm (İki Dillilik) Nedir? Çocuğunuz Çift Dilli Olabilir mi?
Dil bilmenin günümüz dünyasında önemi yadsınamaz. Profesyonel ve akademik alanlarda ilerlemenin yolu yabancı dil bilmekten geçiyor. Peki ne kadar erken başlamalı? Tek dilli bir evde doğan çocuklar iki dilli (bilingual) olabilir mi? Bilişsel gelişim sürecine olumlu/olumsuz etkileri var mı? Gelin iki dilliliğin ne olduğunu ve çocuk iki dilliliğine dair uzmanların ne düşündüğünü konuşalım, bu soruların cevaplarını beraber keşfedelim.
Dil edinimi sırasında iki dile aynı anda maruz kalıp ikisini de anadil seviyesinde öğrenen ve düzenli konuşan kişilere iki dilli denir. Burada anahtar kavram dil edinimi dönemidir. Çocuklar anne karnından itibaren etraftaki sesleri algılar, dolayısıyla dil öğrenmeye başlarlar. İlk 5 yaşta beyin çevredeki her şeyi emen bomboş bir sünger gibidir: çok hızlı gelişir, öğrendiklerini kolay kolay unutmaz. (Ya da amiyane tabirle, “ağaç yaşken eğilir.”) Bu yüzden yabancı dil öğrenimine mümkün olduğunca erken başlamakta fayda var.
İki dilli olmanın tek dilli olmaya göre avantajları nelerdir?
- Daha önce de değindiğimiz gibi, akademik ve profesyonel kariyere 1-0 önde başlatır.
- Empati yetisini ve sosyal becerileri geliştirir.
- Zihnin sözel algısını besler, yeni diller öğrenmeyi kolaylaştırır.
- Beynin farklı görevlere odaklanma kabiliyetini artırır.
- Yaratıcı ve esnek düşünceyi güçlendirir.
- Hatırlama kabiliyetini kalıcı olarak güçlendirir. (Hatta ileri yaşlarda demans gibi beyin hastalıklarını geciktirebilir. Bir araştırmaya göre, iki dilli kişillerde Alzheimer semptomları tek dillilerden ortalama 5 yıl geç görülüyor.)
- Beynin bilgi işleme mekanizmalarını aktif tutar, daha büyük beyin ağları kurulmasına yol açabillir. (Önceki maddelerinin çoğunun bilimsel açıklaması bu diyebiliriz.)
- Bir dile “hakim olmak” o dilin konuşulduğu kültür(ler)e de aşina olmayı getirir. Dolayısıyla önyargıları azaltır ve daha açık fikirli olmayı sağlayabilir.
Çocuğunuzu sıkmadan, kafasını karıştırmadan düzenli dil pratiği yapmasını mı istiyorsunuz? Yazıyı okurken içinizden “E ne güzelmiş, keşke çocuğumu iki dilli yetiştirebilsem.” mi dediniz? Yabancı uyruklu bir hane üyeniz, bakıcınız olmayabilir. Üzerine düşecek vaktiniz olmayabilir. Kurslar ve okullar bütçenize, programınıza veya ihtiyaçlarınıza uymuyor olabilir. Tam da bunun için Cambly Kids var! Ana dili İngilizce olan uzman eğitmenlerimiz bire bir online derslerle çocuğunuzu desteklemeye hazır. Eğitmenlerimizi tanımak ve daha fazla bilgi almak için hemen tıklayın!
İki dili eşzamanlı öğrenmek konuşmada gecikme veya sorun yaratır mı?
İki dillilikle ilgili yaygın mitlerden biri, çocukların dil gelişimini tek dilli akranlarına kıyasla geciktirebileceği veya zorlaştırabileceğidir. Ancak bu doğru değil. Araştırmalara göre 10 yaşından önce iki dille yetiştirilen çocuklar, tek dille yetiştirilenlerle aşağı yukarı aynı dönemlerde aynı kritik gelişim basamaklarını atlatıyor. Ayrıca çocuklar 4 aylıktan itibaren iki farklı dil konuşulduğunu algılayabiliyorlar. Burada her çocuğun öğrenme hızının, gelişim basamaklarını çıkma zamanının farklı olabileceğini hatırlamak gerekiyor. Başka bir X çocuk ya da Y çocuktan daha erken, daha geç, daha yetkin, daha zahmetle konuşması kaç dil öğrendiğiyle doğrudan bağlantılı olmayabilir.
Elbette öğrenme sürecinin başlarında akıcılık sorunları yaşanabiliyor. Bu, kod değiştirme (code switching) diye adlandırılan, konuşma sırasında iki dili aynı anda kullanma durumu şeklinde görülebiliyor. Ancak bunu biz yetişkinler de gündelik hayatta zaman zaman bilinçsizce yapmıyor muyuz? 🙂 Yine de dikkatimizi verdiğimizde, istediğimizde tek bir dili akıcı olarak konuşabiliyoruz. İki dili de paralel olarak öğrenmeye devam eden çocuklar da zamanla buna dikkat etmeyi öğrenirler.
Çocuğumun iki dilli olması için neler yapabilirim? Nelere dikkat etmeliyim?
Mümkünse aynı ortamda aynı dili kullanmak, aynı kişiyle aynı dili konuşmak önemlidir. Örneğin çok uluslu ebeveynler veya ev ortamı söz konusuysa, bir ebeveynin özellikle bir dilde, diğerinin de diğer dilde konuşması gerekir. Buna “eşzamanlı” öğrenme deniyor. Bir diğer olasılık, ebeveynleriyle tek bir ana dilde konuşmaya başlayan çocuğun sonradan (genelde 3 yaşından sonra) başka bir dili öğrenmeye başlamasıdır. Örneğin kreşte veya bakıcısıyla yabancı dilde konuşabilir. Buna da “ardışık” veya “peş peşe” öğrenme deniyor.
Öğrenilen dillerin aktif kullanılması gerekir. Eğer evdeki kimse yabancı dili bilmiyorsa muhakkak çocuğunuzun o dili düzenli kullanabileceği bir rutin oluşturmalısınız. Bu benzer öğrenme süreçlerinden geçen akranlarıyla oyun saati olabilir, evde yalnızca o dilin konuşulduğu “yabancı dil saati” düzenlemek olabilir. Eğer bunu düzenlemekte zorlanıyorsanız dışarıdan yardım alabilirsiniz. Unutmayın ki beyin bir kastır ve düzenli işlemeyen kaslar zayıflar. İşin altın kuralı pekiştirmek, pekiştirmek, pekiştirmek!
Öğrenme sürecinin etkili olması için çocuğunuzun keyif alması çok önemlidir. İlgisini çekmeyen, yorucu ve sıkıcı şekillerde dayatmak onu dile küstürebilir. Bunun için özellikle gündelik hayatla bağlantılı ve çekici yöntemler bulmak gerekiyor. Kullanılan dil çocuğun ilgi alanlarıyla ne kadar bağlantılı olursa, hayatında o kadar önemli yer edinir.