Bol Anlamlı Kelimeler Serisi: TURN
İngilizcede birden fazla anlama sahip kelimeleri incelediğimiz Bol Anlamlı Kelimeler Serisinde bugün “turn” sözcüğünü ele alacağız. Serideki diğer kelimeler gibi “turn” kelimesinin de yüzlerce anlamı var -fakat bu gözünüzü korkutmasın. En sık kullanılan anlamlarını öğrenmeye başladıktan sonra yavaş yavaş bir öngörü geliştirmeye başlayacaksınız ve çok daha kolay ayırt edebilir hale geleceksiniz. Tabii yeterince pratik yaparsınız!
Turn bir nesne ile kullanıldığında “to cause to move around on an axis or about a center; rotate” / “bir eksen etrafında döndürmek” anlamına gelir.
Turn the steeling wheel as fast as you can. / Direksiyonu olabildiğince hızlı döndür.
Tek başına kullanıldığında ise “to move around on an axis or about a center; rotate” / “bir eksen etrafında dönmek” demektir.
The wheels of the car began to turn. / Arabanın tekerleri dönmeye başladı.
Turn to/into to exchange, convert, cause to become of a specified nature or appearance / dönüştürmek
She wants to turn her singing talent into money. / Şarkı söyleme yeteneğini paraya dönüştürmek istiyor.
The wicked witch turned the prince into a frog. / Kötü cadı prensi kurbağaya dönüştürdü.
Aynı fiil bir nesne olmadan kullanıldığında ise “dönüşmek, olmak” anlamına gelir.
In this tale, a prince turns into a frog. / Bu masalda prens bir kurbağaya dönüşüyor.
Her face turned pale. / Yüzü bembeyaz oldu.
Turn: to become a particular age or time / (yaş, saat) olmak
I turned eighteen this year. / Bu yıl on sekiz oldum.
It’s just turned seven o’clock. / Saat yedi oldu.
The turn of the century and turn of the year refer to when a certain period of time is ending and the next one is beginning / bir yılın veya yüzyılın bitip yenisinin başlaması
He was born at the turn of the 20th century. / 20. yüzyıla girerken doğdu.
Take a … turn: to develop in a particular way / işlerin belli bir şekilde ilerlemesi
Events took an unexpected turn when my father started to help us. / Babam bize yardım edince işler hiç tahmin etmediğimiz bir şekilde ilerlemeye başladı.
Bu fiille kullanılan bir kalıp var: take a turn for the better/worse
Their marriage took a turn for the worse when he started to act juvenile. / Çocukça davrandığı için evlilikleri kötüye gitmeye başladı.
Turn: to have a sensation of whirling, mostly as a result of dizziness / başının dönmesi
My head is turning, should I see a doctor? / Başım dönüyor, bir doktora mı görünsem?
If it is your turn to do something, you now have the duty, chance, or right to do it as other people are done with it / bir görev veya hak sırasının sana gelmesi
You helped me before. Now, it’s my turn to help you. / Sen bana yardım etmiştin. Şimdi sıra bende.
Turn: A change of direction / bir yöne doğru sapmak, dönmek
Turn right when you see the hospital. / Hastaneyi gördüğünde sola sap.
He turned to me and said: “Good to see you.” / Bana döndü ve “Seni görmek güzel,” dedi.
Turn: to use a control to switch a piece of equipment on and off or to increase or reduce what it is producing / bir cihazı açmak, kapamak, sesini kısmak, vb.
Can you turn the volume up? / Sesi açabilir misin?
If something turns out a particular way, it happens in that way / sonuçlanmak
My sister had no idea that it would turn out like this. / Kardeşim işlerin böyle sonuçlanacağını bilmiyordu.
Turn out aynı zamanda “bir şeyin iç yüzünün açığa çıkarılması” anlamında kullanılır.
It turned out that they hadn’t like me all along. / Meğer beni en başından beri sevmiyorlarmış.
If you turn the tables (on someone) you change the situation completely in your favour/ durumu (birine karşı) lehine çevirmek, işlerin değişmesi
I wonder if I can turn the tables on my opponents. / Rakiplerimin karşında durumu lehime çevirebilir miyim merak ediyorum.
Turn: To progress through pages / sayfayı çevirmek, bir sayfayı açmak
Everyone, please turn to page 90. / Herkes lütfen 90. sayfayı açsın.
If you turn to a particular activity, job, or way of doing something, you start doing or using it / bir şey yapmaya başlamak
The company is now turning to recycling. / Şirket artık geri dönüşüm yapmaya başladı.
Bizden şimdilik bu kadar. Fakat siz bu kelimeyi etkili bir şekilde kullanabilmek için pratik yapmaya devam etmelisiniz. Cambly, istediğiniz zaman istediğiniz yerde İngilizce konuşma pratiği yapabilmeniz için var! Ana dili İngilizce olan eğitmenlerle 1:1 veya grup derslerine katılmak için yapmanız gereken tek şey Cambly’e üye olmak. O halde: Now it’s your turn to join Cambly! / Cambly’e katılma sırası sizde!