Hafıza Sarayı Tekniği Nedir?
İngilizce konuşmak istiyorsunuz ancak “Akşam ne yemek yediğimi bile unutuyorken İngilizceyi nasıl öğreneyim!” modunda mısınız? Öyleyse size bir iyi bir de kötü haberimiz var. İyi haber; zihnimiz çok az şeyi unutur, unuttuğumuzu sandığımız şeyler aslında orada yerli yerinde duruyor. Kötü haber ise; unuttuğumuzu sandığımız bilgileri zihnimizden çekip çıkarmayı bilmiyoruz. Ne demiş atalarımız; bilmemek değil öğrenmemek ayıp. Son zamanlarda çokça duyduğumuz ve her geçen gün popülaritesi artan teknik; hafıza sarayı öğrenme metodu ile bir defa öğrendiğiniz kelimeleri artık unutmuyorsunuz. Bu tekniği hiç duymadınız mı? Büyük kitlelerin beğeniyle izlediği Sherlock dizisini izlemediğiniz beli oldu. Öyleyse tekniğin dayandığı temellere ve yabancı dil öğrenmede nasıl kullanılacağına birlikte göz atalım.
Hafıza Sarayı Tekniği Nedir?
Son zamanlarda popüler olan bu yöntemin aslında 2000 yıllık bir geçmişi var. Binlerce yıl önce, bugünkü gibi bilgiyi muhafaza edebileceğiniz onlarca terabaytelık bellekler daha doğmamışken insanlar bilgiyi zihinlerinde depolarmış. Biz bugünkü teknolojiyle dün ne yediğimizi unuturken, insanlar o zamanlarda bunca bilgiyi nasıl saklasınlar? Hafıza sarayı ile… Birçok yöntemde olduğu gibi bu teknik de ihtiyaçtan doğmuştur. Latincede “Method of Loci” olarak bilinir. Burada “Loci” kelimesi İngilizcede “Location” anlamına gelir. Teknik, Türkçede “Mekan Metodu”, “Bellek Sarayı” ya da “Zihin Sarayı” olarak da bilinmektedir.
Mekan metodunda amaç hatırlanmak istenen bilgiyi sadece işitsel değil, bütün duyularımızı katarak zihnimizde anlamlandırmaktır. İşitme, tatma, koklama, dokunma ve görme duyularının hepsi bilgiyi hatırlamanız için birer şifre niteliğindedir. Bazen bir koku size eski aşkınızı, bir tat memleketinizi, bir şarkı çocukluğunuzu hatırlatmaz mı? Normalde asla aklınıza gelmeyecek bir anınız, eski mahallenizi ziyarete gittiğinizde dün gibi gözünüzün önünde beliriverir. Çünkü burada bilgi yani anılarınız o mekandaki nesnelerle ilişkilendirilmiş, bu ilişkiye bir de duyular ve duygular katılmıştır. Bu şekilde çok güçlü ilişkilerle anlamlandırdığınız bilgi, siz silindiğini sansanız dahi gerekli uyaranı aldığında anında geri gelir.
Öyleyse neden hafıza sarayı ile İngilizce öğrenilmesin ki? Zihnimizde çok iyi bildiğimiz bir mekan oluşturup ortamdaki nesneler ve olaylarla öğrenmek istediğimiz kelimeleri ilişkilendirebiliriz. Burada mekan hayal gücünüze göre bazen bir ev, bazen bir şehrin sokakları, bazen de bir saraydır.
Hafıza Sarayı ile İngilizce Öğrenmenin Aşamaları
Ezberden nefret etmemiz hep yanlış anlaşıldı. Biz aslında ezbere değil ezberlemenin merkeze alındığı eğitime karşıydık. Çünkü ezberlemek doğduğumuz andan beri kullandığımız ve reddedebilecek bir lükse sahip olmadığımız bir yöntemdir. Renkler, sayılar, harfler, yakınlarımızın isimleri… Bakın bunları ezbere biliyor ve hatırlamakta hiç sıkıntı çekmiyoruz. Peki neden bir zamanlar çok iyi öğrendiğimiz İngilizce kelimeler aklımızdan uçup gidiyor? Çünkü tek bir duyuyla, yani işitsel olarak öğrenip yine aynı şekilde hatırlamaya çalışıyoruz. Oysa zihin sarayı ile İngilizce kelimeleri kendi mekanımızda belli bir olaylar sırasına koyup bütün duyularımızı katarak, adeta yaşayarak öğrenebiliriz. Bunun için aşağıdaki işlem basamaklarını sırasıyla yapmak yeterli.
Sarayınızı Seçin
Zihninizde kuracağınız sarayı seçin. Saray dediğimize bakmayın, dilediğiniz mekanı seçin. Ancak yer seçerken aşağıdaki özellikleri barındırıyor olmasına dikkat edin.
- Çok iyi bildiğiniz bir yer olmalı. Eviniz, yıllardır çalıştığınız fabrika ya da okulunuz olabilir. Yeter ki ortamdaki her odayı detayları ile çok iyi biliyor olun. Çünkü gözünüzü kapattığınız an krokinin zihninizde çizilmiş olması gerekiyor.
- Ortamın büyüklüğünü seçerken içine yerleştireceğiniz kelime sayısını da dikkate alın. Çok kelime saklayacaksanız çok odalı bir mekan olması işinize gelecektir.
- Dikkat çekecek eşyalar seçip mekan içerisine yerleştirin. Bu eşyalar büyük, kaba, canlı renklerde, çok gürültülü, çok soğuk ya da çok sıcak olabilir. Yeter ki farklı ve dikkat çekici olsun.
Mekanda Rotanızı Belirleyin
Saray sizin sarayınız o halde her yerini karış karış biliyorsunuz. Artık kendinize gezinti için bir başlangıç noktası seçebilirsiniz. Örneğin seçtiğiniz mekan eviniz ise evinizin odaları gezintiniz esnasında uğrayacağınız duraklardır. Kendinize bir rota belirlemeli ve her defasında duraklara aynı sıra ile uğramalısınız. Mutfağı ilk durak olarak seçtiniz ve sırasıyla salon, çocuk odası, banyo, yatak odası ve antreye mi uğrayacaksınız? Öyle ise her defasında mutfaktan başlamalı ve diğer odaları yani durakları aynı sıra ile izlemelisiniz.
Sarayı İnşa Edin
Gözünüzü kapattınız ve mekan krokisi gözünüzün önüne geldi. Gezeceğiniz durakların sırası da belli. Öyleyse artık odaları doldurma, durakları inşa etme aşamasına geçebiliriz. Her durağa İngilizce kelimeler bırakacaksınız. O kelimeleri duraklara yerleştirdiğiniz dikkat çekici eşyalar, absürt olaylarla anlamlandıracaksınız. Duraklara bolca simgeler, duyular ve duygular bırakacaksınız ki odaya girdiğinizde size o kelimeyi hatırlatsın.
Sık sık gezintiye çıkın
Zihninizde oluşturduğunuz yer; duyu, duygu simge ve olaylarla öyle güçlü eşleşmeli ki gerçekmiş hissi uyandırmalı. Bu seviyeye ulaşmak için rotanızı sık sık ziyaret etmeniz, yani pratik yapmanız gerek. Her defasında aynı sıra ile gezinti yapmanız bir süre sonra ortama daha iyi hâkim olmanızı ve İngilizce kelimeleri hata yapmadan hatırlamanızı sağlar.
Saraya yeni odalar ekleyin ya da sadece belli durakları kullanın
Zihin sarayınızı oluşturmak için çok emek harcadınız. Tekniğin en iyi tarafı mekanı bir defa kullandıktan sonra başka kelimeleri ezberlemek için de kullanabilmenizdir. Daha fazla kelime ezberlemek istiyorsanız fazladan odalar hatta yeni bir kat ekleyebilirsiniz. Aksine az sayıda kelime ezberleyecekseniz sarayın sadece 1 katını, hatta belki birkaç odasını bile kullanabilirsiniz.
Örnek Uygulama;
Ezberlemek istediğimiz kelimeler sırasıyla;
Öğrenmek İstediğimiz Kelime | Durak | |
|
Fresh (Ferah, taze) | Mutfak |
|
Daisy (Papatya) | Salon |
|
Deep (Derin) | Çocuk Odası |
|
Dress (Elbise) | Banyo |
|
Pigeon (Güvercin) | Yatak Odası |
|
Aversion (Nefret) | Antre |
Kelimeleri tek tek mekandaki odalara yerleştirelim;
- Hava çok sıcak. Mutfağa girdiniz ve devasa boyutlardaki buzdolabınız önünüzde dikiliyor. Kapağını açtınız ve yüzünüze fresh fresh dolabın serinliği çarptı. Öyle güçlü çarptı ki saçlarınızı bile havalandırdı (Abartmaktan kaçınmayın). İşte ilk kelimemiz tamam. Zihin rotamızda mutfağa girip de buzdolabını gördüğümüzde o kapının ardındaki güçlü esintiyle serinleyeceğimizi bileceğiz. Böylece fresh (taze, ferah) kelimesi zihnimizin derinliklerinden çıkıp gelecek.
- Mutfaktan çıkıyor ve salona giriyorsunuz. Daha kapıdayken burnunuza buram buram papatya kokusu geldi. Salonda kocaman bir yemek masası, masanın üzerinde de ışıl ışıl parıldayan kristal bir vazo var. Vazonun içerisi alabildiğine taze papatyalarla (Papatya = Daisy) dolu.
- Salondan çıkıp çocuk odasına girdiniz. Kızınızın bebeklik fotoğrafları gözünüze çarpıyor. Ne çabuk büyüdü. Birden eski günlerin derinliklerine dalıyorsunuz (Derin = Deep) ve onu ilk kucağınıza aldığınızda hissettiğiniz yoğun duyguları anımsıyorsunuz, gözleriniz doluyor.
- Dolan gözlerinizi ve yüzünüzü yıkamak için banyoya giriyorsunuz. Banyonun kapısını açtığınızda büyük bir çarpma sesi! 6 yaşındaki kızınız yeni aldığınız beyaz elbiseyle parmak boyası yapmış. Elbisenin (Elbise = Dress) her yeri kırmızı, sarı, mavi renklerde boya olmuş. Onu da siz görmeyin diye gizlice çamaşır makinesine atmış ancak kapağı açık unuttuğu için kapı açılınca kapağa çarptı ve cam kapak kırıldı. Şimdi az önceki duygusallıktan eser kalmadı. Çok sinirlendiniz.
- Bu sinirli halinizle yatak odasına girdiniz kızınızı arıyorsunuz. Kırmızı fon perdenin arkasına saklanmış olabilir. Perdeyi aralıyorsunuz ve camdan girmiş olan bir güvercin (Güvercin = Peagon) havalanıyor.
- Korkuyla antreye kaçıyorsunuz. Güvercinin dışarı çıkması içi kapıyı açacaksınız. O da ne kuş çoktan yerlere kaka yapmış ve siz de birinin üzerine çıplak ayağınızla basmışsınız. Bir nefret, iğrenme duygusu… (Aversion = Nefret).
Biraz zahmetli ve yaratıcılık isteyen bir teknik. Ancak uygun şekilde kullanırsak 6 kelimeyi ezberledik bile. Her defasında farklı kurgular ve eşyalar kullanarak hafıza sarayı ile İngilizce kelime dağarcığınızı genişletebilirsiniz. Peki neden daha fazlasını istemeyelim. Cambly ile geliştirmekten fazlasını yapabilirsiniz. Cambly’ye üye olun ve ana dili İngilizce olan eğitmenlerle online konuşma pratiği yapın. Bu yöntemle yeni kelimeler öğrenip, anlama ve konuşma becerilerinizi geliştirebilirsiniz.
Öğrendiklerinizi ise ne kadar sık pratik ederseniz o kadar hızlı gelişirsiniz. Cambly yapay zeka destekli İngilizce öğrenme asistanı Cambly AI ile ücretsiz pratik yapmayı unutmayın! 😊
Wow harikaymış