İngilizce Bilmeden Yurt Dışı Seyahati Yapmanın Zorlukları
Yurt dışı seyahati birçok insanın hayallerini süsleyen aktivitelerden biri. Maddi ve manevi olarak kendinizi ne kadar hazırlasanız hazırlayın eğer ilk defa yurt dışına çıkıyorsanız nasıl gezeceğiniz, oteli bulup bulamayacağınız, ulaşım araçlarına ulaşıp ulaşamayacağınız ve daha birçok konu karın ağrısı sebebi olabilir. Öyleyse size iyi gelecek birkaç bilgi almanız fena olmaz.
“Nasıl hayatta kalacağım? İletişim kurabilecek miyim?”
Dil bilmeden, özellikle evrensel bir dil olan İngilizceyi bilmeden başka bir ülkeye gitmeyi düşünüyorsanız şimdiden geçmiş olsun. Çünkü karşılaşabileceğiniz zorluklar eğlenip dinlenmek için gittiğiniz seyahatte, gerilip stres sahibi olmanıza sebep olacak.
Yerel seyahatlerinizi düşünün. Türkiye’nin herhangi bir köyündeki konuşmaları bile anlamakta zorlanabilirsiniz. Ana diliniz ortak olduğu halde aksan farklılıkları anlaşmanızda aksaklıklar yaratabilir. Bir de ana dilini bilmediğiniz bir yerde, üstelik İngilizce de konuşamadığınızı düşününce durum gerçekten zor.
Öyleyse bu zorluklarla baş ederken işimize yarayacak pratik çözüm önerilerine bir göz atalım.
1- Nerede ne yapacağınıza dair bilgilerin yer aldığı kısa bir not taşıyın
Uçaktan indiğinizde yanıt aradığınız en önemli konu, konaklayacağınız yere varabilmek olacak. Havalimanındaki görevlilerden birine ya da bineceğiniz taksiye önceden hazırladığınız notu gösterebilirsiniz.
Nota kısaca ne için geldiğinize, nerede kalacağınıza dair bilgileri yazın. Tabii ki gideceğiniz ülkenin dilinde. Ne olur ne olmaz diye İngilizcesinin de elinizde bulunmasında fayda var.
2- Seyahat edeceğiniz ülkede konuşulan dil elbette önemli ama siz en iyisi İngilizce öğrenin!
İngilizceyi hiç bilmiyorsanız, gideceğiniz yerde zorluklarla karşılaşmaya hazır olun. Dolandırılabilir, konaklayacağınız yerden farklı bir yere götürülebilir, eğer bir otelde kalacaksanız giriş saatlerini kaçırabilir vb. daha birçok kötü senaryo üretebiliriz.
Rotanızda Amerika, İngiltere gibi İngilizce konuşulan ülkeler varsa gündelik hayatta ihtiyaç duyacağınız basit kalıpları öğrenebilirsiniz. ” Hello! (Merhaba), How much? (Ne kadar?), How can I go to …? (…’a nasıl gidebilirim?), Excuse me! (Affedersiniz!)” gibi.
Tabii sayılar ve yön tarifleri için gerekli olan sözcükleri “turn right (sağa dönmek), cross the bridge (köprüyü geçmek, köprüden geçmek), go across the street (sokağın karşısına geçmek)” vs. öğrenmenizi ya da en azından kolay ulaşabileceğiniz bir yerde, telefonda veya kağıda not alarak saklamanın kolaylık sağladığını göreceksiniz.
Eğer rotanız Avrupa, Asya, Orta Doğu gibi İngilizcenin ana dil olmadığı (İngiltere sömürgesi ülkeler hariç) ya da İngilizceye önem verilmeyen ülkeler ise işiniz bir tık, hatta birkaç tık zorlaşabilir. Örneğin, Fransa’da, bir turist olarak geldiğiniz belli olduğu halde, birine İngilizce soru sorduğunuzda soğuk bir tavırla karşılaşabilirsiniz. Bir Avrupa ülkesi olmasına rağmen İngilizce bilmemeleri de olasıdır ama Fransa gibi gelişmiş ülkelerde yerel halk olmasa da turistik bölgelerde çalışanlar, otel çalışanları vs. mutlaka İngilizce bilmektedir ve size yardım edeceklerdir.
3- Teknolojiden yardım almaktan çekinmeyin.
Çeviri yapabileceğiniz uygulama ve program seçenekleri hızlı kullanım için oldukça uygun. Arama motorunu açar ve hemen çeviri yapabilir, gerekiyorsa sesli olarak okutabilirsiniz. Ancak her zaman internetin bulunduğu ortamlarda olamayabilirsiniz. Böyle bir durumda işinizi şansa bırakmayıp çevrim dışı uygulamaları da yüklerseniz iyi olur. Hatta siz, bataryanızın bitme durumuna karşın bir de yanınıza taşınabilir İngilizce sözlük alın.
4- Beden dilinizin etkili olabileceğini unutmayın.
Hızlı anlaşmak adına sözlük karıştırmak ya da telefonla uğraşmak yerine basit konuları beden diliyle de anlatabilirsiniz. Örneğin, soğuk algınlığı ile birlikte bademcikleriniz iltihaplandı ve o an kendinizi ifade etmek için ne sözlükten bakacak ne de kendinizi sözlü ifade edecek enerjiniz var. Elinizi boğazınıza götürerek sağlık probleminizi anlatabilirsiniz. Bunun gibi yapılacak doğaçlama jest ve mimikler ile kendinizi rahatlıkla ifade edebilirsiniz.
İngilizce bilmeden yurt dışı seyahati yapmanın zorlukları ile birlikte bunlara anlık üretebileceğiniz hızlı çözümler de bulunmakta. Ancak kesin çözüm tabii ki İngilizce öğrenmeniz. Sular seller gibi konuşmanıza gerek yok. Derdinizi anlatacak kadar bilseniz yeterli. Zaten seyahat ettikçe İngilizceniz gelişecek, İngilizceniz geliştikçe seyahatleriniz çoğalacaktır.
Elbette seyahat edeceğiniz her yerin ana dilini bilmeniz mümkün değil ancak İngilizce biliyor olmak, gideceğiniz yerde mutlaka anlaşabileceğiniz birilerini bulacağınız anlamına gelir.
Hemen seyahate çıkıp kendinizi geliştiremezsiniz ama istediğiniz yer ve zamanda görüntülü konuşarak kolayca aşinalık kazanabilirsiniz. Nasıl mı? Tabi ki Cambly ile.
Cambly’de ana dili İngilizce olan eğitmenlerden oluşan uzman kadrosu ile 1:1 derslere veya 3 kişilik grup derslerine katılabilirsiniz. Tüm aboneliklerde 7/24 istediğiniz gün ve saatte ders yapabilir, çalışmak istediğiniz eğitmeni özgürce seçebilir, başlangıçtan en ileri seviyeye uygun ders içeriklerimizin tamamından yararlanabilirsiniz.
Öğrendiklerinizi ise ne kadar sık pratik ederseniz o kadar hızlı gelişirsiniz. Cambly yapay zeka destekli İngilizce öğrenme asistanı Cambly AI ile ücretsiz pratik yapmak için tıklayın! 😊