Katıla Katıla İngilizce Gülün: 18 İngilizce Espri!
Kendi dili İngilizce olanlar gramer, kural düşünmeksizin rahat rahat konuşurken ve hatta espriler yaparken, sizin İngilizceniz kulağınıza hep resmi ve ruhsuz gelir. Çünkü İngilizce eğitiminde birçoğumuzun atladığı konuların başında ‘gündelik konuşma tarzı’ geliyor.
Özne, yüklem, nesne derken günlük değil de ansiklopedik bir dil kullanıyoruz. Oysa, basit şakalarla ve ince dokunuşlarla konuşma şeklinizi yumuşatmak sizin elinizde. Hem neden İngilizceyi de kendi diliniz gibi konuşamayasınız ki? Nasıl bir yakınınızla ana dilinizde sohbet ederken kahkahalar havalarda uçuşuyorsa, İngilizce espri yaparak yabancı dilde sohbet ederken farkınızı ortaya koyabilirsiniz. Boşuna demişler, ‘Bir kahkaha, bir kilo pirzola!’ diye…
Gündelik Konuşmalarınıza Ekleyebileceğiniz Basit Espriler
Kabul ediyoruz, İngilizce ile Türkçe arasında bu konuda bariz farklılıklar var. Özellikle yeni yeni yabancı dil öğrenen biriyseniz, o dilde mizah anlayışını kavramakta güçlük çekebilirsiniz. Bunun altında yatan nedenlerin başında kuşkusuz; kültürel farklılıklar geliyor. İşte bu yüzden yabancı bir dilde komik olan bir şey size hiç de komik gelmeyebilir. Ancak daha basit bir mizahla işe başlayarak kendinizi geliştirmek mümkün.
Günlük hayatın içinden, kendinizden bir parça bulabileceğiniz İngilizce komik espriler için bazı örnekler:
- I’d like to start dieting but I’ve got too much on my plate.
Diyete başlamak istiyorum ama tabağımda çok fazla şey var.
- I can’t have kids because I have white couches.
Çocuk sahibi olamam çünkü beyaz kanepelerim var.
- Q: What did the 0 say to the 8?
A: Nice belt!
S: Sıfır sekize ne demiş?
C: Güzel kemer!
- Q: What do you call a train carrying bubblegum?
A: A chew-chew train.
S: Bubblegum taşıyan bir trene ne denir?
C: Bir çuf çuf treni. (chew çiğneme anlamındadır ancak burada söyleniş şeklinden yararlanılmıştır)
- My wife is so negative. I remembered the car seat, the stroller, and the diaper bag. Yet all she can talk about is how I forgot the baby.
Karım çok olumsuz. Araba koltuğunu, bebek arabasını ve bebek bezi çantasını hatırladım. Yine de tüm konuşabileceği, bebeği nasıl unuttuğum.
- Q: What breed of dog can jump higher than buildings?
A: Any dog, because buildings can’t jump.
S: Hangi cins köpek binalardan daha yükseğe zıplayabilir?
C: Herhangi bir köpek, çünkü binalar zıplayamaz.
- Q: Why did the Oreo go to the dentist?
A: Because he lost his filling.
S: Oreo neden dişçiye gitmiş?
C: Çünkü dolgusunu kaybetmiş.
- Q: Can February March?
A: No, but April May.
S: Şubat ayı yürüyebilir mi?
C: Hayır, ancak nisan belki. (march ve may kelimeleri mart ve mayıs anlamında değil, eş anlamları ile kullanılmış. march/ uygun adım yürümek ve may/ belki anlamında)
- My boss came to my work area and told me that I was fired.
So I cleaned out my cash register and went home.
Patronum çalışma alanıma geldi ve kovulduğumu söyledi.
Ben de kasamı boşalttım ve eve gittim.
- I have a long history of bad luck, and it all started when I born.
Uzun bir şanssızlık hikayem var ve her şey doğduğumda başladı.
Gelsin Şakalar, Şenlensin Ortamlar
Küçük esprilerin dışında İngilizce komik şakalar yardımıyla da katıla katıla gülüp güldürebileceğinizi unutmayın.
İşte İngilizcesi biraz daha ileri olanlar için küçük mizahi hikayeler ve şakalar:
- A blonde goes to work in tears. Her boss asks, “What’s wrong?”She says, “My mom died.” He tell her to go home, but she says, “No, I’ll be fine.” Later that day, her boss finds her crying again. He says, “What’s wrong?” She replies, “I just talked to my sister, and her mom died, too!”
Bir sarışın gözyaşları içinde işe gider. Patronu sorar, “Sorun nedir?” Sarışın “Annem öldü” der. Patronu eve gitmesini söyler ama sarışın “Hayır, iyi olacağım” der. O günün ilerleyen saatlerinde patronu onu tekrar ağlarken bulur. “Sorun nedir?” der. Sarışın cevaplar “Kız kardeşimle konuştum ve onun annesi de ölmüş”
- Q: If your wife is shouting at the front door and your dog is barking at the back door, who do you let in first?
A: The dog– at least he’ll quiet down after you let him in.
S: Eğer karınız ön kapıda bağırıyorsa ve köpeğiniz arka kapıda havlıyorsa, ilk önce kimi içeri alırsınız?
C: Köpeği – en azından içeri girdikten sonra susacak.
- A blonde says to her doctor, “Each time I try to sip my coffee, my eye hurts.”
The doctor says, “Maybe you should take the stirrer out of the cup.”
Bir sarışın doktoruna, “Kahvemi yudumlamaya çalıştığımda gözüm ağrıyor” der.Doktor, “Belki karıştırıcıyı (kaşığı) bardaktan çıkarmalısın” der.
- Why did you have empty beer cans in her fridge?
For people who don’t drink.
Buzdolabında neden boş bira kutuları var?
İçmeyen insanlar için.
- Q: Why did the boy eat his homework?
A: His teacher said it was a piece of cake.
S: Çocuk neden ev ödevini yedi?
C: Öğretmeni bunun bir parça kek olduğunu söyledi. (Çok basit bir iş, çocuk oyuncağı anlamında bir deyim)
- Q: What did the blonde say when the airplane began to shake?
A: “Must be an earthquake.”
S: Sarışın, uçak sallanmaya başladığında ne dedi?
C: “Deprem olmalı.” - A man is talking to God. “God, how long is a million years?”
God answers, “To me, it’s about a minute.”
“God, how much is a million dollars?”
“To me, it’s a penny.”
“God, may I have a penny?”
“Wait a minute.”Bir adam Tanrıyla konuşuyor. “Tanrım, bir milyon yıl ne kadar sürüyor?”
Tanrı “Bana, bu bir dakika kadar” dedi.
“Tanrım, bir milyon dolar ne kadar?”
“Bana göre, bir kuruş.”
“Tanrım, bir kuruş alabilir miyim?”
“Bir dakika bekle.” - One day, the phone rang, and a little boy answered.
“May I speak to your parents?”
“They’re busy.”
“Oh. Is anybody else there?”
“The police.”
“Can I speak to them?”
“They’re busy.”
“Oh. Is anybody else there?”
“The firemen.”
“Can I speak to them?”
“They’re busy.”
“So let me get this straight — your parents, the police, and the firemen are there, but they’re all busy? What are they doing?”
“Looking for me.”Bir gün telefon çaldı ve küçük bir çocuk cevapladı.
“Ailenle konuşabilir miyim?”
“Meşguller.”
“Ah. Orada başka kimse var mı?”
“Polis.”
“Onlarla konuşabilir miyim?”
“Meşguller.”
“Ah. Orada başka kimse var mı?”
“İtfaiyeci.”
“Onlarla konuşabilir miyim?”
“Meşguller.”
“Öyleyse şunu açıklığa kavuşturmama izin ver – ebeveynlerin, polis ve itfaiyeciler orada, ama hepsi meşgul? Ne yapıyorlar?”
“Beni arıyorlar.”
İngilizcenize biraz mizah katmak istiyorsanız İngilizce espri yapmayı deneyebilirsiniz. Gerek espriler ile ilgili gerek biraz pratik yapmak için profesyonel yardıma ihtiyaç duyarsanız Cambly yanınızda! Ana dili İngilizce olan eğitmenlerden oluşan uzman kadrosu ile Cambly 1:1 veya 3 kişilik grup derslerine katılabilir, 7/24 istediğiniz gün ve saatte ders yapabilir, çalışmak istediğiniz eğitmenleri özgürce seçebilir, başlangıçtan en ileri seviyeye uygun ders içeriklerinin tamamından yararlanabilirsiniz.
Öğrendiklerinizi ise ne kadar sık pratik ederseniz o kadar hızlı gelişirsiniz. Cambly yapay zeka destekli İngilizce öğrenme asistanı Cambly AI ile ücretsiz pratik yapmak için tıklayın! 😊
Espriler için teşekkürler. Yarışmamız vardı çok yardımcı oldu👍
Harika! Rica ederiz 🙂