Ofis Ortamında Profesyonel Görünmenizi Sağlayacak İngilizce İfadeler
İş İngilizcesi, başarılı bir kariyere sahip olmanız için gereken temel niteliklerden biri. Ancak birçok insanın gerek iş yerinde gerekse özel hayatında İngilizce konuşabildiği bir ortamda farkınızı ortaya koymanız büyük önem taşıyor. Daha profesyonel görünmenizi ve yabancı iş ortaklarınızla daha etkili bir iletişim kurmanızı sağlayacak bazı nüanslar bu noktada işinize yarayacaktır. İş dünyasında sık sık kullanılan İngilizce deyişleri öğrenmekse kariyerinizde istediğiniz farkı yaratmak için atabileceğiniz en iyi adımlardan biri. Ofis hayatında işinize yarayacak, bazen e-postalarınızda bazense toplantılarda kullanabileceğiniz bazı İngilizce ifadeleri sizin için derledik.
Address an issue
- to acknowledge a problem and focus on it to find a solution / bir sorunu ele almak
In the meeting, I will address the financial issues we’ve been facing lately. (Toplantıda son zamanlarda karşımıza çıkan finansal sorunları ele alacağım.)
I think it’s time to address the fundamental issues about working conditions. (Çalışma koşullarına dair temel sorunları ele alma vakti geldi.)
Go the extra mile
- to do more than what people expect / beklenenden fazlasını yapmak, beklentilerin ötesine geçmek
We take pride in going the extra mile for our customers. (Müşterilerimizin beklentilerinin ötesine geçmekle gurur duyuyoruz.)
Think outside the box
- to think creatively / kalıpların dışında düşünmek
We must think outside the box to come up with a successful marketing campaign. (Başarılı bir pazarlama kampanyası oluşturabilmek için kalıpların dışında düşünmeliyiz.)
Start from scratch
- to start from the very beginning, whether it refers to a brand new project or starting over / bir işe sıfırdan veya en baştan başlamak
Nothing like this had ever been done before, so we had to start from scratch. (Daha önce buna benzer bir şey yapılmadığı için işe sıfırdan başlamak zorunda kaldık.)
It’s completely ruined, so we’ll have to start from scratch. (Yaptığımız şey mahvoldu, bu yüzden en baştan başlamak zorundayız.)
Close the deal
- to make an agreement official / anlaşmayı gerçekleştirmek
We negotiated the terms of the agreement, and this afternoon we will close the deal. (Şartları konuştuk; öğleden sonra da anlaşmayı gerçekleştireceğiz.)
On the same page
- to agree and understand each other / birbiriyle aynı fikirde olmak
We’re on the same page, so we can close the deal soon. (Aynı fikirdeyiz, yani yakında anlaşmayı gerçekleştirebiliriz.)
Bottom line
- the least amount of money or another benefit the negotiator settles for / anlaşma yapılan kişinin razı olduğu minimum miktarda para veya menfaat
He says his bottom line is $500,000. (En az 500.000 dolar istediğini söylüyor.)
- in summary / uzun lafın kısası
The bottom line is that the management will change the manufacturing process. (Uzun lafın kısası yönetim, üretim sürecini değiştirecek.)
Bring to the table
- to provide something that will be a benefit / karşı tarafın yararına bir şey sağlamak, katmak
(During a job interview) What can you bring to the table? ((İş görüşmesi esnasında) Bize ne katabilirsin?)
Scale up
- to increase in size or number / büyümek, artmak
The company has scaled up production to meet the demand. (Şirket talebi karşılayabilmek için üretimi arttırdı.)
Get back to someone
- to reply to someone / birine cevap vermek, dönüş yapmak
I’ll get back to you as soon as I can. (En yakın zamanda size dönüş yapacağım.)
At stake
- to be at risk / tehlikede olmak, kaybedecek olmak
Her job is at stake if she fails this. (Eğer bunu başaramazsa işini kaybedebilir.)
By the book
- to do things “by the book” is to do things according to company policy or the law / kitabına göre, kurallara uygun olarak
The regular audits inspect whether we do everything by the book in the company. (Düzenli teftişler şirkette her şeyi kurallara uygun olarak yapıp yapmadığımızı denetliyor.)
Profesyonel hayatta çalışanlarınızın İngilizceyi ana dilleri gibi konuşabilmeleri için size muhteşem bir önerimiz var! Cambly’nin iş İngilizcesi öğrenmek isteyen çalışanlar için hazırladığı eğitim programları sayesinde çalışanlarınız bire bir online derslere katılabilir. İstenilen meslek grubuna mensup ve ana dili İngilizce olan eğitmenlerle çalışabilir, hem İngilizce konuşma hem de dinleme pratikleri sayesinde iş yerinde istediğiniz farkı yaratabilirler.
Sınırlarınızı genişletirken online eğitimin avantajlarından faydalanmak ve çalışanlarınızın İngilizcelerini geliştirmeleri için ilk adımı atmak için Cambly Kurumsal Ekibi ile iletişime geçebilirsiniz.