Yöneticiniz ile Yaşadığınız Sorunu Çözmenin Yolları
Yönetici kelime olarak ortak amaçlar için tanımlanmış işlerin başkaları tarafından en etkin şekilde yapılmasını sağlayan, takip eden ve kontrol eden kişi anlamını taşır. Bir şirketin başarısı, gerçekleştireceği projeyi iyi bir şekilde yönetmesine bağlıdır.
Yöneticiler personelini anlamalı ve dinlemeli, takımını en iyi şekilde organize etmeli, motivasyon yükseltmeli, yetki ve sorumluluk almaya hazır olmalıdır. Aynı zamanda karşılaşabileceği riskleri önceden tahmin etmeli ve bu risklere karşı önlem alarak liderlik edebilmeli, görüşlerini personeliyle paylaşmalıdır.
İyi Bir Yönetici Nasıl Olmalıdır?
Genel tanımların yanı sıra iyi bir yöneticinin sahip olması gereken birtakım özellikler vardır.
- İleri görüşlü olması sayesinde karşısına çıkabilecek krizleri tahmin etmeli ve bu krizlere karşı önlem alabilmeli
- Çalışanlarına doğru pozisyonlarda görev verebilmeli
- Motivasyonu sağlamalı
- Gerekli zamanlarda gerekli uyarılarda bulunmalı
- Ödüllendirmeli
Bu özellikler, aslında bir yöneticide olması gereken temel özelliklerdir. Peki, aksi bir durumla karşı karşıya kalındığında yöneticinin tavrı ve tutumu nasıl olmalıdır?
Birçoğumuz “Çatışma Çözme” eğitimi almışızdır. Almamışsak bile, merakımıza yenilip internet üzerinden veya kişisel gelişim kitaplarından okumuş ve konu hakkında en azından bilgi sahibi olmuşuzdur.
Çalışan insanlar olarak günün büyük bir bölümünü iş yerimizde geçiririz. Bu sebeple, iş hayatı bizlerin yaşamında önemli bir yere sahiptir. Hepimizin bildiği gibi, iş yerinde yaşadığımız stres, sıkıntı ve çatışmalar sadece iş yerinde kalmıyor. Ne yazık ki özel hayatımızda da bu durum etkisini sürdürüyor. Bu durumu ne kadar inkar etmek istesek de belli bir zaman sonra bizler de böyle olduğunu kabul ediyoruz. Sıkıntının sebebinin ne olduğu elbette önemlidir; fakat bu sıkıntıya sebep olan şey yönetici veya herhangi bir iş yeri çalışanı olduğunda ve bu sorunlar çözülmediğinde aynı ortamda bulunduğumuz insanların da bu durumdan etkilenmesine sebep olabiliriz. Ortamdaki huzursuzluğun etraftaki herkese yansıması kaçınılmaz bir durumdur.
Eminiz ki hiçbirimizin hayatı dört dörtlük değil. İster iş hayatı ister özel hayat olsun, hepimizin kendimize göre birtakım sorunları var. Bazen sizin de işin içinden çıkamadığınız anlar oldu değil mi? Peki bu durumu çözmek için ne yapıyoruz? Oturduğumuz yerden her şeyin düzeleceğini beklemek sizce de yanlış değil mi?
Peki, ya iş yerinde mutlu değilsek? O zaman mutsuzluğumuzun sebeplerini ve çözüm yollarını bulmamız gerekmez mi? Bu sorunlar iş yerinden veya iş arkadaşlarından kaynaklanan sorunlar mı, yoksa karşılaştığımız bu sorunların asıl kaynağı kendimiz miyiz? Burada kendimize yöneltmemiz gereken bazı sorular vardır:
- Fazla Mesai: Yoğun bir iş temposundan çıktıktan sonra kendinizi yorgun ve stresli hissediyorsanız yöneticinize bu durumu uygun bir şekilde belirterek tatil talebinde bulunabilirsiniz.
- İş Arkadaşları ile Anlaşmazlık: Çoğumuz bu gibi süreçlerden mutlaka geçmişizdir. Anlaşmazlığa düştüğümüz noktalar muhakkak olmuştur. Önemli olan saygı çerçevesinde bunu belirtmek ve karşımızdakini de dinlemeyi öğrenmektir. Eğer dinlersek, karşımızdaki kişinin düşüncelerinden emin oluruz ve bu sayede herhangi bir yanlış anlamanın önüne geçebiliriz. Her fikre saygı duymak, iş hayatında bize birçok konuda yardımcı olacaktır.
- Yönetim Tarzı: Belirttiğimiz unsurların içindeki en önemli unsur yönetim tarzıdır. Yöneticinin tutum ve tarzı çok önemlidir. Kendisine duyulan saygıyı aynı ölçüde çalışanlarına da göstermelidir. Aksi durumlarda bile saygısını hiçbir zaman bozmamalıdır. Düşünün ki, bir projeniz var ve bunu yöneticinize aktarmak için sabırsızlanıyorsunuz. Fakat projenizi sunduğunuz zaman sizi dinlemek yerine duymazlıktan geliyor. Bu durum sadece moralinizi bozmakla kalmaz, aynı zamanda yöneticiye karşı olan güveninizi ve saygınızı da zedeler. Ne olursa olsun, pes etmeyin. Kendinize ve fikirlerinize güvenin. Israrcı olun ve inanın. En önemlisi, sizi fark etmesini sağlayın.
- Mekan ve Çevre Koşulları: İçinde bulunduğumuz mekan da iletişimi etkileyen önemli faktörlerdendir. Gereğinden fazla kalabalık bir ortamda çalışmak iş verimini düşürebilir. Çünkü bu tarz bir ortamda dedikoduların olması ve hızlı bir şekilde yayılması kaçınılmaz olabilir. Sadece dedikodu da değil, böyle kalabalık bir ortamda herhangi bir olumsuz durum ile karşılaşma olasılığınız daha yüksek olacaktır. Bu da iş verimini ve motivasyonu ciddi şekilde düşürür. Ne diyoruz? Atmosfer önemli! 🙂
- Yanlış Alanda Kariyer Yapıyor Olmak: Bir iş yerinde sahip olduğumuz statü de çok önemlidir. Sevdiğimiz bir işi yapmak bizi ne ölçüde mutlu ederse, sevmediğimiz bir işi yapmak da bizi o ölçüde mutsuz eder. Sevmediğimiz bir alanda çalışmak, kariyerimizde ilerlememizi durdurur ve kendimizi iyi bir şekilde keşfedemememize sebep olur.
- Kariyer yapacağım alan şu an çalıştığım alan mı? Bu alanda çalışmayı ve bu mesleği yapmayı gerçekten istiyor muyum? Bu soruları kendinize tekrar sorun ve iş hayatınızı tekrar gözden geçirin.
- Mobbing: Muhakkak ki en ağır psikolojik şiddet biçimidir. Baskı, kuşatma, taciz, aşağılama veya tehdit şeklinde uygulanan duygusal bir saldırı şeklidir. Amaç, kişiyi iş yaşamından uzaklaştırmaktır. Peki bu durumda ne yapmak gerekir?
Mobbinge maruz kalanlar; TBMM, ALO 170, ÇSGB, BİMER ‘e gerekli delilleri de toplayarak başvurabilirler. Dediğimiz gibi, pes etmek yok! Şimdiyse yönetici ile yaşanılan sorunları çözmenin yollarını başlıklar altında toplayalım;
Sabırlı Olun: Durumlar bir anda hiç istemediğimiz bir hale gelebilir. Ağzımızdan çıkan kelimelere dikkat edemeyebiliriz. Sert çıkışlarımızın geri dönüşü daha ağır olur. Bu gibi durumlarda sakinliğimizi korumalı ve sabırlı davranmalıyız.
Dinleyin: Tartışma anında ses tonumuz yükselebilir. Kendimizi anlatmak için istem dışı bağırmaya başlayabiliriz. Böyle bir durumda karşımızdakinin söylediklerine kulağımız kapalıdır. Bu tarz durumlarda, karşımızdaki kişiyi dinlemeli ve ona da söz hakkı tanımalıyız.
Gözlemleyin: Bize rahatsızlık verebilecek durumlarla karşı karşıya kalabiliriz. Bu gibi durumlarda etrafımızda olup biteni iyi gözlemlemeliyiz. Çünkü iyi bir gözlemci olabilirsek, karşılaşacağımız olumsuzluklara karşı tedbirimizi en iyi şekilde almış oluruz.
Önemli: Mailleri ve mesajlarınızı düzenli bir şekilde takip edin.
Arabulucu: Yönetici ile herhangi bir konuda tartıştık ve bu durumu kendi kendimize düzeltebileceğimize inancımız olmadığını düşünüyoruz. Bu gibi durumlarda olayı büyütmeyecek, iki tarafa da eşit olan, taraf tutmayan bir arabulucu (insan kaynakları gibi) bize göre daha doğru kararlar verebilir.
Tartışma: İş yerinde tartışma olacaksa, ki olmaması tercihtir; bu tartışma şekli mutlaka konu olmalıdır, insan değil. İyi bir yönetici, ortada bir çatışma varsa karşısındaki kişinin kişilik haklarına asla saldırmamalıdır. Konuyu ele alarak tartışmanın sebebi belirlenmeli ve ortak çözümlerle yola devam edilmelidir.
Bakış Açısı: Her insanın bir olaya veya bir konuya karşı bakış açısı aynı olmayabilir. “Bu benim düşüncem ve en doğru düşünceye ben sahibim.” şeklinde sergilenen tavırlardan uzak durmak, egomuza yenik düşmemek gerekir. Çünkü bu noktada çözüm değil, diretme vardır. Konuya çözüm odaklı yaklaşabilmek için önce dinlemeliyiz. Dinleme ile birlikte karşımızdaki kişinin de fikirlerine önem verdiğimizi hissettirerek konuyla ilgilendiğimizi göstermeliyiz. Belki de olaya olumsuz bakan kişinin fikirleri bize cazip gelecektir. Bakış açımızı dar tutmamalı, daha büyük bir çerçeveyi kapsayacak şekilde genişletmeliyiz.
Hiçbirimiz kusursuz değiliz. Bizler de hata yapabiliriz. Önemli olan hatamızı sahiplenebilmektir. Bunu başarabilmek de bir çözüm yoludur.
Planlama: Herhangi bir anlaşmazlık sonrası kendimize bir plan belirlemeliyiz. Konumumuz, aldığımız sorumluluklar, düzen ve roller gibi. Bunları planlamak çok önemlidir.
Takip et: Yaşadığımız çatışma (anlaşmazlık) tatlıya bağlanmış olsa da, konuşulanların (anlaşmanın) uygulanıp uygulanmadığını takip etmek çok önemlidir. Çözümün geçici değil, kalıcı olması hem yönetim hem de çalışan için oldukça önemlidir.
Mükemmel bir iş yerinde çalışacaksınız diye bir kanun yoktur. Her şey mükemmel olmayabilir. Kendi düzenimiz, huzurumuz ve mutluluğumuz için her türlü sorunu büyük küçük demeden ustalıkla ele almalı ve her zaman çözüm odaklı olmalıyız. Unutmayalım ki, her şey kişide başlar. Neye inanırsak, onu başarırız.